Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3785 E. 2022/9644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vasiyetname ile intikal eden taşınmazın velayet sahibi anne tarafından satılmasının velayet görevinin kötüye kullanılması olup olmadığı ve satışın geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Velayet sahibi annenin, çocuğun vasiyetname ile kendisine intikal eden taşınmaz hissesini, çocuğun menfaatini gözetmeden ve velayet görevini kötüye kullanarak sattığı, davalı alıcının da çocuğun aleyhine gerçekleştirilen bu satışta kötü niyetli olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davacı çocuğun hissesi oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından tapu iptal tescil talebinin reddi, davalı ... adına açılan davanın reddi ve ayrıca bedeli yönünden; davalı ... tarafından ,ise davanın kısmen kabulü ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesi ile davacı müvekkilinin babası ... ... ...'ün 23/11/1987 tarihinde vefat ettiğini, ... ... ...'ün ölümünden önce 11 Haziran 1987 tarihli ve 936 yevmiye numaralı vasiyetname ile tapu kayıtlarında ... ili ... ilçesi Merkez Mahallesi 24 da 22 parsel sayılı tahminen dört dönüm tarla içerisinde akaryakıt istasyonu, bir ev temeli ve bir ahşap ev, bina bulanan taşınmazın üzerindeki yapılarla birlikte mülkiyetinin 2/3 payını oğlu davalı ...'e, geriye kalan 1/3 payını ise davalı ... (...) ve kızı davacı müvekkili ... ...'e müştereken bıraktığını ancak, davacı müvekkilinin babası ... ... ..., davalı ... (...) davacı müvekkili ... ...'ü terk ederse dava konusu taşınmaz üzerindeki 1/3 pay üzerindeki mülkiyetin tamamının davacı müvekkili ... ...'e kalacağını vasiyet ettiğini, annesi ...'nın taşınmazı müvekkili ... olmadan kısa bir süre önce müvekkilinin bu haklarını velayet hakkını kötüye kullanarak davalı ...'e 18 Haziran 1999 tarihinde satış suretiyle devrettiğini öğrendiğini, bahsi geçen ... Noterliğinde düzenlenen 11 Haziran 1987 tarihli ve 936 seri numaralı vasiyetnamede ... (...)’ın ...'ü terk ettiğinden vasiyetnameye konu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın 2/3 hissesinin davalı ...'e, 1/3 hissesinin ise müvekkili ...'e ait olacağını, müvekkilinin annesi davalı ... (...)'ın kanunun açık hükmüne rağmen babası tarafından vasiyetname ile müvekkiline bırakılan dava konusu taşınmaz üzerindeki 1/3 hissesini, kendisine tanına intifa hakkı dışına çıkarak durumdan haberdar olacağı kesin olan müvekkilinin ağabeyi davalı ...'e devretmesinin velayet görevini kötüye kullandığının göstergesi olduğunu, dava konusu ve 1999 yılındaki tapu kayıtlarında ... İli ... İlçesi, Merkez Mahallesi, 24 ada, 22 parsel sayılı üzerinde bir adet kargır ev, bir adet ahşap ev ve akaryakıt istasyonu bulunan 5765,81 metrekare yüz ölçümüne sahip taşınmazın; 21/10/2009 yılında gerçekleşen ifraz işlemi sonrası ... tapu kayıtlarında ... İli ... ilçesi, Merkez Mahallesi, 34 ada, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43 parsel sayılı olarak kayıtlı olduğunu , bu parsellerden iki tanesi davalı ... tarafından üçüncü kişilere satış suretiyle devredildiğini belirterek öncelikle dava konusu ... İle ... İlçesi, Merkez Mahallesi, 24 ada 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki tapu kayıtlarının iptal edilerek 1/3 hisselerinin davacı adına tescilini ve davalı ... tarafından, dava dışı üçüncü kişilere satış suretiyle devri gerçekleştirilen 24 ada 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelinin hesaplanarak davacının 1/3 hissesine düşen miktarın davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesini; bu mümkün değil ise dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin tespit edilip velâyeti görevini kötüye kullanan davalı ... ve bu durumu ... kötüniyetli davalı ...’ten işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini,dava konusu taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı ... cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın murisin vasiyeti üzerine kendilerine kaldığını, davalı ... tarafından aynen taksimi talebiyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/16 E. Sayılı dosyasında izale-i şuyu davası açıldığını, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi üzerine taşınmazın üçüncü kişilere satılma durumunu ortadan kaldırmak için davalı ile anlaşma yoluna gidilerek taşınmazın satın alındığını, bedelinin taksitlerle ödendiğini, makbuzları olduğunu, satışın ... satış olduğunu, davacıyı zarar uğratmak kastı ile davalı ... ile işbirliği içinde birlikte hareket ... davacının hakkını ortadan kaldırmaya yönelik tasarrufta bulunmalarının mümkün olmadığını, ...’nın kızını da terk ettiğini, satış bedelleri davacıya ödenmedi ise bundan davalı ...’nın sorumlu olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... cevabında; vasiyetnameye aykırı bir şekilde kızı olan davacıyı terk ... gitme durumunun söz konusu olmadığını, maddi durumu kötü olduğundan ... Yaman adlı şahıs ile tanışıp evlendiğini, ancak ...'ın davacı ...'yi benimseyip kabullenmemesinden ve evde istememesinden dolayı sürekli huzursuzluk yaşadığını, davacı ortaokul yıllarında iken müvekkilinin eşiyle birlikte bir sebepten ötürü kısa süreliğine cezaevine girdiğini, diğer davalı ...'in bu durumda bile kardeşi olan davacıya sahip çıkmadığını, davacı lise yıllarında iken yaşadıkları maddi manevi sıkıntılar nedeniyle davacı kızını 1996 yılında Almanya'ya yeğeninin yanına göndermek zorunda kaldığını, elinden geldiğince kızına sahip çıkmaya çalıştığını, bunların sorumlusunun diğer davalı ... olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; dosya arasına giren dava dosyaları, ödeme dekontları ve dinlenen tanık beyanlarından davalı ... ile davalı ... arasında el ve işbirliği olduğunun kanıtlanamadığı, gerekçesiyle davacının davalı ...'e yönelik açtığı davasının kanıtlanamadığından reddine, davalı ...'ya yönelik açılan davada, davalının ve davacının adreslerinin yurt dışı olduğu, dosya kapsamından ve dinlenen tanık beyanlarından terk olgusunun kanıtlanamadığı, velayet hakkının kullanımında ve çocuk mallarına ilişkin tasarrufi işlemlerde herhangi bir iznin aranmadığı gibi davaya konu uyuşmazlıkta velayet hakkının kullanımını kısıtlayan yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı, davalı ...'nın yoksul olduklarını veya çocuğun ... durumunun olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiğini ve bu sebeple davacının mallarına ilişkin satıştan elde edilen gelirin kullanıldığını ispat edemediği, davaya konu taşınmazın satışından aldığı karşılığı davacıya verdiğini ya da satıştan elde edilen karşılığı davacı yararına ve özenle yönettiğini de kanıtlayamadığı anlaşıldığından anılan amir hükümler uyarınca davacıya murisinden intikal eden taşınmazdaki hissesi oranında davalı ... yönünden tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, davacı ve davalı ... istinaf talebinde bulunmuş, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı ... tarafından yukarıda belirtildiği şekilde temyiz talebinde bulunulmuştur.

