"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/146 E., 2022/1044 K.
DAVA TARİHİ : 05.03.2020
KARAR : İstinaf başvrusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/147 E., 2020/668 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, 22.05.2017 tarihinde boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde alınan ve edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olan malların tasfiyesinin gerektiğini, bu kapsamda; .... mahallesi Cohar Duduyev Bulvarı No; 35/a Tarsus adresinde bulunan taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın davacı müvekkiline verilmesi gerektiğini, zira, boşanmadan bir hafta önce müvekkiline ait olan ....plaka sayılı aracın ve Tarsus'da bulunan iş yerini davalı tarafa devretmeleri halinde, Ergenekon Mahallesinde bulunan taşınmazın müvekkiline verileceği hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin bahse konu işyeri ve aracı kayınbiraderinin üzerine devrettiğini ancak davalı tarafın Ergenekon mahallesindeki taşınmazı devretmediğini, bu nedenle taşımaza ilişkin tasfiye alacağının ödenmesi gerektiğini, bir diğer taşınmazın davalının amcası olan Bahattin'den alınan taşınmaz olduğunu, bu taşımaz için davacı ve eski eşinin nakit para ve araç verdiklerini, elden her ... 2.200,00 TL para verdiklerini, boşandıklarında evin borcu henüz bitmediği için boşanma tarihinden sonra taşınmazın davalıya devrinin yapıldığını, taşınmazın devrinin yapılmasından sonra evin satılıp satış bedelinin yarısının müvekkiline verileceğinin taahhüt edildiği ancak yerine getirilmediğini, bunun yanında müvekkilinin ... plaka sayılı araca ilişkin de kendisine bir ödeme yapılmadığını iddia ederek, taşınmazlar ve ... plaka sayılı aracın tasfiye anındaki değerinin tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasında davacı tarafına açıkça mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan eşya ve alacak talebi olmadığını beyan ettiğini, Ergenekon Mahallesindeki taşınmazın mülkiyetinin müvekkiline babasından devredildiğini, boşanma davası sırasında da mülkiyetin müvekkiline ait olduğunu, edinilmiş mal niteliğinde olmadığını, ... plaka sayılı aracın ise davacı adına kayıtlı olduğunu, ancak fiilen müvekkilinin annesine ait olduğunu, bu aracın paylaşıma tabi olmadığını, Şehit Mustafa Mahallesinde bulunan işyerinin ise müvekkilinin kardeşi tarafından bedeli karşılığında satın alındığını, davacının iddia ve taleplerinin yersiz olduğunu, 33 PM 44 plaka sayılı aracın ise müvekkilinin babasına ait olduğunu, hiç bir zaman müvekkili adına kayıtlı olmadığını, aracın davanın konusunu oluşturamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tarafların Tarsus 1.Aile Mahkemesi'nin 2017/245 Esas-2017/327 Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve kararın kesinleştiği, tarafların 28/04/2017 tarihli duruşma esnasındaki beyanlarında karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri, dava dilekçeleri ekinde Mahkemeye sunulan Protokolün 5 nolu bendinde de , tarafların evlilik süresince edinilmiş herhangi bir menkul veya gayri menkul bulunmadığından mal paylaşım ve talep isteklerinin bulunmadığı hususunun yer aldığı, bu doğrultuda mahkeme gerekçeli kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir eşya ve alacak masraf talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve boşanma kararının kesinleştiği, anlaşmalı boşanma protokolündeki tarafların mal rejiminin tasfiyesine yönelik karşılıklı olarak birbirlerinden alacak taleplerinin olmadığına yönelik açık hüküm, tarafların mahkeme huzurunda bu hususu tasdik eder beyanlarda bulunmaları, mahkeme gerekçeli kararında protokolün onaylandığına yönelik hüküm bulunmasının mahkeme içi ikrar kabul edileceği ve tarafların her ikisini de bağlayacağı yönündeki açık tespit birlikte değerlendirildiğinde,davacının taraflar arasında ihtilaf konusu olmaktan çıkmış bir hususla ilgili dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) alt bendi uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların boşanma sırasında mahkemeye verdikleri protokolün 5.maddesinde "Taraflar olarak evliliğimiz süresince edinilmiş herhangi bir menkul veya gayrimenkul bulunmadığından mal paylaşım talep ve isteğimiz bulunmamaktadır." şeklinde düzenleme yapıldığını, oysa taraflara ait 2 adet daire, 1 adet iş yeri ve 2 adet araba bulunduğunu, tarafların buradaki iradelerinin gerçeğe uymadığını, malların tümünün davalı adına kayıtlı olduğunu, protokolün ilgili maddesinin yoklukla sakat olduğunu, protokolde malların belirsizliğinin protokolün ilgili maddesinin geçersiz kılacağını, mal rejimi tasfiyesine konu mal varlığının açık bir biçimde tek tek bentler halinde protokolde yer almasının gerektiğini, feragat edilecek ise açıkça yazılmasının zorunlu olduğunu, yine ilk derece mahkemesinin hüküm kısmının bağlayıcı olduğunu, boşanma davasının kesinleştiği mahkeme kararının hüküm kısmı incelendiğinde "Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden maddî-manevî tazminat, herhangi bir nafaka, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir eşya ve alacak, masraf talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına," kararı verildiğini, bu durumda mahkemece onaylanmış protokol olmadığını, mal varlığı davasında açıkça veya hatta zımnen feragat olmasını, mahkeme kararının hüküm fıkrasında bağlayıcı bir karar olmadığını, tarafların bu konuda irade uyuşmasının olmadığını, açılmış ve reddedilmiş veya tefrik edilmiş mal paylaşımı davası olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, yerel mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre 6100 sayılı Kanun'un 355 ... maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafın katılma alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunu'nun 2 ... maddesi, 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası, 202 ... maddesi, 219 uncu maddesi, 220 ... maddesi, 225 ... maddesi, 6100 sayılı Kanunu'nun 29 uncu maddesi, 114 üncü maddesi, 369 uncu maddesi, 370 ... maddesi, 371 ... maddesi
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince tarafların anlaşmalı boşanma protokolündeki mal rejiminin tasfiyesine yönelik karşılıklı olarak birbirlerinden alacak taleplerinin olmadığına yönelik açık hüküm, tarafların mahkeme huzurunda bu hususu tasdik eder beyanlarda bulunmaları, mahkeme gerekçeli kararında protokolün onaylandığına yönelik hüküm bulunmasının mahkeme içi ikrar kabul edileceği ve tarafların her ikisini de bağlayacağı yönündeki açık tespit birlikte değerlendirildiğinde, davacının taraflar arasında ihtilaf konusu olmaktan çıkmış bir hususla ilgili dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesini 3 üncü fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde "mal paylaşımı talep ve isteklerinin olmadığını" belirttikleri, duruşmada da "mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin bulunmadığını" beyan ettikleri, mahkemece boşanma hükmü ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gözetildiğinde, davacı tarafın artık katılma alacağının bulunmadığı nazara alınarak, işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesi ... değil ise de hüküm sonucu itibariyle ... olduğundan ve yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, sonucu itibariyle ... bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin ve hükmünün değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, sonucu itibariyle ... olan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının birinci bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, yerine "Davacının davasının esastan reddine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün ve gerekçenin bu yönden DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.