"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/765 E., 2022/733 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ...
VASİ : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 26.05.2021-12.07.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/356 E., 2022/124 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vasisi ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde, süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde ve karşı davada ikinci cevap dilekçesinde; davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkile ve ailesine hiç saygı göstermediğini, her zaman için incir çekirdeğini doldurmayacak sebepleri tartışma konusu edip evin huzurunu bozduğunu, müvekkilini rencide ettiğini, müvekkiline karşı cinsel ilişkileri konusunda da hiçbir zaman için istekli ve gönüllü olmadığını, evlerine gelen misafirlere karşı da olumsuz ve gönülsüz tavırlar sergilediğini, evi terk edip gitmeyi alışkanlık haline getirdiğini, psikolojik sorunlarının bulunduğunu ve çözümü için gayret sarfetmediğini, müvekkiline yönelik onur ve gurur kırıcı davranışlarda bulunduğunu iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkile verilmesine, müvekkil lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin annesinin annesinin evliliğe müdahale ettiğini ve müvekkiline hakaret edip küçük düşürdüğünü, davacı erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, davacı erkeğin müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin ahırda ve tarlada çalıştığını, üstelik müvekkilin tarla ve ahırda çalışırken davacı erkeğin fiziksel şiddetine ve hakaretlerine maruz kaldığını, müvekkilinin darp edilmesi sonucu kalıcı işitme kaybına uğradığını ve dişlerinde ... meydana geldiğini, davacı erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, müvekkilin ailesinin müvekkille iletişim kurmak için aldıkları telefona davacı erkek tarafından el konulduğunu, davacı erkeğin müvekkilinin ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, davacı erkeğin müvekkile kıyafet almadığını, hasta olduğunda hastaneye götürmediğini, eşine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini ayağında ayakkabı bile olmadan terlikle ...'ye getirip abisinin kapısına bırakıp gittiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkil lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 165. Maddesinde düzenlenen akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir davanın bulunmadığı, akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından kendisine kusur yüklenemeyeceği; davacı-karşı davalı erkeğin ise eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, rahatsızlığında hastaneye götürmediği, eşine ayrı bir konut açmadığı, eşini ahırda ve tarlada çalıştırdığı; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'ün velâyetinin tedbiren ve karar kesinleştikten sonra kesin olmak üzere babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine iştirak nafakasına hükmolunmasına yer olmadığına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile ekonomik durumu itibarıyla parasal yardıma ihtiyacı olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin davasının kabulü gerektiğini, müvekkili hakkındaki iddiaların mesnetsiz olduğunu, kadın tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, tazminatların ve nafakaların kaldırılması gerektiğini, yoksulluk nafakasını yeterli gerekçeye bağlanmadığını belirterek; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin kusurlu davranışları göz önüne alındığında tazminatların düşük olarak belirlendiğini, erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğunu, tazminatların ve yoksulluk nafakasının az olduğunu, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılması gerektiğini belirterek; tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları ile yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılması gerektiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından kadın aleyhine akıl hastalığına dayalı açılmış bir davanın bulunmadığı kadının akıl hastalığı sebebiyle kendisine kusur yüklenemeyeceği, bu sebeple erkeğin davasının reddinde ve erkeğin gerçekleşen kusurları karşısında kadının davasının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan kadın yararına tazminatlara ve tedbir nafakasına hükmolunmasında ve bunların miktarlarında isabetsizlik olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığı olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve bunların miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve nafakaların miktarları ile yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılması gerektiği yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve nafakaların miktarları, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında talep olmaksızın re'sen artırılmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. Maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası miktarı yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak Selime'ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı-karşı davalı erkeğe yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı-karşı davacı kadına iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.