Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6318 E. 2023/2824 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, tazminat ve nafaka miktarlarına ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle, kararın bu kısımları bozulmuş, diğer kısımları ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2023 E., 2021/2049 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzincan Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/300 E., 2019/98 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf ... ... ile vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, müvekkilini ve ailesini sevmediğini söylediğini, kadının kendi ailesini ön planda tuttuğunu, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, müvekkilini aşağıladığını, hakaret ettiğini, "seni boşarım" dediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, misafirleri geldiğinde müvekkilini evde istemediğini, lüks düşkünü olduğunu, gösterişi çok sevdiğini, sürekli ev eşyalarını değiştirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkiline atfedilen suçlamaları kabul etmediklerini, asıl dosyadaki beyanlarını ve boşanma sebeplerini tekrar ettiklerini, kadının müvekkilini sürekli olarak baskı altında tuttuğunu, müvekkilinin başka bayanlarla iş ilişkisinin dışında bir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ailesinin geçimi için ek işlerde çalıştığını, karşı tarafın maddi taleplerinin müvekkil tarafından yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin karşı tarafa aylık 500,00 TL nakit para verdiğini ve evin elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerini karşıladığını beyanla kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

II. CEVAP

1.Davalı davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kendisinin ailesinden ayrı yaşamaya zorlandığını, erkeğin müşterek çocuklar ile kendisi kadar ilgilenmediğini, çalıştığı kurumda gece mesaisi yaptığı bahanesi ile başka bir bayan ile yaşadığını, kendisini terk ederek birlikte yaşadığı kadın ile ...'da yerleştiklerini, kendisini küçük düştüğünü iddia ederek müşterek çocuk Hilal Sude'nin velayetinin tarafına verilmesini, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.

2-Davalı-davacı kadın vekili birleşen davada, dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilini aldattığını, müvekkili ve çocukları ile iletişimi kestiğini, Erzincan'da başka bir kadın ile birlikte yaşamaya başladığını, ailesine olan maddi desteği minimuma düşürdüğünü, eve geldiği zamanlarda sevgilisi ile mesajlaştığını, erkeğin bir buçuk yıldır evi tamamen terk ettiğini, müvekkilinin zaman zaman eşi ve ailesinden fiziksel ve psikolojik baskı ve şiddete maruz kaldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı birleşen dosya davalısı erkeğin başka bir bayanla ilişkisi olduğu, tanıkların bu bayanla mesajlaşma ve fotoğraflarını gördüğü, davacının da bunu kabul ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve karşı tarafla manevi olarak yeterince ilgilenmediği, davalı birleşen dosya davacısı kadına atfedilen kusurlu bir davranışın yargılama sırasında ispat edilemediği, eşler arasında şiddetli geçimsizliğin sabit olduğu ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin eşlerden devam ettirmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede davacı birleşen dosya davalısının tam kusurlu eylem ve davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, ayrıca evlilik birliğinin devamında taraflar, toplum yönünden de korunmaya değer bir yararın tespit edilmediği anlaşıldığından, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verildiği, davacı birleşen dosya davalısı erkeğin ilişkisini kabul ettiği en son tarih olan 30 eylül 2016 tarihinden sonra 02.10.2017 tarihinde zina davasının açıldığı, altı aylık süre içerisinde davanın açılmadığı, bu süreçte zinanın devam ettiğine dair sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları hususunda deliller bulunsa da eylemlerin zina boyutunda olduğunun ispat edilemediği, en son duruşmada alınan nüfus kaydında da iddia edilenin aksine davacı birleşen dosya davalısı erkeğin bu süreçte çocuğu olduğuna dair bir kayda rastlanılmadığı, bu sebeplerle zina sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği, idrak çağında bulunan müşterek çocuğun duruşmada alınan beyanları ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, velayet bırakılmayan baba ile de çocuk arasında müşterek çocuğun yaşı, seyahat kolaylığı ve diğer etken nedenler nazara alınarak kişisel ilişki tesisine verildiği, toplanan ve değerlendirilen delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda manevi tazminat talebinde bulunan davalı birleşen dosya davacısı kadının talebinin boşanmaya sebebiyet veren olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğradığından kısmen kabulüne, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olduğu için tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, davacı birleşen dosya davalısı erkeğin ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak, maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, davacı birleşen dosya davasının ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile erkeğin davasının ve kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı davacı kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 12.000,00 TL maddi ve 12.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadın ile ilişkisini kabul ettiğini, erkek eşin müvekkilini çalıştığı okulda öğrenci olan 20 yaşında kendi evladı yaşında bir genç kızla aldattığını, erkek eşin müvekkilini aldatarak kadınlık onurunu ve gururunu ayaklar altına aldığını, müvekkilini aşağıladığını ve herkese karşı küçük düşürdüğünü, aldattığı kız için evi terk ettiğini ve ...'ya yerleştiğini, erkek eşin 30.10.2016 tarihinde yasak aşk yaşadığını kabul etse dahi eylemlerini bu tarihten sonra da devam ettirdiğini, 6 aylık sürenin geçtiğinden zina yönünde açılan davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, erkek eşin 55 yaşlarında müvekkilinin 45 yaşlarında olduğunu, müvekkilinin kadınlık onurunu, gururunu kırdığını, maddi ve manevi olarak yıpranmasına ve hatta çökmesine sebebiyet verdiğinden hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek reddedilen zina sebebine dayalı davası, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre yerinde görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı davacı kadın vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle reddedilen zina sebebine dayalı davası, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı davacı kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 174 üncü, 175 inci ve 182 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Sude yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Metin'den alınarak Nurcan'a verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.