Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6573 E. 2023/2958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusur durumu, kadının zina iddiasının ispatı, nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az bulunması nedeniyle, mahkeme kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/337 E., 2022/716 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/660 E., 2021/1422 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinden eşinden şiddet gördüğünü, davalının sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline ilgi göstermediğini, davalının marketten ücretini ödemeden ürünler aldığını ve yakalandığını, 06.03.2016 tarihinde düşük doğum gerçekleştiğini, davalının müvekkilini tek başına bıraktığını, 2016 yılında davalının başka kadınla aşk yaşadığını, müvekkilinin 03.04.2017 tarihinde ikinci hamilelik haberini aldığını, davalının bu döneminde de ilgi göstermediğini, evde az zaman geçirdiğini, Haziran 2017'de boşanmak istediğini ve çocuğu aldıralım şeklinde beyanlarda bulunduğunu, bu konuda baskı yaptığını, müvekkilinin doktora götürülmediğini, davalının o dönemde de başka kadınlarla günlerini geçirdiğini, davalının Ağustos 2017'de başka kadınlarla ilişkisini anlatınca müvekkilinin sinir krizleri geçirdiğini, hastaneye kaldırıldığını, müvekkilini bırakarak ...'a yola çıktığını, çocuğun 37.günde vefat ettiğini, davalının pornografik sitelere girdiğini, kumar oynadığını, her konuda yalan söylediğini, ailesinin müvekkilinin ailesine yönelik hakaretlerine müdahale etmediğini, evlenmeden önceki psikolojik sorunlarını müvekkilinden gizlendiğini, davalının sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, davalının vefat eden bebeğin doğum gününde eskorta gidip zina ettiğini, bunun davalının telefonuna davalının izni ile yüklenen program vasıtasıyla öğrenildiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 163 üncü, 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının basit olayları büyüterek abarttığını, sinir krizlerine girerek evde olumsuz hava oluşturduğunu, müvekkiline karşı kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, ayrı yattığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin telefonuna program kurarak müvekkilinin uygunsuz sitelerce aranmasına sebep olduğunu, davacının aşırı maddî taleplerinin bulunduğunu, bu olaylardan sonra ailelerin bir araya gelip tarafları barıştırdıklarını, davacının kurduğu program ile müvekkilinin gittiği yerleri kontrol ettiğini, müvekkilinin üzüntüsünden birtakım hastalıklara yakalandığını, davacının ev işlerini yapmadığını, müvekkili hakkında bilgi toplamakla vakit geçirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin 2017 yılında başka bir kadınla birlikte olduğu, otel kayıtlarının olduğu, bu kadınla olan birlikteliğini davacıya itiraf ettiği, davacının bu sırada hamile olduğu ve rahatsızlandığı, bu yüzden Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavi olduğu, erken doğum yaptığı, çocuğunun vefat ettiği, bu sırada davalı eşinin davacıyla ilgilenmediği, yanında olmadığı, bu olaylardan sonra tarafların evliliklerine devam ettiği, ancak erkeğin, çocuklarının vefat yıl dönümünde eskorta gittiği, bu durumu kabul ettiği, tanık beyanlarıyla bu durumun sabit olduğu, bu haliyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kumar oynadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birince ve ikinci fıkrası koşulları kadın lehine oluştuğundan yasal faiziyle birlikte kadın lehine 45.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadın her ne kadar davalının Dilek isimli kadınla aşk yaşadığını, otellerde kaldığını, öncesinde de İrem isimli kadınla aşk yaşadığını iddia etmiş, sadakatsiz davranışlarından bahsetmiş ise de bu olaylardan sonra evliliğine devam ettiği, olayın af kapsamında kaldığı gerekçesiyle zinaya dayalı davasının reddine, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürdürme nedeniyle açılan boşanmanın yasal koşullarının oluşmadığı, davacı kadının iddia ettiği davalının marketten ücretini ödemeden ürünler aldığı ve yakalandığına yönelik iddialarının üzerinden zaman geçtiği, davalının bu eylemindin sonra tarafların evliliklerinin devam ettiği, bu olayın af kapsamında kaldığı gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 163 üncü maddelerine dayalı davaların reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat miktarları, tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları hakkında yeterli araştırma yapılmayarak eksik inceleme ile karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmadan eksik inceleme ile tazminatlara karar verilmesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlardan öte zina eylemini işlediğinin sabit olduğu, Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen kumar oynama vakıasının da sabit olduğu, zinaya hukuki sebebine ilişkin yasal şartların gerçekleştiği, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2 nolu bendinin 161 inci maddeye dayalı davanın reddi yönünden kaldırılmasına, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş, 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davanın yasal koşulları oluşmadığından ret hükmünde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların gelirleri konusunda dosyada kanaat verecek bilgi ve belge bulunduğundan bu hususta eksik araştırma yapıldığına yönelik tarafların istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde olup, hükmolunan manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, maddî tazminat miktarının ise az olduğu gerekçesiyle kadının maddî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî tazminata, kadının dava tarihinden itibaren faiz talebinin yasal dayanağı bulunmadığı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği görülmekle ve yargılama aşamasında çalışmaya başlaması dikkate alınarak kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğin gelirine ilişkin yeterli araştırma yapılmadığını, maaşının görünenden yüksek olduğu gibi erkeğin gelirinin müvekkilinin gelirinden de yüksek olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu, zinaya dayalı davanın da kabulüne karar verildiği halde hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının çok düşük olduğunu, erkeğin marketten alışveriş yapıp ücretini ödemeden ayrılmasının müvekkilinde hayal kırıklığı ve çöküntü yarattığını, müvekkilini bu olayı affetmediğini, 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davanın da kabulü gerektiğini ileri sürerek, iki boşanma sebebi yönünden de dava kabul edildiği halde tek vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasının reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarını ispatlayamadığını, müvekkilinin kusurlu olmadığını, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek zinaya dayalı davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenine dayalı davanın reddi ile kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 163 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.