Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6731 E. 2023/2786 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu ve davacı kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, bu sebeple manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek davacı kadın yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1734 E., 2022/515 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/912 E., 2019/518 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü asıl davanın reddi, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer yönlerine ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... ... geldi. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... vekiline duruşma gün ve saatini bildirir tebligat usulüne uygun yapılmasına rağmen duruşmaya gelmediği görüldü. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağılayıcı sözler söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakkında yapılan ceza yargılaması neticesinde ceza aldığını gizlediğini, ortak konutu terk ettiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının her yıl TEFE/ÜFE oranına göre güncellenmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 200.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iftira attığını, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kıskanç olduğunu, ailesini küçümsediğini, ailesine kötü davrandığını, kadının erkekle barışmak için erkeğin kardeşine mesaj gönderdiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, düğünde takılan ziynet eşyalarının ve ev eşyalarının kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında fiili ayrılık başladığı tarihte ve her iki dava açılmadan önce kadının 08.09.2017 tarihinde erkeğin kardeşine eşi ile barışmak istediğine dair mesaj gönderdiği, kadının, taraflar arasında bu tarihe kadar gerçekleşen olayları hoşgörü ile karşıladığı, asıl dava dilekçesinde, 08.09.2017-24.09.2017 tarihleri arasında veya dava tarihine kadar taraflar arasında gerçekleşen vakaya dayanılmadığı, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların kadın tarafından affedildiği ve erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise kadının, dava açılmadan önce affa ilişkin beyanda bulunduğu, erkek hakkında yapılan ceza kovuşturmasına konu olaydan evlenmeden önce bilgi sahibi olduğu ancak bu hususu dava dilekçesinde belirtmeyip erkeğin daha önceden de cinsel tacizde bulunduğu, evlilikleri sırasında da başkalarını taciz ettiği yönündeki iddialarının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının, aşırı kıskanç olduğu, psikolojik şiddet uyguladığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve fiilen anne yanında olduğu dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden 2018 yılı Temmuz ayına kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 2018 yılı Temmuz ayından karar kesinleşinceye kadar aylık 1.700,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 1.700,00 TL iştirak nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu dikkati alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin, ev ve ziynet eşyalarının iadeleri ile ilgili harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış dava bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile ilgili arttırım talepleri olmasına rağmen bu hususta olumlu olumsuz karar verilmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; kadının, erkeğin kardeşine 08.09.2017 tarihinde erkekle barışmak amacıyla mesaj gönderdiği ve bu tarihe kadar taraflar arasında gerçekleşen olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı belirtilmişse de bu tespitin hatalı olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, sohbet sırasında kız ismi geçtiğinde bu durumdan hoşlanmadığını belli ederek, kıskançlık boyutunda tavırlı hareketler sergilediği, erkeği arkadaşlarının yanında arayarak yanında kadın olup olmadığı yönünde sorguladığı, erkeğin ise kadını çoğunlukla evde yalnız bıraktığı, geç saatlere kadar halı saha maçına gittiği, evde olduğunda sürekli telefonu ile oynadığı ya da televizyon izlediği böylelikle eşi ile yeterince ilgilenmediği ve kadın doğum iznindeyken, ortak çocuk iki aylıkken ortak konutu terk ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kadının davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının, çalıştığı, sabit gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, dikkate alınarak kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacı-karşı davalı kadın vekilinin asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 40.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadının erkeği affettiği, buna ilişkin mesajların dava dosyası arasına sunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü ve fer'îleri, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, af iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı madde, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ve 371 ... maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ... maddesi, 51 ... maddesi

3.Değerlendirme

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanma davalarında, manevî tazminata hükmedebilmek için tazminat talep edenin az kusurlu veya kusursuz olması yanında, ayrıca boşanmaya sebep olan eylemlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekmektedir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle manevî tazminata hükmedilmiş ise de; kabul edilen ve gerçekleşen eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken Mahkemece koşulları oluşmadığı halde davacı-karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca manevî tazminata hükmedilmesi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Nurver'den alınarak Mehmet'e verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.