"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... ile vekilleri Av.. ve Av. ... ve karşı taraf davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, cinsel birliktelik kuramadığını, tedaviden kaçındığını, epilepsi hastalığı olduğunu kadından gizlediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, duygusal şiddet uyguladığını, iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir nafakası, 30.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 15 milyon maddî tazminat ve 10 milyon manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, cinsel birlikteliğe engel rahatsızlığı olmadığını, iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesine engel olduğu ve bilerek davacı kadın ile cinsel birliktelik kurmadığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 12.500,00 TL tedbir nafakası, 15.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, boşanmakla kadının, erkeğin maddî desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere kadın yararına 350.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarının kadının asgari yaşam standartlarını sağlamak açısından yetersiz olduğu, ayrıca nafaka artış oranının da kararda belirtilmediği, kusur durumu ve erkeğin ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarlarının da az olduğu belirtilerek tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesi tarafından hatalı kusur belirlemesi ile karar verildiği, mesaj kayıtlarına ve ses kayıtlarına dayanarak hüküm kurulamayacağı, hukuka aykırı delil olduğu, davanın ispatlanamadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadının mal kaçırmak amacıyla İsviçre'deki taşınmazını sattığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı olduğu, erkeğe yüklenen eşinin ailesi ile görüşmesine engel olduğu vakıasına dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında kadın tarafından dayanılmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak dinlenen tanık beyanları uyarınca erkeğin geç saatlere kadar çalışıp eşine yeterince vakit ayırmadığı, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu belirtilerek kadın yararına aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, taraf vekillerinin kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarının kısmen kabulüne, davalı erkek vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kısmen kabulü ile taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, belirtilerek tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin ve nafakalar ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi,
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verildiğinin, kararın davacı kadın vekili tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf edildiğinin, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi istinaf edilmediği halde, erkeğin kusuruna ilaveten eve geç saatlerde geldiği, eşi ile ilgilenmediği vakıasının kusur olarak yüklendiğinin, davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi istinaf edilmediği için erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceğinin, kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre; davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Rohat'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Esra'ya geri verilmesi,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.