Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6135 E. 2023/2817 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, birliğin temelinden sarsılmasında kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun anlaşılması ve diğer hususlarda da usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/156 E., 2022/773 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1025 E., 2020/927 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davacı davalı ... ile vekilleri gelmediler. Karşı taraf davalı davacı ... ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı karşı davacı kadının ilgisiz olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müşterek çocuklara fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, huzursuzluk çıkardığını, hakaretler ettiğini, müvekkilini bıçakla yaralamadan mahkum olduğunu, müvekkiline aşağılayıcı sözler kullanarak ve hakaretler ederek müşterek konutu terk ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığını müvekkilinin el işi ve temizlik yaparak evi geçindirmeye çalıştığını, erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığını, başkaca escort kadınlar ile de gezip tozduğunu, sıklıkla alkol alarak eve geç geldiğini , müvekkilinin porno filmlerdeki kadınlar gibi olmasını beklediğini, sevmediği ve ailesinin zoru ile evlendiğini söylediğini, müvekkilini aşağıladığını, başkaları ile görüşmesini istemediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kovduğunu, mal kaçırmaya başladığını, müvekkilinin ameliyata olduğunu ancak ilgilemediğini, müvekkilinin ölmesini dileyip hastaneden sonrada eve gelmemesini istediğini, eşyalarını çöpe attığını, ceza davasına konu olayın da yılların birikimi ve tahrikle gerçekleştiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklardan Rümeysa için 750,00 TL ve Nisa ... için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL madi ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu olaylarda davacı erkeğin eviyle ilgilenmemesi, eşinin fiziksel özellikleriyle dalga geçmesi, eşinin hasta olduğunda hastaneye gitmemesi, evin ihtiyaçlarının karşılamaması, kadına hakaret etmesi, boşanma sonrasına kadına mal kalmaması için planlı hareket etmesi nedeniyle ağır kusurlu, davalı kadının "eşine seni başka erkeklerle aldatacağım, ben seni sevmiyorum senin sevecek neyin var" şeklinde sözler söylemesi nedeniyle hafif kusurlu olduğu, ortak çocukların velâyeti hususunda birden fazla sosyal inceleme raporu alındığı ve mahkemece çocukların dinlendiği, 12.07.2019 tarihinde alınan raporda müşterek çocukların velâyetinin babaya verilmesinin gerektiği, 08.10.2019 tarihli alınan ek raporda müşterek çocuklardan Nisa'nın annenin yanında Rümaysa'nın baba yanında kalması şeklinde rapor düzenlendiği, 19.09.2019 tarihli duruşmada müşterek çocuğun annesiyle kalmak istediğini beyan ettiği , 04.03.2020 tarihinde üçlü heyetten rapor alınarak Nisanın anne yanında Rümeysa'nın ise baba yanında kalması yönünde rapor düzenlendiği, son rapor esas alınarak velâyet tesis edildiği, erkeğin kolluk tutanağına göre 1.603,00 TL ücret aldığı, kadının ev hanımı olduğu, boşanmaya sebep olan olayda erkek ağır kusurlu bulunduğundan, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kadın hafif kusurlu olduğu için tarafların maddî durumları ve evliliğin süresi, yaşanan olaylar gözönünde tutularak kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu Rumeysa'nın velâyetinin babaya, Nisanur'un velâyetinin anneye verilmesine, Nisanur için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilini kusurlu olmadığını, asıl kusurun kadında olduğunu, mahkemenin gerekçesinin hiçbir somut delile dayanmadığını, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile kusur durumu göz ardı edilerek müvekkili aleyhine nafaka ve tazminata hükmedildiğini, ortak çocuk Nisanur'un velâyetinin anneye verilmesinin yanlış olduğunu, 8 yaşındaki çocuğun velâyet hususunda dinlenmemesinin usule aykırı olduğunu belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile ortak çocuk Nisanur'a ilişkin velâyet düzenlemesi yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminata hükmedilmesinin doğru olduğunu ancak miktarlarının az olduğunu, erkeğin ustabaşı olduğunu ve aylık gelirinin 4.000,00 TL'nin üzerinde olduğunu, bir minübüsü olduğunu, gayrimenkulü olduğunu, nafakala ve tazminatların günün ekonomik koşullarına uygun olmadığını, müvekkilinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun bulunmadığını, çocuk için hükmedilen nafakanın da az olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi nafaka ve tazminatların miktarı yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece taraflara yüklenen kusurlar açısından yanlışlık olmadığı, ancak tanık beyanlarında tarafların hakaretlerinin karşılıklı olduğu belirtildiğinden, kadına ayrıca hakaret kusurunun eklenmesi gerektiği, bunların dışında kalan eylemlerin bir kısmının feragat öncesine ait olup tarafların evlilik birliğinin devamı amacı ile bir araya gelmelerinden dolayı barışma ile affa uğraması ve bir kısmının da ispatlanmaması dikkate alındığında ve tarafların ispatlanmış kusurlarının karşılaştırılmasında sonuç olarak yinede erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, ortak çocuk Nisanur'un 2010 doğumlu olup velâyet ile ilgili tercihte bulunabilecek bir yaşta olduğu, annenin velâyeti almaya engel bir durumu da ispatlanmadığından, ortak çocuğun velâyet tercihine göre karar alınmasında yanlışlık bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında, maddî ve manevî tazminatın miktarının yetersiz olduğu, ortak çocuk Nisanur'un baba yanında olduğu anlaşılmakla, tedbir nafakasının anneye tesliminden başlatılması yerine karar tarihinden başlatılmasının doğru olmadığı, kararın tedbir nafakasının başlangıç tarihi açısından düzeltilmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu, müşterek çocuk Nisanur 'un yaşı ve ihtiyaç durumu dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının da yetersiz olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 24.000,00 maddî, 20.000,00 manevî tazminata, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk Nisanur için anneye tesliminin boşanma kararının kesinleşmesinden önce olması halinde teslim tarihinden başlayarak aylık 250,00 TL tedbir nafakasının erekten alınarak kadına verilmesine, nafakanın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerlerle, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile ortak çocuk Nisanur'a ilişkin velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, davalı karşı davacı kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile nafakaların koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, ortak çocuk Nisanur'un velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı, maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı,

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Mahkemece davacı karşı davalı erkeğe yüklenen evi ile ilgilenmediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşine mal kalmaması için planlı hareket ettiği kusurlarının usulüne uygun şekilde ispat edilemediğinin, yine de, kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davacı karşı davalı erkeğin birliğin temelinden sarsılmasında kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınıp Nurgül'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.