Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3438 E. 2023/2704 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, davalı kadının annesinden aldığı paranın borç mu yoksa bağış mı olduğu ve bu paranın katılma alacağı hesabından düşülüp düşülmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, taşınmazın ediniminde kullandığı paranın annesinden borç olarak alındığına dair tanık beyanları ve kendi iddiaları mevcut olup, davacı erkeğin bu hususta senetsiz ispat iddiasının yerinde olmadığı, tanık beyanlarıyla borç ilişkisinin ispatlanabileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/217 E., 2022/193 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/17 E., 2021/397 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde davalı ... adına 2732 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölümün satın alındığını, taşınmazın mal kaçırma amacıyla davalı ...'ya devredildiğini ileri sürerek mal rejimin tasfiyesi ile taşınmaz nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 190.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Durna'ya husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın müvekkili Fatma'nın annesinden borç alarak bu taşınmazı aldığını ve borcunu kredi çekerek karşılamaya çalıştığını, tek başına kredi çekmeyi göze alamayınca borca karşılık taşınmazı annesine devrettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesince 23.09.2021 tarihli (14) nolu celsede (2) nolu ara kararla, davalı ... yönünden davanın ayrılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının 9.000,00 Euro'nun taşınmazın alınmasında kullanıldığını ispatlayamadığı, taşınmazın boşanma dava tarihinden kısa süre önce devredildiği, tasfiyeye tabi olduğu, taşınmazın güncel değerinin 235.000,00 TL olduğu, yarısı oranında davacının katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 117.500,00 TL katılma alacağının karar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'nın hesabından çekilen 9.000,00 Euro ve üzerine kattığı nakit ile birlikte tanık ve taşınmazı yapan kişi olan Ramazan'ın kredi borcunun bir kısmının ödendiğini, kalan taksitlerin ise davalı ... tarafından gönderildiğini, taşınmazda davacının hiçbir katkısının olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın 23.01.2008 tarihinde davalı ... tarafından edinildiği, boşanma davası açılmadan yaklaşık 20 gün önce 09.07.2010 tarihinde diğer davalı ...'ya devredildiği, dava konusu taşınmaz üzerinden tanık İbrahim adına çekilen kredi için tanıkların beyanları çelişkili olmakla birlikte taşınmazın tapu devrinin davalı ...'ya yapılmadan önce kredi için toplu ödeme yapıldığı konusundaki tanık beyanlarının birbiriyle uyumlu olduğu, buna göre taşınmazın tapusunun Fatma'ya devrinden iki gün önce davalı ...'nın hesabından 9.000,00 Euro para çekildiği, krediye yapılan toplu ödemenin bu para ile yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar 02.07.2021 tarihli hesap bilirkişisi raporunda davalının annesinden alınan bu paranın bağış kabul edilmesi gerektiği, bunun borç olarak alındığını ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının bu ispat külfetini yerine getiremediğinden bahisle davalının annesinden alınan bu paranın bağış olarak kabul edilmesi gerektiğinden hareketle hesaplama yapılmış ise de, davalının tüm aşamalarda ve istinaf dilekçesinde de annesinden alınan bu paranın borç olarak alındığını iddia ettiği, davacının 23.08.2021 tarihli dilekçesinde de, davalının annesi tarafından verilen bu paranın bağış olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiği, dolayısıyla davalının annesinden alınan 9.000,00 Euro'nun borç olarak alındığı kabul edilmek sureti ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 231 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca taşınmaza dair borç olması nedeni ile taşınmazın sürüm değerinden çıkartılarak davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinin gerektiği, buna göre, 9.000,00 Euro'nun İlk Derece Mahkemesinin karar tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru (10.17 TL) üzerinden TL karşılığının 91.530,00 TL olduğu, bu miktarın taşınmazın muhtemel karar tarihindeki değerinden düşüldükten sonra kalan artık değerin yarısı oranında olan 71.735,00 TL'nin davacı lehine katılma alacağı olduğu belirtilerek başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle, 71.735,00 TL katılma alacağının karar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçende özetle; davalının açtığı katılma alacağı dava dosyasında müvekkili lehine bono nedeniyle takip yapılmasına rağmen bono borcunun dikkate alınmadığını işbu dava dosyasında takip dosyası dahi bulunmamasına rağmen sadece tanık beyanlarıyla borç olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davalının kişisel malın kullanıldığını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, dekontta borç olarak verildiğine dair kayıt olmadığını, senetle ispat zorunluluğunun yok sayıldığını, euronun kontrolsüz artışı nedeniyle müvekkilinin çok zarara uğradığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iddialar ispat, denkleştirme ... yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 297 nci marddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı 6 ncı maddesi,179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.