Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6348 E. 2023/2080 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan tam kusurlu davranışları, davacı kadının kusurunun ispatlanamaması, velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararı gözetilerek yapılması, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyet ilkelerine uygunluğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/446 E., 2022/670 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/75 E., 2021/579 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ve vekili gelmediler. Karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; eşi ile geçinemediklerini, ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, davalı erkeğin baskı, tehdit ve hile ile çocuğu kaçırdığını, kendisini eve zorla girip evden dışarı attığını, kendisini darp etmeye çalıştığını, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, annesinin yüzünü kaynar su ile yaktığını, oğlunu ve kendisini tehdit ettiğini, dolandırıcılık fiilleri işlediğini iddia etmiştir.

3.Davacı kadın vekili 05.08.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eve geç saatlerde geldiğini, kahveye gittiğini, müvekkiline sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, maddî ve manevî destek olmadığını, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilini aldattığını, tehditlerde bulunduğunu, müşterek çocuğu pandemiye rağmen Iğdır'a kaçırdığını, müvekkili ile görüşmesi engellediğini, çocuğun eğitimini aksattığını, psikolojik olarak çocuğuna zarar verdiğini, müşterek hanenin muhtelif yerlerine muskalar koydurduğunu iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.00,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek bir geçimsizlik bulunmadığını, davalının en ufak tartışmada dahi müşterek haneyi terk ederek ailesinin yanına gittiğini, günlerce gelmediğini, ailesinin etkisinde kaldığını, müvekkilinin eşini sevdiğini, aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu tüm görevleri yerine getirdiğini, davalının ise çocuğu ateşli hastanede olduğu halde çocuğun ziyaretine dahi gelmediğini, ailesi ile birlikte davalıyı tehdit ettiğini, müvekkilinin boşanmak istemediğini, kusurun davacıda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre evlilik birliği içerisinde davalı erkeğin sık sık eve geç geldiği, vaktini kahvehanede geçirdiği, sorumsuz davrandığı, müşterek evin kirasını ödemediği, çalıştığı dönemlerde kazancını eşi ve çocuğuyla paylaşmadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, çıkan tartışmalar sırasında davacı eşine yönelik "orospu babanın evine git, skt ol babanın yanına git" şeklinde hakaret içeren sözler sarfettiği gibi fiziksel şiddet içeren davranışlarda da bulunduğu, ayrılık sürecinde davacı eşine gönderdiği mesajda "sen bana dönmezsen, benden boşanırsan ... gazı açar kendimi de çocuğumu da öldürürüm" şeklinde tehdit içeren mesajlar gönderdiği, davacı kadına atfı kabil hiçbir kusurun ispatlanamadığı gibi davalının 04.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde eşini sevdiğini beyan ettiği, bu haliyle davacı kadından kaynaklanan kusurların af edildiği, en azından davalı erkek tarafından hoş görüyle karşılandığı, sonuç itibariyle davalı erkeğin ekonomik, fiziksel ve duygusal şiddet içeren tam kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı, tarafların müşterek çocuğu 2013 doğumlu Beratın dava tarihi itibariyle davacı annesi yanında yaşadığı, İstanbul, Beyoğlu nda bulunan Muallim Cevdet ilk okuluna devam ettiği, ancak daha sonra 2020 yılı Nisan ayında davacının isteği dışında davalı erkek tarafından çocuğun Iğdır a götürüldüğü ve bir daha geri getirilmediği, ayrılık süresince davacı anneye çocuğun gösterilmediği, esasen çocuğun alıştığı düzen ve ortamın davacı annesinin yanı olduğu, velâyetinin annesine verilmesinde menfaatinin bulunduğu anlaşıldığından velâyetin anneye verilmesine, davalı baba ile de yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verildiği, tarafların tespit edilen sosyo ekonomik durumlarına göre dava tarihinde davacı anne yanında bulunan müşterek çocuk için 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca uygun tedbir nafakası takdir edildiği, çocuğun baba yanına geçtiği Nisan 2020 tarihi itibariyle de tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verildiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma yükümlülüğü bulunduğu, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk Berat için velâyete ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten başlamak üzere uygun iştirak nafakası takdir edildiği, tarafların tespit edilen sosyo ekonomik durumlarına göre 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca