Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5165 E. 2023/3905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazların kişisel mal mı yoksa edinilmiş mal mı olduğu ve davacı eşin katılma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın arsasının ve binasının, tarafların mal ayrılığı rejimi içerisindeyken edinildiği ve tamamlandığı, kat irtifakının daha sonra kurulmuş olmasının bu durumu değiştirmeyeceği, dolayısıyla taşınmazın davalı erkeğin kişisel malı olduğu ve davacı kadının katılma alacağı talebinin yerinde olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1567 E., 2022/944 K.

DAVA TARİHİ : 03.06.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/422 E., 2020/418 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına 416 ada 17 parsel 1,3,4 nolu bağımsız bölümlerin kayıtlı olduğunu, taşınmazların edinme tarihi her ne kadar 2002 yılında önce ise de, tescil tarihinin 2009 yılı olduğunu ve taşınmazların edinilmiş mal olduğunu belirterek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın arsasının1989 yılında satın alındığını, üzerine yapılan binanın da yapı ruhsatının 1994 yılında alındığını, 1998 yılında yapı kullanma izninin alındığını, taşınmazların mal ayrılığı rejimine tabi dönemde edinildiğini, davacının çalışmadığını, taşınmazların edinilmesine katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın ileri sürülüş şekline göre, davacının, tarafların mal ayrılığı rejimi döneminde davalı adına edinilen (06.03.1989) 416 ada 17 parsel (eski 5045) sayılı tarla vasıflı taşınmaz üzerine tarafların edinilmiş mallara katılma rejimine tabi oldukları dönemde 1,3,4 nolu bağımsız bölümlerin inşaa edildiğini ileri sürerek, işbu bağımsız bölümlerden dolayı katılma alacağı talebinde bulunduğu, davalının tasfiye konusu taşınmazların tarafların mal ayrılığı rejimine tabi oldukları dönemde tamamlandığını, müvekkilinin kişisel malı olduğunu savunduğu; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, tasfiye konusu 1,3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin üzerine inşaa edildiği tarla vasıflı taşınmazın 06.03.1989 tarihinde davalı adına edinildiği, yapı ruhsatının 20.09.1994 tarihli ve zemin +1+2 nci katlar için verildiği, 12.12.1995 tarihinde mahallinde yapılan kontrolde ruhsat ve eklerine uygun olarak yapıldığının tespit edilerek temel vizesinin verildiği, tadilat ruhsatının 05.02.1998 tarihli olduğu, zemin katın tadilatla bir daire, bir dükkan olduğu, yapı kullanma izin belgesinin 21.04.1998 tarihli olduğu, 4 nolu sütunda belgenin veriliş maksadının “yapının tamamı” için olduğu belirtilerek zemin katta bir dükkan, bir daire, 1 inci katta bir daire, 2 nci katta bir daire için verildiğinin anlaşıldığı, kat irtifakının 10.06.2009 tarihinde kurularak bağımsız bölüm numaralarının alındığı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde dava konusu 1,3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin tarafların mal ayrılığı rejimine tabi oldukları dönemde inşaa edilerek tamamlandığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendi uyarınca davalının kişisel malı olarak yasal mal rejimine girdiği, davacının davalının kişisel malı niteliğindeki bağımsız bölümlerden dolayı katılma alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın 10.06.2009 tarihinde kat irtifakı kurularak tescil edildiğini, 2009 yılında tamamlandığından davalının kişisel malı olmadığını, müvekkilinin katılma alacağı hakkı olduğunu, delillerin tartışılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; 1989 yılında alınan taşınmazın 10.06.2009 tarihinde kat irtifakı ile tamamlandığını, 2009 yılında tamamlanan taşınmazın davalının kişisel malı olmadığını, müvekkilinin katılma alacağı hakkı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazların edinilmiş mal mı kişisel mal mı olduğu ve bu hususun ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.