"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/334 E., 2021/865 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki katılma alacağı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı erkek adına satın alınan 281 ada 1 parsel 4 nolu bağımsız bölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile belirsiz alacağın tespitini ve 50.000,00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; davacı kadın vekili 16.04.2021 tarihli dilekçesinde talep miktarını yükselterek toplam 75.460,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; taşınmazın davalının kişisel malı olmadığını, taşınmazın 125.000,00 TL'ye satın alındığını, kredi dışındaki kısmın müvekkilinin altınları bozdurularak ve müvekkilinin babasının nakit yardımı ile karşılandığını ileri sürmüştür.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, müvekkilinin on yıl önce kooperatife girerek satın aldığı ...'daki 1381 ada 1 parsel 9 nolu bağımsız bölümü 80.000,00 TL'ye satarak ...'daki 7544 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın satın aldığını, sonra ...'daki işbu taşınmazın da 100.000,00 TL'ye satılarak ...'daki tasfiye konusu taşınmazın satın aldığını, müvekkilinin tasfiye konusu taşınmazın edinme bedelinin kalan kısmı için kredi çektiğini ve kredi ödemelerini müvekkilinin yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 25.05.2016 tarih ve 2014/62 Esas, 2016/479 Karar sayılı karar ile, 09.03.2015 tarihli hesap bilirkişisi raporunda da belirtildiği üzere ...'daki 1381 ada 1 parsel 9 nolu bağımsız bölümün 25.06.2002 tarihinde ferdileşme suretiyle davalı adına tescil edildiği ve davalının kişisel malı olduğu, bu taşınmazın satılarak ...'daki 7544 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın satın alındığı ve işbu taşınmazın da 99.000,00 TL'ye satılması ve bankadan çekilen 23.000,00 TL, bedelli 40 ay vadeli kredi ile tasfiye konusu taşınmazın 125.000,00 TL'ye alındığı, taşınmazın en güncel değerinin 139.000,00 TL olduğu, bu aktif değerlerden hesap bilirkişisinin denkleştirme yapılarak belirlediği 90.090,00 TL ile kredinin son üç taksit karşılığında 1.329,81 TL'nin düşümü sonucu belirlenen miktarın yarısı nispetinde [139.000,00 TL - (90.090,00+1.329,81)= 47.580,19 TL/2=23.790,095 TL] davacının katılma alacağının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle 23.790,095 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin de reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarih ve 2016/20485 Esas, 2019/309 Karar sayılı ilamı ile, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama yönteminin de Dairenin ilke ve uygulamalarına uygun olmadığı; davalının denkleştirmede dikkate alması gereken ve kişisel malı olduğu konusunda ihtilaf bulunmayan ...'daki 1381 ada 1 parsel 9 nolu bağımsız bölümün 70.000,00 TL'ye satılarak, ...'daki 7544 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın alımında kullanıldığının açık olduğu, ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde 100.000,00 TL bedelle alındığına, bu miktarın 70.000,00 TL'sinin davalının kişisel malından karşılandığına göre, bakiye 30.000,00 TL'nin nereden karşılandığı, davalının 08.04.2015 havale tarihli dilekçesinde, kıdem tazminatının taşınmazın alımında kullanıldığını ileri sürdüğü de gözetilerek, işe giriş ve tazminata ilişkin varsa tüm belgeler de getirtildikten sonra, 30.000,00 TL bedelin ne kadarının kişisel mal, ne kadarının edinilmiş mal olduğunun belirlenmesi gerektiği; bundan sonra belirlenecek duruma göre, ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın 99.000,00 TL'ye satılıp, bu paranın davaya konu taşınmazın alımında kullanıldığı, 125.000,00 TL'ye alınan tasfiye konusu taşınmazın, bakiye 23.000,00 TL'sinin kredi ile, kalan 3.000,00 TL'sinin aksi ispat edilemediğinden, edinilmiş mallardan ödendiği, yine çekilen 40 ay vadeli kredinin 37 taksiti evlilik içinde ödenmiş olduğundan 37/40 orana isabet eden kısım dikkate alınarak, Daire ilke ve uygulamaları doğrultusunda edinilmiş mallardan karşılanan kısımlar sebebi ile artık değerin bulunup, buna göre yarı oranda davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 12.04.2021 tarihli hesap bilirkişinin raporunda da belirtiği üzere ...'daki 1381 ada 1 parsel 9 nolu bağımsız bölümün davalının kişisel malı olduğu, işbu taşınmazın 70.000,00 TL'ye satılarak ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın 100.000,00 TL'ye alındığı, davalının kişisel malı dışında arta kalan 30.000,00 TL için iddia ettiği üzere bankada 08.09.1988-28.11.2005 tarihleri arasında çalıştığı ve kendisine ödenen 10.560,24 brüt 9.983,59 net kıdem ve ihbar tazminatını kullandığı, bu tazminatın evlilik birliği dışında kalan çalışmasının kişisel mal olarak ikinci evin alımında kullanıldığı kabul edilerek hesaplamaya dahil edildiği, bozma ilamı da dikkate alınarak ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın 99.000,00 TL'ye satılıp tasfiye konusu taşınmazın alımında kullandığı, 125.000,00 TL'ye alınan tasfiye konusu taşınmazın bakiye 23.000,00 TL'si için banka kredisi çekildiği, kalan 3.000,00 TL'nin aksi ispat edilmediğinden edinilmiş mallardan ödendiği, çekilen 40 ay vadeli kredinin 37 aylık taksitinin evlilik birliği içerisinde ödenmiş olduğu kabul edilerek taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değeri yeniden tespit edilerek davalı tarafından ilk alınan evin ve evlilik öncesi çalışmadan kaynaklı tazminat bedelinin taşınmazın güncel değeri dikkate alınarak oranlama yapılarak davacının 75.460,00 TL katılma alacağının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 75.460,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın 85.000,00 TL'ye satın alındığını, ödemeye ilişkin banka dekontlarının sunulduğunu, satış bedelinin üzerine kıdem tazminatının eklendiğini, 2009 yılında 99.000,00 TL'ye satılan taşımazın 2007 yılında 100.000,00 TL'ye alınmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ...'daki 7544 ada 1 parseldeki taşınmazın 100.000,00 TL'ye alındığına dair delil olmadığını; kredi ödemelerinde müvekkilinin ablasının katkısı olduğunu, banka kayıtlarında ödemeler için gönderilen hesap hareketlerinin mevcut olduğunu, müvekkili lehine ablası tarafından yapılan ödemelerin de denkleştirilmesi gerektiğini; taşınmazın güncel değerinin emsal ile karşılaştırılması yapılmadan, eksik ve üstün yönleri belirlenmeden fazla belirlendiğini, satışı gerçekleşmemiş ilan değerinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu; müvekkili tarafından daha önce belirlenen katılma alacağının taraflarca yapılan protokole göre ödendiğini, ödemenin dikkate alınması gerektiğini; taşınmazın kişisel mal olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılan kişisel mal-edinilmiş mal oranı, kişisel malın ispatı, taşınmazın güncel değerinin usulüne uygun belirlenip belirlenmediği, kesinleşmeden alacağın ödenmesinin bozma sonrası belirlenen alacak hesabında dikkate alınıp alınmayacağı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.