"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1961 E., 2022/121 K.
DAVALILAR :1-... vekili Av. ... 2-...
DAVA TARİHİ : 04.10.2015
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/850 E., 2021/517 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dava konusu taşınmazın üzerinde bina olup olmadığı, aile konutu olarak kullanıp kullanılmadığı hususun tespitini yapmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı şirket vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ve vekili ile diğer davalı ... gelmediler. Açık duruşmaya başlandı. Davalı Salim Demirel adına çıkarılan tebligatın dönmemiş olduğu görüldü. PTT veri tabanından yapılan sorgulamada tebligatın önce aynı konutta yakınına teslim edildiği, bilahare teslimin iptal edilerek yeniden dağıtıcıya verildiği ve dağıtıcının Mernis adresine Kanunun 21/2 maddesine göre tebligatın yapıldığının belirtilmiş olduğu görüldü. Davalı şirket vekili: " Biz de tebligatı takip ettik tebligat muhtara yapılmıştır" dedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan ...'in 1973 yılında evlendiklerini, 1978 yılında halen ikamet ettikleri aile konutunun arsasını satın alıp 1988 yılında arsa üzerine bina yaptıklarını, 34 yıldır bu binada ikamet ettiklerini ve aile konutu olarak kullandıklarını, başkaca taşınmazları olmadığını, 04.09.2012 müvekkilinin bilgi ve rızası olmadan aile konutu vasıflı taşınmaza davalı şirket yararına ipotek tesis edildiğini belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1- Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ipoteğin Selin Konfeksiyon Sanayii Ticaret Limited Şirketinin doğmuş ve doğacak borçlarının 300.000,00 TL'ye kadar olan kısmı için teminat niteliğinde, davalı ... adına kayıtlı taşınmaza konulduğunu, bu şirketin davacı ve davalının ortak çocuğu Kudret'e ait olduğunu, ipotek tarihinde dava konusu arsa vasıflı taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi olmadığını, üzerinde bina olduğunun da tapu kaydında yer almadığını, müvekkili şirketin ... niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2017 tarihli ve 2015/770 esas, 2017/594 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın arsa vasıflı olduğu, üzerinde bina olduğunun tapu kaydından anlaşılmadığı, ipotek tarihi itibari ile aile konutu şerhi bulunmadığı gibi ipoteğin davacı ve davalı gerçek kişilerin ortak çocuğunun şirketine teminat olarak verildiği, davalı şirketin de taşınmazın aile konutu olduğunu bilecek durumda olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2019 tarih ve 2018/165 esas, 2019/1579 karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazda keşif yapılarak, bina bulunup bulunmadığı, bina bulunması halinde birden fazla bağımsız bölüm olması durumunda arsa payının belirlenmesi, taşınmazın aile konutu niteliğinde olup olmadığının tespiti ile tarafların delilleri toplandıktan sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın zemin ve birinci kat olmak üzere iki kattan oluştuğu, davacı ve davalı ...'in zemin katı aile konutu olarak kullandığı, davalı ... adına kayıtlı aile konutu vasıflı taşınmaza ipotek tesis edilirken davacının açık rızasının alınmadığı sabit kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne, 06.06.2020 bilirkişi raporunda görülen 1/2 pay üzerindeki ipoteğin fekkine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşımazın hükümde belirtildiği şekilde bölünmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle kısmen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, keşif sırasında da belirtildiği üzere her iki katı ile birlikte geniş bir ailenin kullanımında olduğunu, ipoteğe konu taşınmazın aile konutu vasfının ipotek tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, arsa vasıflı taşınmazda kat irtifakı bulunmadığını, farazi olarak taşınmazın ikiye bölünemeyeceğini, bilirkişi raporunun usule aykırı olduğunu belirtilerek, davanın kısmen kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2- Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipoteğin tarafların ortak çocuğu olan Kudret'e ait şirketin borçlarına teminat olarak verildiğini, müvekkilinin ... niyetli olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, davacı kadının bu ipotekten haberinin olmamasının mümkün olmadığını, tarafların oğlu Kudret ile aynı yerde oturduklarının sabit olduğunu, müvekkilinin ... niyetli olduğunu, davacı yararına yanlış ve fazla vekâlet ücreti hesaplandığını, müvekkili yararına vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, davacı ve davalı eşinin aile konutu olarak kullandığı ve arsa payı 1/2 olan kısma ilişkin kabulüne dair karar verilmesinin, kısmen kabul niteliğinde olmadığı, arsa vasıflı olan taşınmazın diğer bölümleri yönünden ipoteğin geçerliliğini koruduğu, İlk derece mahkemesi kararında yer alan "davanın kısmen kabulüne" "fazlaya ilişkin talebin reddine" ibaresinin kullanılmasının ... olmadığını, bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, bunun yanında, aile konutu olarak kullanılan kısma ilişkin kısım üzerinden ipotek kaldırılmış olmakla bu kısmın keşifte belirlenen dava tarihindeki değeri (toplam taşınmaz bedeli 246.729,00 TL üzerinden 1/2 paya tekabül eden 123.364,50 TL üzerinden nispi harç, yargılama gideri ve davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşifte belirlenen muhtemel karar tarihindeki taşınmazın değeri olarak belirtilen 466.550,00 TL üzerinden hesaplama yapılması ve davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplama yapılmasının ... olmadığı belirtilerek, davalı şirketin yargılama giderleri ve davacı tarafa verilen vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kısmen kabul edildiği, aile konutu olarak kullanılan kısma ilişkin davanın tamamıyla kabul edildiği, bu haliyle davalı şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu belirtilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile taşınmazın bilirkişi heyeti raporuyla tespit edilen zemin kat, 1/2 arsa paylı davacı ve davalı eşinin aile konutu olan kısmı üzerinde davalı şirket lehine konulan 04/09/2012 tarihli ipoteğin kaldırılmasına, alınması gereken 8.427,03 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.123,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.303,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı tarafça peşin yatırılan 5.141,48 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı tarafça yapılan 2.019,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 15.669,63 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekli ve davalı şirket vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde belirtilen hususları tekrarla, ½ arsa payına tekabül eden kısım yönünden ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin ½ arsa payı üzerinden hesaplanması yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2-Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde belirtilen hususları tekrarla, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadın tarafından açılan aile konutundan kaynaklanan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık; davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, dava konusu ipoteğin konulduğu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, ipoteğin taşınmazın tamamını kapsayıp kapsamadığı ve yargılma gideri ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.