Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5419 E. 2023/4224 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin annesinden devraldığı taşınmazın evlilik birliği içinde edinilip edinilmediği ve davacı kadının katılma alacağına konu olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın evlilik birliği öncesinde davalı erkeğe annesi tarafından devredildiğinin ve davacı kadın tarafından taşınmaz bedelinin evlilik birliği içinde ödendiğine dair bir ispat sunulamadığının tespiti gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1059 E., 2022/197 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/32 E., 2019/755 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına 5124 ada 5 parsel 10 nolu bağımsız bölümün edinildiğini belirterek; taşınmazın tasfiyesi ve müvekkili lehine doğacak katılma alacağının tespiti ile katılma alacağının tasfiye tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tasfiye konusu taşınmazın evlenmeden yaklaşık dört yıl önce davalının annesi tarafından davalı adına satış yoluyla devredildiği, taşınmazın evlilik birliği içerisinde alındığı ya da bedelinin tamamının veya bir kısmının evlilik birliği içinde ödendiğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiği, tanıkların taşınmazın 2004-2005 yılında alındığına yönelik beyanlarına resmi kayıtlar karşısında itibar edilmediği, bedelinin ödenmesine ilişkin beyanların da aktarıma dayalı olduğu, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dosya arasında alınan tapu kaydı ile taşınmazın edinme tarihini öğrendiğini, davalının evlendikten sonra taşınmazı satın aldığını ve ödemeleri olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin davalıya inandığını, tanıkların da bu hususu doğruladığını, müvekkili tarafından taşınmaz için para ödendiğini, müvekkilinin katılma alacağı hakkı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,taşınmazın 21.02.1999 tarihinde davalıya annesi tarafından tapuda satış gösterilerek devredildiği, gerek evlilik öncesi edinim, gerekse anne tarafından yapılan devirlerin tapuda satış gösterilse dahi bağış olarak kabul edileceğine dair yerleşik yargısal karine uyarınca taşınmazın kişisel mal olarak kabulü gerektiği, yargılama aşamalarında davacı tarafça taşınmazın evlilik birliği içinde borçlarının ödendiğinin iddia ve ispat edilememiş olduğu, Mahkemece tüm bu tespit ve değerlendirmelere uygun olarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin dosya arasında alınan tapu kaydı ile taşınmazın edinme tarihini öğrendiğini, davalının evlendikten sonra taşınmazı satın aldığını ve ödemeleri olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin davalıya inandığını, tanıkların da bu hususu doğruladığını, müvekkili tarafından taşınmaz için para ödendiğini, müvekkilinin katılma alacağı hakkı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiye konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinilip edinilmediği, bedelinin evlilik birliği içinde ödenip ödenmediği ve bu hususların ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.