"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1270 E., 2022/847 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aladağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/74 E., 2020/88 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddine ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf temyiz eden ... ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; erkeğin madde bağımlısı olduğunu, uyuşturucu kullanma eylemini ailesinin ve çocuklarının olduğu ortamlarda devam ettirdiğini, uyuşturucu kullanırken oluşturmuş olduğu aparatları ortalıklarda bırakarak müvekkilinin ve çocuklarının psikolojisini bozduğunu, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini başka kadınlarla aldattığını, evlilik dışı ilişki yaşadığı kadınları, müvekkilin evde olmadığı vakitlerde müşterek konuta getirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 163 üncü ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, aylık 300,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkili olmadığını, karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, belirttiği gibi bir zina olayı yaşanmadığını, müvekkilinin uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmadığını, asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğunu, müvekkilini çevresinin ve ailesinin evlerine ziyarete gelemez olduğunu, davacı karşı davalı kadının herkese karşı kaba tavırlar sergilediğini, kıskanç olduğunu, müvekkilini hor gördüğünü, müvekkilini ailesinin ve arkadaşlarının yanında küçük düşürdüğünü, hakaretler ettiğini, sürekli kıskançlık krizleri ile evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, erkek kardeşini doldurarak kendi müvekkilini dövdürtmeyi dahi planladığını, müvekkilinin ailesine karşı sürekli saygısızlıklar yaptığını, defalarca müvekkiline ve ailesine küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline karşı "dümbük, şerefsiz, aşağılık, gerizekalı" gibi hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bir başka kadını müşterek konuta getirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, uyuşturucu madde kullandığı, kadının ise eşine hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda her iki tarafın kusurlu olduğu ancak erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporlarındaki tespitler, baba ...'in velâyete ilişkin beyanı, çocuğun yaşı ve gelişimi, tarafların sosyo-ekonomik durumları, baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil olmaması, ortak çocuk ...'in velâyetinin babasına verilmesine ilişkin beyanı gözönünde bulundurularak mevcut şartlarda bundan sonra da ortak çocuk ...'in baba ile kalmasının çocuğun yüksek menfaatine olacağı kanaatiyle velâyetinin babaya verilmesine ve anne ile şahsi münasebet tesisine karar verildiği, anne ...'in velâyete ilişkin beyanı, çocuğun yaşı ve gelişimi, tarafların sosyo-ekonomik durumları gözönünde bulundurularak mevcut şartlarda bundan sonra da ortak çocuk ...'in anne ile kalmasının çocuğun yüksek menfaatine olacağı kanaatiyle velâyetinin anneye verilmesine karar verildiği, kadının iştirak nafakası talebi yönünden yapılan değerlendirmede; kadının tespit edilen sosyo-ekonomik durumuna göre herhangi bir işte çalışmadığı ve gelirinin olmadığı, babasına ait evde çocukları ile birlikte ikamet ettiği, erkeğin son bordrosuna aylık net 2.731,97 TL gelirinin olduğu, bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğu olduğu anlaşılmakla velâyeti anneye verilen ortak çocuklardan ... için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, tarafların tespit edilen sosyo-ekonomik durumuna, SGK tahkikat evraklarına göre kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, daha fazla kusurlu eş yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden erkeğin tazminat talebinin reddine, kadının boşanmaya neden olan olaylarda manevi yönden zarar gördüğü ve evlilikten beklenen maddi menfaatleri zarar gördüğünden 8.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminata karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya, ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... için aylık 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 8.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilini kusurlu olmadığını, asıl kusurun erkekte olduğunu, erkeğin davasının kabulü koşullarının gerçekleşmediğini, müvekkili yararına hüküm altına alınan tazminatların çok düşük olduğunu, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yüksek yararına olacağını, tazminatlar nedeni ile müvekkili yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyet düzenlemesi, tazminatların miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkili olmadığını, ... mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispat edilemediğini, asıl kusurun kadında olduğunu, müvekkili aleyhine tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında taraf dilekçeleriyle bir bütünlük arz eden bir kısım tanık ifadelerinden ve tüm dosya kapsamından erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılaması için kadına para dahi vermediği ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sürekli eve geç geldiği vakıalarının da ispatlanmış ise de, kadın tarafından bu vakıalara dayanılmadığından bunların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak erkeğin kadına karşı süregelen bir fiziksel şiddetinin olduğu, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadının, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin de, kadına karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, uyuşturucu madde kullandığı, mali yönden evinin ve eşinin ihtiyaçların tam olarak karşılamayarak bu konudaki birlik görevlerini tam olarak yerine getirmediği, kadına karşı süregelen fiziksel şiddetinin olduğu, bu yüzden boşanmaya yol açan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği, kadının dava açıldığı tarihteki mernis adresinin Aladağ(...) olduğu, mernis adresinin yerleşim yerine karine teşkil ettiği, ilk derece mahkemesince 07.03.2019 tarihli celsedeki ara kararla erkek vekilinin yetkisizlik ilk itirazının reddine karar verilmesinin ve karar gerekçesinin uygun ve yerinde olduğu, velaye düzenlemesi yönünden yapılan incelemede; babanın ayda birkaç kez esrar kullandığına dair mahkeme içi ikrarının bulunduğu, kadının istinaf dilekçesinde ortak çocuk ...'nın annesine "anne ben senle kalmak istiyorum, babam eve arkadaşlarını getiriyor ve halen esrar içiyor"şeklinde söylemlerde bulunduğunun ifade edildiği, bu istinaf dilekçesinin erkeğe tarafa tebliğ edildiği halde bu iddiaya herhangi bir cevap verilmediği, dosya kapsamında annenin çocuklara karşı velâyet görevini gereği gibi yerine getirmediğinin yahut getiremeyeceğinin iddia ve ispat olunmadığı, aksine sosyal inceleme raporunda davacının kişilik yapısı ve oturduğu konut ile ilgili olarak olumlu görüşler bildirildiği, sosyal inceleme raporunun ortak çocuk ...'nın velâyetinin düzenlenmesi ile ilgili kısmının gerekçeli, yeterli ve bilimsel bir açıklıkla kaleme alınmadığı, ortak çocuk ...'nın tercih içeren beyanın bu şartlarda sağlıklı olmadığı ve menfaatine uygun düşmediği, çocukların ayrı çevreler ve koşullar altında yetişmelerinin onları olumsuz yönde etkileyebileceği, ilerde koşulların değişmesi halinde velâyetin değiştirilmesi için her zaman dava açılabileceği sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, kusur derecesi, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, günün ekonomik şartları, kadının kişisel haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, boşanma yüzünden bu evlilikte mevcut ve beklenen menfaatleri, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu, erkeğin karşı davasının kabulü nedeniyle karşı dava yönünden erkek tarafından yapılan toplam 400,00 TL yargılama giderinin kadından alınarak erkeğe verilmesine hükmedilmesi haklılık durumuna göre doğru ise de, miktar itibariyle hatalı olduğu, erkek tarafından yapılan toplam tüm yargılama giderinin 303,10 TL olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin kusur belirlemesine, maddî ve manevî tazminata, ortak çocuk ...'nın velâyetine yargılama giderine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, boşanmaya yol açan olaylarda gerekçede belirtildiği şekilde kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde 30.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı karşı davacı tarafça yapılan toplam 303,10 TL yargılama giderinin kadından tahsiline, erkeğe ödenmesine, davacı karşı davalı kadının sair, davalı karşı davacı erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine, bu kapsamda erkek yararına hüküm altına alınan vekâlet ücreti ve yargılama giderinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili yararına hüküm altına alınan tazminatların düşük olduğunu, tazminatlar nedeni ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, müvekkili aleyhine hükmedilen yargılama gideri ile kabul edilen tazminat talepleri üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığını, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olmadığını, çocuğun annannesi ve dedesi ile Aladağ İlçesinin kırsalında yaşamak durumunda bırakıldığını belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar, ortak çocuk ...'nın velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan maddi ve manevî tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, ortak çocuk ...'nın velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gibi mahkemece davalı karşı davacı erkeğe yüklenen birlik görevlerini ihmal kusuruna, davacı karşı davalı kadın tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığı ve davalı karşı davacı erkeğe bu eylemin kusur olarak yüklenilemeyeceği buna karşın mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de davalı karşı davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha fazla kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ... ...'den alınarak Hatice'ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.