"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/263 E., 2021/273 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkeme bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz eedilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; taraflar evlendikten sonra müvekkilinin maaşının tamamını davalının hesabına aktardığını, davalının annesi adına kayıtlı Sultangazi ilçesindeki evin satılmasından sonra 15.000,00 TL banka kredisi kullanarak satılan evin bedeli üzerine ekleyip Beylikdüzü'nde annesi adına bir apartman dairesi satın alındığını, alınan kredinin ortak aile bütçesinden ödendiğini, daha sonra bu dairenin davalının ablası ...'e devredildiğini, tarafların evlendikten sonra 1750 parsel 40 nolu bağımsız bölümü satın aldıklarını, müvekkilinin işyerinden taşınmazın peşinatı için 40.000,00 TL borç aldığını, halen ödemelerin devam ettiğini, ayrıca müvekkilini bu taşınmazın alınması sırasında düğünde hediye olarak takılan altınların evin peşinatına sayılmak üzere verdiğini, bu altınların evin alındığı tarihte 15.000,00 TL değerinde olduğunun belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 120.000,00 TL değer artış payı ve katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 15.01.2021 tarihli dilekçesinde talep miktarını 88.658,00 TL değer artış payı alacağı, 180.988,60 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 269.646,60 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının bir kısım iddialarının mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu, davacının ortak hesaba ilk kez müvekkili askerde iken para aktardığını, bu tarihten önce müvekkilinin hiç bir hesabına para aktarmadığını, askerlik dönüşü ilk dört ay müvekkili ile davalı tüm gelir ve gider hesaplarını ortak bir planlama ile birlikte karar verdiklerini, ancak dört ay sonrasında davacının kendi kredi kartı da dahil hiç bir gidere katılmadığını, tüm ödemeleri müvekkiline yıktığını, 2008 yılında inşaat aşamasında alınan taşınmazın alımı sırasında müvekkilinin abisinden 13.350,00 TL borç alındığını, 5.670,00 TL'nin ise müvekkilinin hesabında biriktirdiği para ve müvekkilinin iş yerinden almış olduğu 980,00 TL ile karşılandığını, müvekkilinin askere giderken işten ayrıldığını, aldığı kıdem tazminat ve son maaşının bir kısmı ile 12.12.2008 tarihinde 5.000,00 TL ara ödeme yapıldığını, kalan kısmının da askerdeyken olan taksitlerin ödendiğini, müvekkilinin 21.10.2009 tarihinde 46.235,00 TL kredi çektiğini, faizli toplam tutarının ise 62,057,36 TL olduğunu, davacıya düğünde takılmış olan altınların evlendikten kısa bir süre sonra davacının babasının ...'da aldığı evin tadilat ve eksikleri nedeniyle verildiğini, davacının kendisinde kalan set takımı ve 3 adet kelepçe bileziği ayrılma kararının ardından sattığını ve bu parayla kendisine kiralık ev tutacağını bildirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2016 tarihli ve 2014/606 Esas ve 2016/733 Karar sayılı kararı ile, evlilik birliği içerisinde edinilen mallar yönünden taşınmazın değeri belirlendiği, ardından hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek davacının edinilmiş mallar kapsamında davacının katkısı nedeni ile 50.830,00 TL değer artış payı alacağı ve 72.402,60 TL katılma alacağının belirlendiği, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafın toplam 123.232,60 TL alacak hakkı bulunduğu ancak talepte bağlılık ilkesi gereğince karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüyle 24.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 50.830,00 TL değer artış payı alacağı ve 72.402,60 TL katılma alacağı toplamı 123.232,60 TL'den talepte bağlılık ilkesi gereğince 120.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarihli ve 2016/18253 Esas, 2018/19245 Karar sayılı ilamı ile, Mahkemenin karara esas aldığı bilirkişi raporundaki hesaplama usulü ve taraflar lehine dikkate alınan kişisel ve edinilmiş mal kabul edilen kısımlar açısından herhangi bir temyiz bulunmadığı, hükmün davacı vekili tarafından, davacının talep edebileceği alacak miktarının hesaplanmasında dikkate alınan sürüm değerine yönelik olarak temyiz edildiği; 1750 parsel 40 nolu bağımsız bölümün 11.11.2015 ve 14.03.2016 havale tarihli raporlarda piyasa sürüm değerinin, dairenin değere etki edebilecek olumlu olumsuz nitelikleri itibari ile belirlendiği yazılı ise de, özellikle itiraz üzerine alınan 14.03.2016 havale tarihli ek raporda, dava konusu dairenin 2+1 niteliğinde olmakla beraber, odalarından birinin kör oda olduğu ancak depo veya kiler olarak kullanılabileceğinin dikkate alındığı