"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alt soyun denkleştirme alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalıların muris ...'nun mirasçıları olduğunu, davacıların muris ve anneleri olan ... ile aynı çatı altında yaşadıklarını, davacıların babaları ile sanayi sitesinde küçük bir dükkanda kaynak demir doğrama işinde çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra babalarının kalp krizi geçirdiğini ve aktif çalışmasına son verdiğini, müvekkillerinin babalarından işi fiilen devraldıktan sonra işlerini hızla büyüttüklerini, ek olarak inşaat makinesi imalatına başladıklarını, işlerini ve çalışan sayılarını da artırdıklarını, tüm gelirlerini de babalarına olan saygılarından dolayı babalarına verdiklerini, babalarının da gayri menkul aldığını ve kalan miktarı da bankaya yatırdığını, davalıların hiç birisinin bu mallarda katkılarının olmadığını, müvekillerinin tüm ekipmanların marka ve patentlerini ailesine özgülediklerini, davalıların murise ait banka mevduatları ve gayri menkuller üzerinde emek ve gelir katkısı olmaksızın sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçmek için intikal eden gayri menkullerin ve banka mevduatlarının azami miktarlarının müvekkkileri üzerine tescil ve intikalinin yapılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; murislerinin terekesinin fiili taksimi konusunda davacılar ile anlaşma sağlanamadığından elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası açıldığını, mahkemenin kabul kararı verdiği ve kararın 16.10.2018 tarihinde kesinleştiğini, bu bağlamda murisin terekesinin resmi taksiminin sağlandığını, davacıların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun(4721 Sayılı Kanun) 370 inci ve 371 inci maddeleri gereğince alacağın en geç murisin terekesinin taksimi anına kadar istenebileceğini, işbu davanın taksime ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 16.10.2018 tarihinden sonra 29.01.2019 tarihinde açmış olması nedeniyle sürenin aşıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, 2009 yılına kadar davacılarla anneleri olan davalı ...'in aynı binada ancak müstakil dairelerde yaşadıklarını, 2009 yılından sonra ise müteveffa eşi ile birlikte tamamen başka bir adreste ayrı bir konutta ikamet ettiklerini, davalı ...'in eşinin ölümünden sonra da halen aynı konutta yaşamaya devam ettiğini, murisin ağır kalp rahatsızlığı geçirerek aktif iş yaşamına son verdiği iddiasının doğru olmadığını, murisin davacıların yanında çalışmaya başlamasından önce ve sonraki çalışma döneminde işyerinde sigortalı olarak onlarca işçi çalıştırdığını, muris ile davacılar arasındaki çalışma ilişkisinin aynı işyerinde istihdam edilen diğer işçiler gibi tamamen hizmet sözleşmesine dayandığını, yaptıkları işin tam karşılığını alarak işi yürüttüklerini, ayrıca davacıların aile fertlerinin eğitim, sağlık, barınma, ev harcamaları, sigorta primleri, şahsi araçların bedelleri ile tüm ihtiyaçlarınında karşılandığı, her iki davacının da 25 yıldan fazla bir süre babalarına ait binanın müstakil dairelerinde kira vermeden oturduklarını, murisin 2005 yılında ... Büyük Sanayide 3 adet arsa ve bir adet dükkanı davacılar adına satın alıp tapuda davacılar adına tescil ettirdiğini, davacılardan ... ... adına aldığı 28 ... 735 plakalı Renault Megane marka aracı, ...'na aldığı 28 ... 880 plakalı Wolkswagen Caddy marka aracın kendileri tarafından satıldığını, bu şekilde miras bırakanın davacı oğullarına bu yolla yaptığı karşılıksız kazandırmalar sebebiyle kendi miras hisselerinde azalmaya neden olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların emeklerini ve gelirlerini tümüyle aileye, başka bir ifade ile kök muris terekesine özgüledikleri iddiasını ispat edemedikleri, aksine davacıların kök murisin yanında çalıştıkları dönemde ücret aldıkları, kök murisin destekleriyle Bullift unvanlı işyerini kurdukları, bunun dışında davacıların arsa, dükkan ve araç gibi malvarlıklarını edinmelerini de kök murisin sağladığı anlaşılmakla, sonuç olarak 4721 Sayılı Kanunun 370 inci ve 371 inci maddelerinde düzenlenen alt soyun denkleştirme alacağı isteyebilmesinin şartları gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların yöntemine uygun zamanaşımı def'inde bulunmadıklarını, Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini, davanın 2018 yılından bu yana devam ettiğine göre davanın bu denli uzun sürece yayılmasının da karşı tarafın zamanaşımı def'inde bulunmadığı savını destekler nitelikte olduğunu, Mahkemenin işin esasına girerek karar verdiğini, olayda zamanaşımı gerçekleştiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin 1984-1985 yıllarından bu yana emeklerini başta küçük bir kaynak dükkanıyken geldiğimiz noktada asansör kapı imalatına kadar büyüyen şirkete özgülediğini, bu nedenle babalarından kalan mirastan kendileri lehine denkleştirme taleplerinin hasıl olduğunu belirterek, Mahkemece verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf talebinde bulunmuşlardır.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu olayda ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacıların talepleri doğrultusunda alacaklı olduklarını ispat edemediklerini, dosyanın da bu nedenle zaman aşımından değil, esası incelenmek suretiyle yani davanın sübut bulmamış olması nedeniyle reddine karar verildiğini, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların zamanaşımı definde bulunmadıklarını, hakimin olayda zamanaşımını kendiliğinden dikkate alamayacağı ve Mahkemece işin esasına girilmesi gerekeceği, olayda zamanaşımının gerçekleştiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiği yeniden rapor alınması gerektiği, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tümü yönünden temyiz talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alt soyun denkleştirme alacağı şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.