Davaya konu 11.06.1987 tarih 936 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Vasiyetnamede muris ... ... ... tarafından dava konusu taşınmazın 2/3 hissesinin davalı ...'e, 1/3 hissesinin davalı ... ... ile davacıya bırakıldığı, davalı ...'nın davacıyı terk etmesi durumunda 1/3 payın tamamının davacıya ait olacağının vasiyet edildiği görülmüştür.

Vasiyetnameye konu 24 ada 22 parsel sayılı taşınmazın ifraz görmesi sonucu 24 ada 33,34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43 parsellerin oluştuğu tapu kayıtlarında anlaşılmaktadır.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; dava konusu ... İli ... İlçesi, Merkez Mahallesi, 24 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın kendisi ve kızı adına olan paylarının o tarihte velayet hakkına sahip bulunan davalı ... tarafından 18 Haziran 1999 tarihinde kendisine asaleten , ... olmayan davacıya velâyeten, davalı ...’e satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, satım işlemlerinin velayet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürmüştür.

Davacı 07.12.1981 doğumlu olup 07.12.1999 tarihinde ... hale gelmiştir. Davacının velayet altında olduğu dönemde 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi (TKM) yürürlükte olduğu için uyuşmazlığın bu kanuna göre çözülmesi gerekmektedir.

Ana ve ... velayetleri veya yönetim hakları sona erince, çocuğun mallarını, hesabıyla birlikle ... çocuğa devrederler (TKM m.287). Yine Türk Kanunu Medenisi'nin 280. maddesinin “istifade hakkı" kenar başlığı altında, ana ve babanın, velayet hakkı kusurlarıyla kaldırılmadıkça, çocuk ... oluncaya kadar çocuğun mallarından intifa hakkı olduğu, aynı Kanunun "mesuliyet" kenar başlığı altında düzenlenen 288. maddesinde ise, ana ve babanın çocuk mallarının iadesinde intifa hakkı sahibi gibi mesul olacağı düzenlenmiştir.

Çocuğun mallarının yönetimi çocuğun menfaatine uygun olmalı, çocuğun menfaati ile bağdaşabildiği ölçüde ana ve babanın ortak menfaatlerine hizmet etmelidir. Ana ... yönetim görevini sadakat ve özenle yerine getirmelidir. Ana ve ..., çocuğun mallarında meydana gelen zarardan sorumlu olmadıklarını ispat için, zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının olmadığını, yani çocuğun mallarını sadakat ve özenle yönettiklerini ispat etmeleri gerekir.

Mahkemece, ... ile davalı ... arasında el ve işbirliği olduğu kanıtlanamadığından ... adına olan davanın reddine, davaya konu taşınmazın satışından aldığı karşılığı davacıya verdiğini ya da satıştan elde edilen karşılığı davacı yararına ve özenle yönettiğini de kanıtlayamadığı anlaşıldığından davacıya murisinden intikal eden taşınmazdaki hissesi oranında davalı ... yönünden tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; davalı anne çocuğun mallarını sadakat ve özenle yönetmediği, velayet hakkını kötüye kullanarak davacının zararına hareket ettiği, davalı ...’in de o tarihte ... olmayan davacı aleyhine davranıldığını bilebilecek durumda olup el ve işbirliği içinde hareket ettikleri, anlaşılmaktadır.

O halde; dava konusu bu taşınmazın ifrazı ile oluşan tapu kayıtlarına göre, davalı ... tarafından başkalarına ... olan taşınmazlar yönünden taşınmazların satış tarihindeki rayiç bedellerinin davacının vasiyetname ile belirlenen tapudaki hissesi oranında faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsiline, davalı ... adına kayıtlı bulunan taşınmazlar yönünden ise davacının vasiyetname ile belirlenen tapudaki hissesi oranında tapu iptali ve davacı adına tesciline karar vermek gerekir iken,yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve bozmayı gerektermiştir..

SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 24.11.2022 (Prş.)