Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6688 E. 2022/9330 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarı konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun tedavisi için İstanbul'a taşınmanın kadının kusuru olarak değerlendirilemeyeceği, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat ile nafakaların miktarının düşük olduğu gözetilerek hüküm kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadının kabul edilen boşanma davası, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, nafakalar ve tazminatların miktarları ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalara ilişkin temyiz itirazları yersizdir.

3-Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a-İlk derece mahkemesince karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda davacı-karşı davalı erkeğe “müşterek çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, tedavisinin sağlanmasında yardımcı olmadığı, tedavi giderlerine katılmadığı” vakıaları, davalı-karşı davacı kadına ise “çocuğun tedavisi için İstanbul’a taşınarak ortak hayatı sona erdirdiği” vakıası kusur olarak yüklenmiş; erkeğin ağır, kadının az da olsa kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiştir. Hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadının davası ile ferileri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkeğin davası, miktarlar ve yargılama giderleri yönünden istinaf edilmesi üzere bölge adliye mahkemesince nafakalar için her yıl arttırım uygulanması talebi olduğu halde bu yönden hüküm kurulmadığı yönünden kadının talebi kabul edilerek nafakalara arttırım uygulanmış, sair yönlerden tarafların talepleri esastan reddedilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiştir.

Mahkemece erkek ağır, kadın az kusurlu kabul edilerek karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; ilk derece mahkemesince kadına “çocuğun tedavisi için İstanbul’a taşınarak ortak hayatı sona erdirdiği” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru olmamış, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, bu durumda geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu anlaşıldığından erkeğin davasının reddine karar verilecek yerde, davasının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

c-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4’üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

d-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2012 doğumlu ...’nin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (3/a.), (3/b.), (3/c.), (3/d.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 2. bentte gösterilen sebeple davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalara ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ...'ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 15.11.2022 (Salı)