Logo

2. Hukuk Dairesi2022/4534 E. 2023/3417 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlara katkısının olup olmadığı ve katkı payı alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve taraf beyanları değerlendirildiğinde, davacı kadının taşınmazların edinilmesine maddi veya manevi bir katkısının olduğuna dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2862 E., 2022/570 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/576 E., 2021/530 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ev hanımı olup bir gelirinin olmadığını, evlilik birliği içinde davalı adına bir adet daire ve bir adet dükkan edinildiğini, dairenin yarısının müvekkiline ait olduğunu, davalının mal kaçırmak amacıyla dükkanı devrettiğini, müvekkilinin dükkanın işletilmesine katkısı bulunmasa da yeme, içme ile davalı dükkan olmadığı sırada dükkanda bekleyerek işlerin yürütülmesine çalıştığı, pazar masraflarından artırdığı paralarla dükkanın harcamalarında kullanıldığını, velilik birliği içinde edinilen bu yatırımlara müvekkilinin emeğinin dışında altınları gibi birikimlerini de vermek suretiyle katkısının olduğunu belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile, evlilik birliği içinde edinilen dairenin yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilinin yapmış olduğu katkıları karşılığı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın müvekkiline verilmesini, evlilik birliği içinde satılan dükkandan kaynaklı da taşınmazın rayiç değerleri belirlenerek müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin dairenin alınmasına altınlarıyla katkısının olduğunu, dükkana da her türlü gideri için para ayırarak ve davalının dükkanda olmadığı zamanda işlerin başında durarak katkısının olduğunu ileri sürmüştür.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, malların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davacının katkısı olmadığını, dairenin yarısının davacı adına kayıtlı olduğunu, tasfiyeye dahil olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2019 tarihli ve 2016/444 Esas, 2019/112 Karar sayılı kararı ile, davanın katkı payı alacağı davası olduğu, 31.10.2018 tarihli yerinde ve itibar edilir bilirkişi raporuna göre karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2020 tarihli ve 2019/685 Esas, 2020/1236 karar sayılı kararı ile, dairenin kooperatif adına kayıtlı olduğu, ancak kooperatif ödemelerinin ne zaman başladığı, ne zaman sona erdiği, sona erip ermediği belli olmadığı, buna ilişkin belgelerin dosyaya kazandırılmadığı, kooperatife 2002 öncesi ve sonrası yapılan ödemelerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca gerek davalının gerekse davacının taşınmazın yarsının davacıya ait olduğunu beyan ettikleri, ancak kooperatif hissesinin devrine ilişkin herhangi bir belge olup olmadığının taraflardan ve kooperatiften sorulmak suretiyle ilgili belgelerin getirildikten sonra delillerin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenilmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın katkı payı alacağı davası olduğu, kooperatiften gelen yazı cevabında, davalı adına kayıtlı olan taşınmazın edinim tarihi olan 14.06.1995 tarihinde kooperatif inşaatlarının bittiği, yıllarca mesken olarak kullanıldığı ancak yapı kullanım izin belgesinin alınamadığı, 06.12.2018 tarihine kadar kooperatifin herhangi bir faaliyeti olmadığı için üyelerden aidat alınmadığı, herhangi bir para tahsilatı yapılmadığının belirtildiği, 31.10.2018 tarihli yerinde ve itibar edilir bilirkişi raporuna göre davacının taşınmazlara katkısının olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin daire ve dükkan alınırken ziynet eşyaları ile katkısının olduğunu, ayrıca ev işleri ve çocuklarına bakarak, davalının müsait olmadığı zamanlarda dükkana bakarak hem madden hem de emek olarak katkısının olduğunu, davalının dairenin yarısının müvekkiline devrettiğini, ancak dairenin kooperatif adına kayıtlı olduğu için müvekkili adına tapu kaydının yapılamadığını, müvekkilinin katkısının yok sayılmasının ağır hak kaybı ve mağduriyete neden olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin daire ve dükkan alınırken ziynet eşyaları ile katkısının olduğunu, ayrıca ev işleri ve çocuklarına bakarak, davalının müsait olmadığı zamanlarda dükkana bakarak hem madden hem de emek olarak katkısının olduğunu, davalının dairenin yarısının müvekkiline devrettiğini, ancak dairenin kooperatif adına kayıtlı olduğu için müvekkili adına tapu kaydının yapılamadığını, müvekkilinin katkısının yok sayılmasının ağır hak kaybı ve mağduriyete neden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının taşınmazların edinilmesine katkısının olup olmadığı ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.