"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/774 E., 2021/2051 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ... vd.
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ... vd.
DAVA TARİHİ : 24.04.2015 - 09.09.2015
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/327 E., 2019/57 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve çeyiz alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davaları ile eşya alacağı davasının kabulü ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davaları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat, nafakalar, ziynet alacağı davasının reddi, hakimin reddi talebi incelemesi neticesinde verilen karar yönünden temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı- davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince, hakimin reddi talebi incelemesi neticesinde verilen karar davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve vekilleri ile davacı-davalı ... ve vekilleri gelmediler. İşin incelenerek karara bağlanması için belirlenen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava, cevaba cevap ve birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadğını, kadının, cinsel birliktelikten kaçındığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, eşini istemediğini, evlilikte amacının daha ... şartlarda yaşamak için olduğunu söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, yurt dışına çıkabilmek amacıyla evlendiğini, birleşen davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, ziynet eşyalarının, kadın tarafından yanında götürüldüğünü, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, erkek yararına 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, psikolojik sorunları olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, kadına psikolojik baskı uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının ortak konutu terk etmek zorunda kalması sebebiyle ziynet ve ev eşyalarını alamadığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve ev eşyalarının bedellerinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin tüm yakınlaşma çabalarına rağmen erkeğe soğuk davrandığı, cinsel birliktelikten kaçındığı, okumak için evlendiği, erkeği istemediği şeklinde sözler söylediği, birlik görevini ihmal ettiği, ortak konutu terk ettiği erkeğin ise kadına hoşgörü ve anlayış göstermediği, erkek ve erkeğin ailesi tarafından kadına çocuk yapması konusunda ısrarcı davranıldığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü gereği boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam ya da ağır kusurlu olmayan kadının kusurlu davranışı sebebiyle kişilik hakları ihlal edilen erkek eş yararına hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise kadının yurt dışından kendi isteği ile döndüğü, boşanmaya sebebiyet veren olayların niteliği ve meydana geliş şekli ile kadının ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını ortak konutta bırakmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu dikkate alınarak ziynet alacağı davasının reddine, ev eşyası davası yönünden yapılan incelemede ise ev eşyalarının halen erkekte olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istemin kabulü ile ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenine, bedel iadesi yönündeki talebin ise erkeğin ev eşyalarını gönderdiği, ancak kadının teslim almadığı dikkate alınarak reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından hatalı kusur belirlemesi ile karar verildiği, hatalı kusur belirlemesine dayanarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, birleşen davanın tümü ile kabulüne karar verilmesi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi nedeniyle erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının kadında olmadığı, hal böyleyken ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ev eşyalarının bedelinin iadesinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirmesinde vakıa belirlemesinin hatalı yapıldığı, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, kadının; eşinin tüm yakınlaşma çabalarına rağmen kadının soğuk davrandığı, yakınlaşmaktan kaçındığı, çevresine okumak için evlendiğini, erkeği istemediği şeklinde ifadeler kullandığı, ev içerisinde kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğin ise kadına karşı gerekli hoşgörü ve anlayışı göstermediği, kendisi ve ailesi tarafından kadına çocuk yapması konusunda ısrarcı davranılması nedeniyle psikolojik baskı uyguladığı boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran yine de ağır kusurlu olduğu, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının fazla olduğu, kadının ev eşyası alacağı ile ilgili aynen iade talebi olmadığı halde İlk Derece Mahkemesi tarafından taleple bağlı kalmayarak aynen iadeye karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı ise de bu husus erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden bu yöndeki yanılgıya değinilmekle yetinildiği, kadın tarafından ev eşyalarının bedelinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak ev eşyalarının fiziki olarak görüp denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınarak değerlendirme yapılması gerekirken bedele karar verilmemesinin ... olmadığı, kadının, ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarının zorla elinden alındığı, götürmesine engel olunduğu ve ortak konutta kaldığının 4721 sayılı Kanunu'nun 6 ıncı maddesi gereği ispatlaması gerektiği, kadının yurt dışından kendi isteği ile döndüğü, boşanmaya sebebiyet veren olayların niteliği ve meydana geliş şekli itibari ile kadının, ziynet eşyalarının erkeğin uhdesinde kaldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle kadın vekilinin, ispat edilen vakalar, eşya alacağı ve erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, ev eşyaları ile ilgili usulüne uygun yargılama yapılarak hüküm verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine bu kısımların hüküm kısmından çıkartılmasına, kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, ziynet alacağı davasının reddi, hakimin reddi talebi ile ilgili verilen kararın hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi hâkiminin ret isteminin etki altında kalarak verdiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu hatanın düzeltilmediği belirtilerek kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat, nafakalar, ziynet alacağı davasının reddi, hakimin reddi talebi neticesinde verilen kararın hatalı olduğu yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma ve ziynet alacağı davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve kadının ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci, 190 ncı, 297 nci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ve 371 ... maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 1 ... maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 220 ... maddesi, 222 ... maddesi, 226 ıncı maddesi, 230 uncu maddesi, 236 ıncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ... maddesi, 51 ... maddesi
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Somut uyuşmazlıkta, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlulardır. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ... olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4.Yukarıda (3) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına manevî tazminata hükmedilemez. Davacı-davalı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde davacı-davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
5. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili bir karar verilmediği, davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf itirazında bulunulduğu, her ne kadar istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu belirtilmişse de İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmediği halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu yöndeki talep ile ilgili gerekçe ve hüküm kurulmuş gibi değerlendirme yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin hakimin reddi talebi incelemesi neticesinde verilen karara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Yukarıda (3), (4) ve (5) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.