"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
S
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması her iki taraf vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... vekilleri Av. ... ile Av. ... ve karşı taraf temyiz eden ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı kadının kıskanç olduğunu, müvekkilinden sürekli para isteyerek aşırı savurgan şekilde alışveriş yaptığını, müvekkilinin adını vererek esnaf eş ve dostlardan para istediğini, davalı kadının manik depresif hastalığına yakalandığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesinde akıl hastalığı nedeniyle vesayet davası açıldığını, tüm bu nedenlerle öncelikle akıl hastalığı sebebiyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/728 Esas sayılı dosyasına ilişkin birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı erkeğin bir çok kez müvekkilini aldattığını, aşağıladığını, müvekkiline küçük düşürücü sözler söylediğini, müvekkili ile sürekli alay ettiğini, müvekkilinin yüzüne tükürdüğünü, müvekkilini tehdit ettiğini, sürekli başka kadınlar ile karşılaştırdığını, müvekkilinin deli olduğu yönünde dedikodular çıkardığını, müvekkilini sevmediğini soğuduğunu ve başkası ile evleneceğini söylediğini, müvekkilin ailesi ile görüşmesini engellediğini, müvekkilini birçok kez evden kovduğunu, erkeğin cinsel ilişkiden kaçındığını iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, 5.000,00 TL nafakaya, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı kadın vekili; Mahkemenin ilk karar tarihinden sonra açtığı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 Esas sayılı dosyasına ilişkin birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı erkeğin aile konutuna başka bir kadını getirerek birlikte yaşamaya başladığını, tüm bu nedenlerle zina sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL nafakaya, 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.12.2015 tarihli ve 2013/140 Esas, 2015/1752 Karar sayılı kararıyla davacı-davalı erkeğin sadakat yükümlüğüne uygun davranmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının birleşen 2014/728 Esas sayılı dosyasına ilişkin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Gökhan'ın velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 04.07.2017 tarihli ve 2017/3566 Esas, 2017/8326 Karar Sayılı kararı ile davalı- davacı kadının boşanma davası devam ederken ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2016/44 Esas sayılı dosyasında zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davası açtığının anlaşıldığı; aralarında derdestlik ilişkisi bulunmayan aynı taraflar arasındaki ve aynı konudaki davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu, buna göre delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılmasında taraflar yönünden yarar bulunduğu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenleme gözetilerek davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 29.08.2019 tarihli ve 2017/612 Esas, 2019/537 Karar sayılı karar ile ... Dr...Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince düzenlenen rapora göre kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek ve evlilik birliğini etkileyecek psikopatolojiye rastlanmaması sebebiyle erkek tarafından akıl hastalığına dayalı açılan davanın reddine, kadının kusursuz olması sebebiyle erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının reddine; erkeğin başka kadınla gönül ilişkisi olduğuna dair dedikodusunun çıkması, eşinin deli olduğu yönünden dedikodu çıkacağını söylemesi, beş kuruş vermeden eşini boşayacağını ve başka kadınla evleneceğini söylemesi, başka kişilerin yanında eşinin deli olduğunu söylemesi, eşini kovması ve eşine fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle erkek tam kusurlu kabul edilerek kadının birleşen 2014/728 Esas sayılı dosyaya ilişkin davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Gökhan ergin olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ve aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine ve kadının birleşen 2016/44 Esas sayılı dosyaya ilişkin zina sebebine dayalı birleşen davasının reddine karar verilmiş olup bu karara karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 09.11.2020 tarihli ve 2020/1606 Esas, 2020/5481 Karar sayılı kararı ile davacı-davalı erkeğin, ilk boşanma davası açıldıktan sonraki fiili ayrılık döneminde, başka bir kadın ile birlikte aynı hanede yaşamaya başladığının sabit olduğu, başka bir kadınla karı-koca gibi fiili birlikteliği olan erkeğin zina eyleminin gerçekleştiğinin kabulü gerektiği; kadının zinaya dayalı boşanma davasının, erkeğin sübut bulan zinası sebebiyle kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebi Dairece reddedilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya arasına alınan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/75 Esas sayılı vesayet dosyasında her ne kadar kadın hakkında rapor aldırılmış ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 165 inci maddesine göre yeniden düzenlenen ... Dr...Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin raporunda kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek ve evlilik birliğini etkileyecek psikopatolojiye rastlanmadığının belirtilmesi sebebiyle erkek tarafından akıl hastalığına dayalı açılan davanın reddine, kadının kusursuz olması sebebiyle erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının reddine, kadının birleşen 2016/44 Esas sayılı zina sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Gökhan ergin olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle kişilik hakları ile boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın için 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine; zina sebebiyle boşanmaya karar verildiğinden kadının evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı birleşen 2014/728 Esas sayılı dosyaya ilişkin boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin reddedilen asıl davası ile kadının 2014/728 Esas sayılı dosyaya ilişkin birleşen davası yönünden kadın lehine ayrı ayrı maktu vekâlet ücretine hükmolunmuş; kadının kabul edilen birleşen 2016/44 Esas sayılı zina sebebine dayalı davası yönünden erkek lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hükme esas gerekçede tarafların kusurlu davranışlarına ilişkin kusur tespiti yapılmadığını, müvekkilini bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmadığını, zina sebebine dayalı davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, kadının birleşen zina sebebine dayalı davasının reddi gerektiğini, müvekkili aleyhinde tanıklıkta bulunan kişilerin müvekkiliyle aralarında husumet bulunduğunu, bu tanıkların beyanların itibar edilmemesi gerektiğini, 16.01.2012 tarihli sahte bir belgeye göre tazminatın belirlendiğini, çocukların beyanı ile sosyal ve ekonomik durum araştırmaları dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, müvekkilinin emekli maaşı aldığını, kadının satmış olduğu bahçenin parası ve ... satışından gelen paranın dikkate alınmadığın, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, miktarların fazla olduğunu, müvekkilinin davalarının reddinin doğru olmadığını, dosya kapsamında alınan iki ... kurulu raporu bulunduğunu, kadın yönünden hastalığın seyri ve tedavi sürecinin devam edip etmediği ve remisyonda olup olmadığı yönünden Adli Tıp Grup Başkanlığından yeni bir rapor alınarak aradaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu belirterek; akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dayalı davalarının reddi, kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; dosyadaki mevcut delillere göre davacı-davalı erkeğin yıllık gelirinin 500.000,00 TL civarında olduğunun ispatlandığını; müvekkilinin ev hanımı olup yaşı ve eğitimi itibari ile ... bularak çalışacak durumda olmadığını, tazminatların ve nafakaların az olduğunu; zina sebebine dayalı birleşen davanın kabulü nedeniyle müvekkil lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken müvekkili aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları ile kabul edilen zina sebebine dayalı birleşen davadaki aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, erkeğin akıl hastalığı sebebine dayalı davası ile kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarları ile kadının kabul edilen zina sebebine dayalı davasındaki vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4. maddesi, 161 inci maddesi, 165 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. Maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4.Mahkemece davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı birleşen davası kabul edildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren kadın lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu dava yönünden davacı-davalı erkek lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile kadının zinaya dayalı birleşen davasında erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2- Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİ ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.