Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3162 E. 2022/4464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının azlığına ilişkin temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının azlığı nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından manevî tazminat ve nafaka miktarları ve nafakaların ÜFE oranında artırılması gerektiğine yönelik, davalı erkek tarafından ise kadının boşanma davası ve ferilerinin kabulüne yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayanan boşanma davalarında yasada öngörülen altı aylık hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda davacı kadın, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışını daha önceden öğrenmiş olsa da; davalı erkeğin bir başka kadınla yaşamasının devamlılık arz ettiği ve bu birliktelikten çocuklarının olduğu ve bu durumda zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihinden başlayacağı düşünülmeden hak düşürücü süreden davanın reddedilmesi doğru değil ise de bu durum temyiz edilmediğinden eleştirilmekle yetinilmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu' nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu' nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge adliye mahkemesince Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.16.05.2022 (Pzt.)