Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5077 E. 2023/666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanmaya, velayetin babaya verilmesine, nafaka miktarına ve tazminat hususundaki kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra belirlenen saatte işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, erkeğin ailesini istemediğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, iddia ederek davanın kabulü ile öncelikle zina hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, hakaret ettiğini, kadının işten kovulmasına sebebiyet verdiğini, erkeğin, erkeğin annesinin ve kardeşinin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini, iftira attığını, tehdit ettiğini, telefonuna bilgisi olmadan program yüklediğini, sesini kaydettiğini, davacı erkek vekili tarafından sunulan ses ve görüntü kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğunu, iddia ederek davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve ortak konutu terk ettiği, erkeğin ise eşinin telefonuna program yükleyerek görüşmelerini kayıt altına aldığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, erkek tarafından zina hukuki sebebiyle açılan davanın ispatlanamaması sebebiyle reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 250,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, davacı erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın olmadığı, davalı tanığı olan ... ile aralarında husumet olduğu ve beyanlarının hükme esas alınamayacağı, zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu dikkate alındığından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek zina hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesi tarafından hatalı kusur belirlemesi ile karar verildiği, davacı erkek vekili tarafından sunulan ses ve görüntü kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu ve hükme esas alınamayacağı, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve davalı babanın yaptığı ... dikkate alındığında velâyetinin babaya verilmesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ve velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek ile tanık ... arasında husumet olmasına rağmen tanığın beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu davranışların yanında erkeğin, kadının güven sarsıcı davranışını öğrendikten sonra kadının çalıştığı ... yerine gelerek kadına hakaret etmesinin tepki sınırını aştığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, erkek yararına maddî tazminat ve manevî tazminat şartlarının oluşmamasına rağmen kadın vekilinin bu yönde açık istinaf itirazı olmadığından erkek lehine kesinleştiği, gerekçesiyle kadın vekilinin, kusur belirlemesine, erkek vekilinin ise tanık ...'ın beyanının hükme esas alınmaması gerektiği yönündeki istinaf itirazının kabulüne, ortak çocuğun 2014 doğumlu olduğu babası ile birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, aldırılan SİR raporunda çocuğun velayetinin babada bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun baba yanında kurulu düzeninin oluşması nazara alınarak çocuğun velayetinin babaya verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında, 182 nci maddesi uyarınca iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, zinaya dayalı davanın reddinin yerinde olduğu da belirtilerek taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu dikkate alındığından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek zina hukuki sebebine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek yararına maddî tazminata ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu davranışı olmadığından kadın yararına maddî tazminata ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkek tarafından sunulan ses ve görüntü kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu ve hükme esas alınamayacağı, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve davalı babanın yaptığı ... dikkate alındığında velâyetinin babaya verilmesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, maddî tazminat ve manevi tazminat, tedbir nafakası ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya, 8.400 TL vekâlet ücretinin de davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

179.9