"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/390 E., 2022/352 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esasta reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/632 E., 2019/925 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek dava dilekçesinde özetle ; davalı kadın ile müvekkilinin sık sık tartıştığını, davalının müvekkilini aldattığını bu durumun müvekkilinin oğlu tarafından görüldüğünü iddia ederek, nafaka ve tazminat talebi bulunmaksızın tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı erkek vekili 26.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; davalı kadının zina ettiğini, ortak çocuk tarafından zina olayının görüldüğünü, davalı kadının medyumluk yaptığını ve insanları kandırarak, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, davalı kadının bir çok kez sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, son altı aydır kim tarafından alındığı bilinmeyen tek taş pırlanta yüzük taktığını, sosyal medya hesabından "kapan demeseydin, evlilik teklifini kabul ederdim" şeklinde paylaşımda bulunduğunu, davalı kadının çocukların kendisinden olmadığını söylediğini, daha önceden başka biri ile evlilik yaptığını söylediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca, bu talep kabul edilmezse davalı haysiyetsiz hayat sürdüğünden 163 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, bu talep de kabul edilmez ise 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000 TL maddî, 250.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; tüm harcamalarını belgelediğini, iş yerini ipotek ettirdiğini, hepsinin belgesi olduğunu, kesinlikle boşanmak istemediğini, davacı ile aralarında bir sorunlarının olmadığını, oturdukları evi üzerine yaptığını, arabasını aldığını, kazancına konmak için planlar yaptığını, çirkin bir iftiraya maruz kaldığını, boşanmak istemediğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık anlatımları ile taraların yetişkin 2 erkek çocukları olup 2018 yılı yazından beri ayrı yaşadıkları, davalı kadının boşanmak istemediği, davacının başlangıçta davasını genel sebebe dayandırmışsa da ıslah ile zina özel sebebine dayandırdığı, tarafların yetişkin erkek çocuğunun tanık olarak alınan ifadesinde dava tarihinden 1 ay önce davalı annesini ...'daki müşterek konutta bir erkekle zina halinde yakaladığını, o erkeğin kaçtığını söylediği, diğer tanıkların da kadının Koray isimli genç bir erkekle birlikte olup, o kişiye pahalı hediyeler aldığını, annesine babasına anne baba diye hitap ettiğini, o erkeğin eşinden boşanmasına neden olduğunu söyledikleri, sosyal medyada birlikte olduğu erkekle Bodrum'da bir otelde fotoğraf paylaşmış olduğu, bu kapsamda davacının zina özel nedenine dayalı davasının kabulüne karar verildiği, davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin, düzenli maaş geliri, mal varlığı olması nedeniyle kabul edilmediği, davacı erkeğin, maddî ve manevî tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde ise; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi hükmüne göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu olan taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan taraftan manevî tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebileceği, yargılamaya konu davada toplanan delillerle kadın kusurlu olmakla, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varıldığı, boşanmaya neden olan olaylar kişisel değerlerin ihlalinde ağırlık dikkate alınarak ve manevî tazminatın zenginleşmeye sebep olmaması da göz önünde bulundurularak tazminat taleplerinin kısmen kabulune karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı erkek yararına 40.000 TL maddî, 30.000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mesleki mazeretlerinin usulsüz olarak reddedilerek, savunma haklarının kısıtlandığını, davacı tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, müvekkilinin ilişkisi olduğu iddia edilen Koray isimli kişi ile aralarında dolandırıcılık konulu dava bulunduğunu, bu durumun aralarında gönül ilişkisi olmadığını gösterdiğini, müvekkilinin oğlu Bedirhan'ın annesini uygunsuz şekilde yakalamadığını, tanığın sert, sinirli, kıskanç yapısı nedeni ile annesinin karşı cinsten biri ile iş nedeniyle oturmasını uygunsuz olarak değerlendirdiğini, tanık beyanının kişisel olduğunu somut delil bulunmadığını, tarafların barışma aşamasında olduğunu belirtilerek hükmün tamamı yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek, müvekkilini bidayet mahkemesinde temsil eden Avukat ...'ın boşanma davasına ilişkin özel vekâletnamesi olmadığını ve müvekkilini yetkisiz temsil ettiğini, yaptığı işlemlerin yok hükmünde olduğunu, bölge adliye mahkemesince verilen dilekçelerin değerlendirilmediğini, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin koşullarının oluşup, oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı kadının yargılama aşamasında bizzat sunduğu dilekçeler itibari ile davadan ve yargılama safahatlarından haberdar olduğu, yargılamanın devamı sırasında Av. ... tarafından davalı kadın yönünden boşanma davasına ilişkin özel yetki taşıyan vekâletname ibraz edilerek eksikliğin de ikmal edildiği göz önüne alındığında, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde yer alan müvekkilinin yargılama aşamasında genel vekâletname ile temsil edilmek sureti ile savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin itirazlarının açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve 4721 sayılı Kanun'un 2 inci maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca hukuk düzenince korunamayacağının anlaşılmasına göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Davacı erkek dava dilekçesinde, davalı kadının kendisini aldattığını da belirterek nafaka ve tazminat talebi bulunmaksızın boşanmak istediğini beyan etmiştir. Davacı asilin dava dilekçesinde yer alan beyanı açıkça tazminat hakkının özünden feragat niteliğinde olup, özünden feragat edilen bir hakkın ıslah yolu ile sonradan ileri sürülmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeden, davacı erkeğin ıslah dilekçesi ile talep ettiği 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası kapsamındaki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilecek yerde, yanılgılı değerlendirme sonucu, davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.