belirtilerek, teknik gerekçeleri açıklanmayan, varsayıma dayalı şekilde değerinin belirlendiği, oysa dosyada bu odanın kullanılmadığına, kiler veya depo olarak kullanıldığına ilişkin bir belge veya delil bulunmadığı; davacı vekili tarafından ek rapora bu yönden itiraz edildiği, odanın dairenin değerine katkı sağladığı, kör de olsa kiler olarak dahi kullanılsa daireye değer katacağı ve değerini yükselteceği ileri sürüldüğü, bu itirazın Mahkemece yerinde görülmediği, yine temyiz dilekçesinde, tarafların bu odayı yatak odası olarak kullandıkları beyan edildiği; bu durumda bilirkişinin varsayıma dayalı değerlendirme ile değer belirlemesi yapması yerinde olmadığından, ek rapordaki açıklamalardan hareketle hüküm kurulması doğru görülmediği; Mahkemece yapılacak işin, taşınmazın kullanım durumu, miktarı, mevkii, konumu, ulaşım durumu gibi değerine etki edebilecek olumlu olumsuz tüm özellikleri dikkate alınarak, emsal taşınmazların benzer ve farklı yönleri karşısındaki değerleri de gözetilmek sureti ile konusunda uzman önceki bilirkişiler dışında seçilecek, içinde inşaat mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi ve emlak bilirkişisinin bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla, bozma sonrası verilecek karara en yakın tarih itibari ile alım satıma esas piyasa sürüm değerini belirlenerek, bu değere göre tarafların kazanılmış hakları ve taleple bağlılık kuralı da gözetilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz nedeniyle boşanma dava tarihi itibariyle kalan borç hesaplanmak suretiyle oranlama yapıldığı, davacının taşınmaz satın alınırken ziynet alacaklarını bozdurarak ödemiş olduğu kısım yönünden oranlama yapılmak suretiyle değer artış payının 88.658,00 TL, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında değer artış payı düşüldükten sonra kalan kısım açısından 1/2'si olan 180.988,60 TL katılma alacağı olduğu, bozma ilamı doğrultusunda usul ve yasaya uygun bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiği gerekçesiyle davanın kabulüyle 88.658,00 TL değer artış payı alacağı ve 180.988,60 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 269.646,60 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerin önceki raporda kör oda olduğu söylenen odanın projesinde çocuk odası olduğunu, ama halen mevcutta bu odanın ütü, dolap odası olarak kullanıldığı, farklı amaçlarla da kullanılabileceği ve taşınmazın değerine katkı sağlayacağının belirtildiğini, bu tespiti yaptıktan sonra önceki rapordaki bilirkişi değer hesaplamasına ilişkin değerlendirmede hiç bir somut kriter koymadan önceki bilirkişilerin raporundaki değerin daha altında bir değer tespit edildiğini, bilirkişilerin bu odanın gayrimenkulün değerine olumlu etki edeceği tespitinde bulunmasına rağmen değer tespiti yapılırken bu olumlu durumu göz ardı ederek daha düşük değer tespiti yapıldığını, açık bir çelişki olduğunu, daha önceki bilirkişi raporlarına itirazlarında taşınmazın değerinin ilk keşif tarihi olan 23.10.2015 tarihinde 350.000 ile 360.000 TL arasında olduğu açıkça ifade edildiğini, ayrıca taşınmazın alındığı tarihteki değerinin taraflarca zaten beyan edilmesine rağmen bilirkişilerin taraf beyanlara aykırı belirleme yapmasının yine bir çelişki olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu değerlendirmeler yapılırken değerlendirmelerin emsal bedellere, yerin konumu, gayrimenkulün nitelikleri ve sahip olduğu olanaklar dikkate alınarak yapılması gerektiğini, bilirkişilerce taşınmazın diğer özellikleri yazılırken değerli olan bir taşınmazın bir çok özelliklerini barındırdığı belirttiklerini, taşınmazın bulunduğu sitede kapalı/açık yüzme havuzu, jenaretör, sauna, kapalı otopark, sosyal tesislerin bulunduğunu, binanın dış cephesinde ısı yalıtımı, kat holleri granit kaplı, alüminyum merdiven küpeşteleri, bina için yangın ve gaz alarmları bulunduğunu, ayrıca binanın konumu itibari ile toplu taşıma araçları ile ulaşımın mümkün olduğunu, her türlü teknik alt yapının tamamlandığını, belediye ve kamu hizmetlerinin verildiğini, çarşıya, pazara, alışveriş yerlerine yakın konumda olduğunu, bütün bu özelliklerin bilirkişiler tarafından da tespit edildiğini, taşınmaz değerli olduğunu, gerek kök raporda gerekse ek raporlarda belirtilen bütün bu nitelikler göz önüne alındığında ve civardaki aynı nitelikteki dairelerin emsal ve rayiç değerleri nazara alındığında bilirkişiler tarafından oldukça düşük bir değer belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, taşınmazın değeri noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.