"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/702 E., 2022/576 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Foça Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi
SAYISI : 2014/247 E., 2019/294 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde 17.06.2013 tarihinde alınan 5106 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümü müvekkilinin 51.000,00 TL bedelle satın aldığını ve tapuda davalı eşi adına kaydettirdiğini, müvekkilinin uzun yıllar oto tamir işleri yürüreterek evin geçimini tek başına sağladığını, davalı tarafın bu süreçte hiçbir katkısının olmadığını, katılma alacağı talebi ile başvuruda bulunduklarını belirterek 5106 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüme dair edinilmiş malın değerinin tamamının, mümkün olmazsa 1/2'sinin değeri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 51.000,00 TL'nin, mümkün olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 25.500,00 TL'nin boşanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; davacı erkek vekili 15.02.2016 tarihinde toplam 120.000,00 TL değer üzerinden ıslah harcı yatırmıştır.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın hukuki gerekçeden yoksun olduğunu, taşınmazın müvekkilinin şahsi malı olduğunu, dava dışı 5317 ada 1 parsel, 5105 ada 1 parsel, 5106 ada 1 parsel ve 5328 ada 1 parsel sayılı taşınmazların büyükbabasından miras olarak kaldığını, mirasçıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 5106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilecek 20 adet daireden oluşan A ve B blokun davalı müvekkilin babasının da bulunduğu mal sahiplerine paylaştırılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin babasına kalan hisselerin davalı müvekkili ile kardeşlerine intikal ettiğini, tarafların tapularını 24.05.2013 günü alabildiklerini, müvekkili ve diğer mal sahiplerinin 24.10.2005 tarihinde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, 20 adet daireyi paylaştıklarını, miras taksim sözleşmesine göre 11 nolu dairenin tam hisseyle müvekkiline kaldığını, 10 nolu daireyi de diğer mirasçılardan devraldığını, müvekkilinin miras malı olan 10 ve 11 nolu daireyi bir nevi takas ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/128 Esas sayılı dosyasındaki 08.04.2014 tarihli celsede tanık olarak verdiği ifadede "...tam tarihini hatırlayamamakla birlikte daireleri 2008 yılında aldığımızı hatırlıyorum. Davalı eşime kuradan 11 numaralı daire çıktı. Av. Deniz Karakurt'a kuradan 10 numaralı daire çıktı. Biz deniz hanıma daireleri takas yapmak istediğimizi söyledik. Deniz hanım kabul etmedi. Sonrasında beni bürosuna çağırdı. Su işini halledebilirsen takas yapmayı kabul ederim dedi ben belediyeden su işini hallettim .Böylece deniz hanımla dairelerimizi takas ettik... " şeklindeki ifadesinin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, mahkeme içi ikrarın bir kesin delil olduğu, bir davada yapılan mahkeme içi ikrarın, başka bir davada da geçerli olduğu, 11 nolu bağımsız bölümün miras malı olarak belirlendiği ancak daha sonrasında takas edilerek 10 nolu bağımsız bölümün miras malı olduğu, davalıya babasından miras kaldığı, davalının takas iddiası ve kişisel mal iddiasını kanıtlanmış olduğu; davacının her ne kadar 24.06.2015 tarihli celsedeki beyanında 11 nolu daireyi 51.000,00 TL ödeyerek satın aldığını, mirasçılara para ödediğini, şahitlikten haberi olmadığını, eşinin isteği üzerine şahitlik yaptığını, ne söylemesi gerektiğin ... Bey'in söylediğini, Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında vermiş olduğu ifadenin doğruyu yansıtmadığını beyan etse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağı, bu nedenle davacının beyanlarına itibar edilmediği, ayrıca davacı hakkında yalan tanıklık nedeniyle Menemen 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/738 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, davacının her iki beyanı arasında yalan tanıklık boyutunda çelişki oluşturacak beyanı bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi uyarınca hukuk hakimin ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığı, bu nedenle yalan tanıklıkla ilgili olarak beraat kararına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapuda açıkça satış yazmasına rağmen, resmi belgenin bir başka resmi belge ile aksi ispat edilmediği halde tanık beyanlarına itibar edilmesinin, Mahkemece davalı adına isabet eden 1/6 hissenin değil diğer hisselerin 51.000,00 TL'ye satın alındığının göz ardı edilmesinin, eksik ve hatalı değerlendirme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemenin ret kararının iddiaya, savunmaya, taraf tanık beyanlarına, celp edilen tapu kayıt ve satış akit tablolarına, davalı tarafından dayanılan 24.10.2005 tarihli miras taksim sözleşmesine, Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/477 Esas, 2013/80 Karar sayılı ilamına, Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/128 Esas sayılı dosyasında 08.04.2014 tarihli celsede davacının tanık sıfatı ile verdiği beyanlarına ve taksim neticesinde davalı kadına isabet eden 11 nolu bağımsız bölümün dava konusu taşınmazdan 3 gün önce 14.06.2013 tarihi itibariyle 3. kişiye satışına ilişkin tapu kayıtlarına uygun olduğu, davaya konu 10 nolu bağımsız bölümün gerçekte diğer mirasçılardan satın alınmadığı, taksim sözleşmesi neticesinde kadına isabet eden 11 nolu bağımsız bölüm ile takas edildiği, bu suretle kişisel malı olduğu ve tasfiyeye konu edilemeyeceği, Mahkemece, taşınmazın kişisel mal olduğu ve bu sebeple davalının katılma alacağının bulunmadığı gerekçesi ile verilen ret kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, tapuda satış olarak gözüken işlemin aksinin tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağını, satış parasının müvekkili tarafından ödendiğini, buna yönelik tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin yalan tanıklık suçundan beraat ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın kişisel mal olup olmadığı ve kişisel malın ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.