davacı kadın lehine uygun tedbir nafakası takdir edildiği, davacı kadının çalışmadığı, gelir ve mal varlığının bulunmadığı boşanma sonucu yoksulluğa düşeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusuru bulunmayan davacı eş lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 ... maddesi uyarınca uygun yoksulluk nafakası takdir edildiği, boşanma ile davalıdan daha fazla kusurlu olmadığı anlaşılan davacı eşin en azından davalı eşin maddî desteği ve miras haklarından yararlanma imkanının kaybettiği, bu hali ile mevcut ve beklenen menfaatleri haleldar olan davacı kadına tarafların sosyo ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusurun derecesi ve hakkaniyet ilkesine göre uygun maddî tazminat taktir etmek gerektiği, davalının fiziksel ve duygusal şiddet içeren tam kusurlu davranışları sonucu davacı eşin kişilik hakları zedelenmiş olduğundan tarafların sosyo ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, evlilik birliğine yönelen eylemin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesine göre davacı eş lehine uygun manevî tazminat taktir edildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki tesisine, dava tarihinden başlamak üzere ortak çocuk 2013 doğumlu Berat için aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davalı erkekten alınıp davacı kadına verilmesine, çocuğun davalı baba yanına geçtiği Nisan 2020 tarihi itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına, hükmolunan tedbir nafakasının velâyete ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davacı kadının müvekkilini aldattığına ilişkin sosyal inceleme raporunda geçen beyanın hükme esas alınmadığını, ortak çocuğun babasını çok sevdiğini, babası ile kalmak istediğini beyan ettiğini, bu hususların hiçbirinin dikkate alınmadığını, çocuğun annesi ile yaşamak istemediğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların hukuksuz ve temelsiz olduğunu, sadakatsizliği ve ilgisizliği ile evliliği bu aşamaya getiren kadının nafaka ve tazminat taleplerinin karşılığı olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yararına hüküm altına alınan nafaka ve tazminatlar ile ortak çocuk için hükmedilen nafaka miktarının çok düşük olduğunu, davalı erkeğin davanın devamı sırasında ortak çocuğu Iğdır'a kaçırdığını, bu nedenle baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması en azından sürenin azaltılarak uzman veya anne nezaretinde görüşme yapılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek, nafaka ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eve sık sık geç gelen vaktini kahvehanelerde geçiren sorumsuz davranan, evin kirasını ödemeyen, çalıştığı dönemlerde kazancını eşi ve çocuğuyla paylaşmayan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine hakaret eden, fiziksel şiddet uygulayan, ayrılık süresince de tehdit içeren mesajlar gönderen davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı erkeğin cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığını, cevap dilekçesinde eşini sevdiğini beyan eden davalı erkeğin eşinin kusuru var ise affetmiş en azından hoşgörü ile karşıladığı, kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispat edilemediğinden, Mahkemenin kusur tespiti ... olup kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olması nedeni ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi miktarların da hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu, müşterek çocuğun dava tarihi itibariyle davacı annesinin yanında kaldığı, Beyoğlu'nda okuluna devam ettiği, daha sonra davalı erkek tarafından davacının isteği dışında ve dünya çapında yaşanan Pandemi nedeni ile ülke içinde alınmış olan tedbirlerle ilgili 03.04.2020 tarihli genelgeye aykırı olarak şehirlerarası yoluculuk yasağı olduğu dönemde 14.05.2020 tarihinde Iğdır'a götürüldüğü, küçüğün anne ile görüşmesinin fiilen engellendiği, çocuğun yaşı anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu dikkate alınarak, çocuğun ... yararı gözetildiğinde velâyetinin anneye verilmesi usul, yasa ve kamu düzenine uygun olduğu gibi 4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince velâyeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğun giderlerine katkıda bulunması gerektiği, müşterek çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesi de ... olduğu, nafakanın miktarının da değişen koşullara göre arttırılabilme imkanı bulunduğundan makul olduğu, gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen kadının açtığı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın yararına nafaka ve tazminat, ortak çocuk için nafaka hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 ... maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.