"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile,Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine göre tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiş; davalı erkek tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 14. maddesi “Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır” hükmünü içermektedir.
Yapılan incelemede tarafların ikisinin de dava tarihi itibari ile Türk vatandaşı olmadıkları anlaşılmaktadır. Buna göre dava, tarafları bakımından "Yabancılık" unsuru taşımaktadır. Bu durumda davada uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit edilecektir (5718 s. MÖHUK m. 1). Bu kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. (MÖHUK m. 14/1 ) Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakmaksızın re'sen uygulamak zorundadır (5718 s. MÖHUK m. 2/1). O halde tarafların hangi ülke vatandaşı oldukları belirlendikten sonra öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde eşlerin müşterek millî hukukunun uygulanması, ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukukunun uygulanması, müşterek milli hukuk veya müşterek mutad mesken hukukunun bulunmaması ya da bunların Türk kamu düzenine açıkça aykırı görülmesi halinde ise Türk hukukunun uygulanması gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan doğrudan Türk hukuku uygulanarak hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 12.09.2022 (Pzt.)