"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/429 E., 2022/541 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/427 E., 2021/283 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre, ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, dava dilekçesindeki deliller, davanın somutlaştırılması yönünden davalı erkek tarafından istinaf edilmeyerek onun yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına araç ve taşınmaz edinildiğini belirterek; araç ve taşınmazın rayiç değerinin yarısının tespit edilerek faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Dava boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 26.09.2018 tarihli (11) nolu celsede ayrılmasına karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmaz ve aracın edinilmiş mal niteliğinde olduğu, somut olayda, tarafların evlilik birliğinin zina veya hayata kast boşanma sebebine göre sona ermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanmalarına karar verildiğinden davacının katılma alacağının olduğu, davacının dava dilekçesinde adli yardım talep ettiği, adli yardımı talebinin Mahkemece kabul edildiği, dava dilekçesinin netice kısmında "...evin rayiç değerinin yarısının tespit ettirilerek davacıya verilmesini, 61 FP 044 plakalı aracın rayiç değerinin yarısının davacıya verilmesi..."şeklinde talepleri içerdiği, 02.06.2021 tarihli (11) nolu celsede de davacının talebinin evin ve arabanın değerinin yarısını istediğini belirttiği, davacının taleplerinin somut olduğu ve davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle harç ikmalinin tamamlanmasının gerekmediği; evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına edinilmiş taşınmaz nedeniyle taşınmazın tasfiye anındaki değerinin yarısı oranında (131.387,06 TL), araç nedeniyle ise aracın mal rejiminin sona erme tarihinden bu değerin yarısı oranında (1.875,00 TL) olmak üzere toplam davacının 133.262,06 TL katılma alacağının olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 178 ada 6 parsel 33 nolu bağımsız bölüm de tapuya kayıtlı taşınmaz için 131.387,06 TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, 61 FP 044 plaka sayılı araç için 1.875,00 TL katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken verilen mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasının usule aykırı olduğunu, zina durumunda mal paylaşım davasını reddetmenin hakimin yetkisinde olduğunu, Mahkemenin bu yetkiyi kullanmadığını; dava konusu taşınmaz ve taşınırın müvekkilinin kişisel malı niteliğinde olduğunu, Mahkemece kişisel mal olup olmadığı yönünden herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, somut olayda dava konusu taşınmazın niteliğinin kişisel mal olup, davacının katılma alacağının söz konusu olmadığını, kararının bu yönden eksik ve hatalı olduğunu; zina eden eş lehine hükmedilen katılma alacağının hakkaniyete aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece taşınmaz ve taşınırın kıymetlerinin hatalı olarak hesaplandığını, davanın iki kez işlemden kaldırıldığından açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, taraflar arasında görülmekte olan boşanma ve fer'ilerine ilişkin davada boşanma hükmü yönünden kararın 18.03.2020 tarihinde kesinleştirildiği, boşanma hükmü kesinleşmekle boşanmanın fer'isi niteliğindeki talepler yönünden davanın derdest olmasının eldeki davaya etkisinin bulunmadığı, dava konusu taşınmaz ve aracın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu evlilik birliği içerisinde alındığı, davalının kişisel malı olduğuna dair bir delil bulunmayıp edinilmiş mal kapsamında olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin zina ya da hayata kast nedeniyle sona ermediğinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanamayacağı, bilirkişi raporuna itibar edilmemesini gerektiren bir sebep bulunmadığı, davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca somut olayda ilk yenilemeden sonra birden fazla takipsiz bırakma durumu bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinde keşif ve bilirkişi deliline dayanılmadığı halde keşif ve bilirkişi değerlendirmeleri doğrultusunda hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu; davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde taleplerini belirli hale getirmediğini, Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2020 tarihinde görülen (9) nolu celsesinde hakim tarafından davacıya iki haftalık kesin süre verilerek taleplerini belirli hale getirmesi ihtarı yapıldığını, davacının ihtara rağmen talebini somutlaştırmadığını; zina yapan eş lehine hükmedilen katılma alacağının hakkaniyete aykırı olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının dar yorumlanmaması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece taşınmaz ve taşınırın kıymetlerinin hatalı olarak hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, istinaf edilmeyen usule yönelik itirazların temyiz aşamasında dikkate alınıp alınamayacağı, dava dilekçesinde dayanılmayan keşif ve bilirkişi deliline dayalı karar verilip verilemeyeceği, davacının iddiasını usulüne uygun somutlaştırıp somutlaştırmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca zina nedeniyle katılma alacağının azaltılması/kaldırılmasının hangi şartlarda uygulanabileceği, tasfiye konusu malların değeri noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi, 31 nci maddesi, 90 ve devamı maddeleri, 119 uncu maddesi, 145 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin dava dilekçesindeki delillere ve davanın somutlaştırılmasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yönlerin temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2. Davalı erkek vekillinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.