"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/582 E., 2022/318 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/263 E., 2019/7 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden ... ... vekili Av. ... ... geldi. Karşı taraf davalı-davacı ... ... ile vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik süresi boyunca erkeği ve ailesini hor gördüğünü, kabullenmediğini, erkeği aldattığını, evliliğin devamı için ...'da yaşamayı şart koştuğunu, erkeğin ailesi ile görüşmesini sorun ettiğini, erkeğe ve ailesine küfür ve hakaret ettiğini, erkeğin akrabalarına ziyarete gitmesi, arkadaş ortamlarında bulunması, sosyal hayata karışması yönündeki tüm taleplerinin kadın tarafından reddedildiğini, erkeğin cinsel birliktelik tekliflerinin beş yıl boyunca kadın tarafından reddedildiğini, kadının birlikte yatmadığını, erkeğin isteklerini yerine getirmemesine karşın ablasının eşinin bir dediğini iki etmediğini, bu kişi ile olağanın dışında samimi olduğunu, erkeğin evde yediği ve içtiği şeylerden sürekli olarak ciddi bir şekilde rahatsızlandığını, karaciğer değerlerinin çok yükseldiğini, kadının ortak çocuğa "baban iki yıla yakın bir zamanda ölür, biz de SSK'sından yararlanırız." şeklinde beyanda bulunduğunu, kadının erkeğin yiyeceklerine zararlı maddeler koyduğunu, müvekkilinin cep telefonu ile evde kayıt yaptığını, kadının ... isimli kişiyle erkeği aldattığını dinlediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, eniştesi ile aldattığı şeklinde iftira attığını, hastalığı döneminde ilgilenmediğini, tarafların ortak konutlarındaki eşyanın hemen hemen hepsinin, kadının ailesi tarafından alındığını, erkeğin evin taşınması ve düzenlerinin kurulması için en ufak bir çaba dahi göstermediğini, taraflar arasındaki cinsel birlikteliğin erkeğin ortak konutu terk edene kadar devam ettiğini, erkeğin müteaddit defalar, müvekkiline ters ilişki teklifinde bulunduğunu, ret edilen ilişki türünün bu olduğunu, erkeğin senelerce eşine ve çocuklarına sözel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sürekli alkol alıp yok yere tartışma ve kavga çıkardığını, eşinin namus ve şerefine yönelik gayri ahlaki taleplerini sürekli bir şekilde tekrarladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hemen hemen her akşam düzenli olarak alkol aldığını ve aşırı alkollü bir vaziyette geldiği ortak konutta, kadına ve çocuklarına, nedensiz yere bağırıp çağırdığını, her türden hakaretamiz sözler ile sinkaflı küfürler ettiğini, başka kişiler ile birlikte cinsel ilişkiye girmek şeklinde gayri ahlaki tekliflerde bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmeyi alışkanlık hâline getirdikleri, erkeğin ise ayrıca evde sık sık alkol kullandığı ve eşini kız kardeşinin kocası ile aldatmakla itham ettiği, bu hususta da çevrede böyle bir algı yarattığı, kadının bu sebeple sinir krizi geçirdiği, her iki tarafın da kusurlu davranışları nedeni ile ancak erkeğin daha fazla kusurlu davranışları nedeni ile meydana gelen şiddetli geçimsizlik sonucu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin onarılamaz şekilde temelinden sarsıldığı, sosyal inceleme raporu, ortak çocukların yaşı ve yaşının gereksinim duyduğu sevgi ve şefkatin annesi tarafından sağlanabileceği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi gerektiği ortak çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, tarafların ödeme güçleri de dikkate alınarak ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasına, kadının boşanma yüzünden eşinin maddî desteğini kaybedeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, maddî ve manevî tazminat verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesi ile; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 300.00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 750,00 TL'ye indirilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin toplanmadan hüküm kurulduğunu, boşanmaya kadının ağır kusurlu hareketlerinin sebep olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, dava dilekçesinde iddia ettikleri hususların ispatlandığını, dosya kapsamındaki hiç bir delilin müvekkilinin kusurunu ispatlar nitelikte olmadığını, tarafsız tanık anlatımları değerlendirildiğinde tek ve ağır kusurlu olanın kadın olduğunun sabit olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, çocukların velâyetinin annelere verilmesinin, çocukların üstün yararına olmadığını belirtilerek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ve velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ve velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat, nafakalar ve miktarları ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin koşullarının oluşup oluşmadığı ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 362 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi,182 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.