Logo

2. Hukuk Dairesi2022/4082 E. 2023/3217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında kadın tarafından açılan davada, evlilik birliği içerisinde edinildiği iddia edilen taşınmazlar ve ziynet eşyaları için katılma alacağı ve ziynet alacağı talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların davalı erkeğe babası tarafından bağışlandığının ve davacı kadının taşınmazların evlilik birliği içerisinde edinilmiş mal olduğunu ispatlayamadığının, ziynet eşyaları hususunda ise davacı kadının iddiasını ispatlayacak delil sunamadığının anlaşılması üzerine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3491 E., 2022/616 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/201 E., 2021/619 K.

Taraflar arasındaki ziynet ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik sürecince kazandığı tüm birikimleri ve altınlarını davalıya verdiğini, davalının bu para ve altınlarla 815 ada 1-11 parsel, 813 ada 3-4 parsel ve 785 ada 10-11 parsel sayılı taşınmazları satın aldığını ve mal kaçırma amacıyla taşınmazları devrettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazlar yönünden 25.000,00 TL katılma alacağının ve altınlar yönünden 25.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 15.04.2021 tarihli dilekçesinde davalıda kalan altınların 8 adet 30 gram 22 ayar bilezik, 1 adet beşibirlik bir metre altın zincir olarak açıklamış; davacı kadın vekili 07.07.2021 tarihli dilekçesinde de talep miktarını taşınmazlar yönünden 617.187,50 TL'ye ve altınlar yönünden 78.433,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların bir bedel karşılığında alınmadığını, taşınmazların tapuda satış gözükse de hepsinin müvekkiline bağış şeklinde verildiğini, Yargıtay'ın 1957 tarihli içtihadi birleştirme kararına göre aile içindeki satışların hibe gibi bir işlem olduğunu ve her türlü delille ispatlamanın mümkün olduğunu, taşınmazlar alındığında tarafların doğru dürüst işlerinin olmadığını, müvekkilinin babasının sadece davalıya değil diğer iki çocuğuna da taşınmaz verdiğini; altınların davacıda olduğunu, müvekkilinin altınları hiçbir zaman almadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, eşlere anne-baba gibi yakınlar tarafında yapılan temlik işlemleri resmi kayıtta bedelle yapılmış gösterilse bile hayatın olağan akışına göre karşılıksız kazandırma ve bir tür bağış işlemi niteliğinde olduğu, fiili karinenin aksini ileri süren eşin kuvvetli delillerle ispatlaması gerektiği, bu hususun aksini ispata yarar davacı vekilinin dilekçeler teatisi aşamasında sunduğu dilekçelerde tanık deliline dahi dayanmadığı, taşınmazların hepsinin davalıya babası tarafından 03.08.2017 ve 04.08.2017 tarihlerinde yapılan devirle edinildiği, davalı tarafın babası tarafından yapılan devirlerin hayatın olağan akışına göre bedelle satış gösterilse dahi bağış niteliğinde olduğu davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dahi dayanmadığı ve neticede ücret ödenerek alındığına dair ispatı yerine getiremediği; ziynet eşyaları yönünden de davacının dava dilekçesinde ziynetlerin davalı tarafa verdiğinin iddia ettiği ve dava dilekçesinde tanık delilinine dayanmadığı, kabul edilen boşanma davasınındaki tanık beyanlarını dayanak olarak gösterdiği, boşanma dosyasında yapılan tahkikatta ziynet eşyaları ile ilgili herhangi bir soruya rastlanmamış ve erkeğin uhdesinde kaldığına dair bir emare görülmediği gerekçesiyle taşınmazlar ve altınlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, taşınmazların tarafların birlikte kazandıkları paralarla satın alındığını, tapu kayıtlarının aksinin tanıkla ispat edilmesinin mümkün olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı kadının süresi içinde delillerini sunmadığı ve dava konusu taşınmazların davalı kocanın babası tarafından kocaya devredildiği, satış işlemi gibi gösterilmesine rağmen karşılıksız olarak kocaya kazandırıldığı, bağışlama olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tarafların yurtdışında çalıştıklarını, taşınmazların satın alındığını, davalının babasınında varlıklı bir insan olmadığını, davalının babasının yurtdışında çalışan üç çocuğuna arsalarının bir kısmını sattığını, tapu kayıtları ile satış olduğunun sabit olduğunu, evlilik birliği içinde edinildiğinden yasa gereği yarısının müvekkiline ait olduğunu; müvekkile ait olan ve düğünde takılan takıların davalıda kaldığını ve müvekkilene iade edilmediğini, bu durumun düğün CD'si ve tanık beyanları ile sabit olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal-edinilmiş mal ayrımı ve ispatı ile talep edilen alacağın niteliği noktasında toplanmaktadır. Dava, ziynet ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, 01.01.2002 tarihinden sonra davalı erkek adına edinilen taşınmazlar her ne kadar kanuni karine gereğince edinilmiş mal ise de, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalının anne-babasının çocuklarına malvarlıklarını devrederek ölmeden önce mirası paylaştırdıklarının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.