"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/499 E., 2022/463 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/163 E., 2020/392 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı davaların kısmen kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı kadının kabul edilen ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 10.577,00 TLTL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; erkeğin müvekkilini tehdit ettiğini, onurunu zedeleyici aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, görünüşü ile alay ettiğini, cinsel ve fiziksel şiddet uyguladığını, arkadaşları ve ailesinin eve gelmesinin engellendiğini, müvekkilinin psikolojik şiddete maruz kaldığını, erkeğin ailesinin de müvekkiline hakaret ettiğini, erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkilinin telefonuna gizlice program yükleyip telefon konuşmalarını kaydettiğini, boşanmak istediğini söylediğini, müvekkiline fiziksel şiddet uygulayacağını söylediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, 4 adet çeyrek, 4 adet yarım ve 4 adet tam altından oluşan ziynet eşyasının aynen iadesini yahut yasal faizi ile 13.000,00 TL olan bedeline hükmedilmesini talep talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının kendi kusuru ile evi terk ettiğini, kadının ailesinden kaynaklanan problemler nedeni ile birliğin temelden sarsıldığını, davacı karşı davalı kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadının sürekli olarak müvekkiline psikolojik şiddet ve hakarette bulunduğunu, devamlı boşanmak istediğini söylediğini, gönlünde başka biri olduğunu, inat için evlendiğini söylediğini, aşırı kıskanç olduğunu, bağırdığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına kızıp sinirlendiği, ailesi ile görüşmesi için zorladığı, bu hususta sistematik baskı uyguladığı, aralarındaki geçimsizliğin ve tartışmaların ana kaynağının erkeğin bu yöndeki tutumu ve baskısı olduğu, yanı sıra tartışmaları esnasında davacı kadını tehdit ettiği, tehditlerinin süreklilik arz ettiği, kadının ailesini telefonla arayarak davacının annesine "gel kızını al, kızın ile olmuyor, boşanacağım" şeklinde beyanda bulunduğu, kadının tek başına dışarı çıkmasına izin vermediği, kadının fiziki görünüşüyle dalga geçtiği, toplum içinde "alnındaki lekeyi kazıt" başkalarını göstererek "neden bu fiziğe gelmiyorsun, neden bunun gibi zayıflamıyorsun" gibi aşağılayıcı ifadeler kullandığı, kadına harçlık vermediği, ihtiyaçlarını karşılamayıp kardeşinden para istemek zorunda bırakarak ekonomik şiddet uyguladığı, son olarak kadının telefonuna yüklediği program ile davacının konuşmalarını bilgisi dışında kaydederek özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği ve bu konuşmaları mahkemeye sunmakla tehdit etmek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, kadını arayıp kapının anahtarını ve yüzüğünü bırakıp evden ayrılmasını istediği, bunun üzerine davacı kadının yüzüğünü de bırakarak evden ayrılıp amcasının evine gittiği, davalı-davacı erkeğin bu olay sırasında kadının ailesini de arayarak kızlarıyla anlaşamadığını, boşanmak istediğini söyleyip gelip kızlarını almalarını istediği, bu olay nedeniyle kadının annesinin ... iline gittiği, kadının amcası, kardeşi ve annesinin erkek ile konuşmak istedikleri, ancak erkeğin "ben boşanmak istiyorum, illaki kan mı dökülmesi lazım" diyerek görüşmeyi reddettiği, bir hafta boyunca orada olmalarına rağmen davalı karşı davacı erkek ve ailesinden hiç kimsenin görüşmeye gitmediği, kadının geri dönmesi için bir girişimde bulunmadıkları,devam eden süreçte de herhangi bir barışma girişimi olmadığı gibi kadının ... iline gelmesinden kısa bir süre sonra ablası ve ağabeyi ile birlikte müşterek evdeki eşyaları taşıyarak evi boşalttıkları, ... kadının ise tartışmaları esnasında davalı-karşı davacı erkeğe yönelik "ben haklıyım, benim dediğimi yapacaksın, kadın haklıdır." şeklinde tahrik edici sözler kullandığı, "ben buraya bir sebep neticesinde geldim, benim ...'da bir beklentim var onu bulursam dönmem, bulamazsam dönerim." şeklinde güven sarsıcı ifadeler sarf ettiği, ayrıca teyzesinin kızının zengin birisi ile evlendiğini, kendisinin böyle bir evlilik yapamadığını söyleyerek hayıflandığı ve yüzünü astığı, tarafların kusurlu eylem ve davranışlarının evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın da kusuru bulunmakla birlikte eşine psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan, eşini tehdit ederek sosyal yaşantısını kısıtlayan, sürekli olarak boşanmak istediğini dile getirerek evlilik birliğini temelinden sarsan, toplum içinde eşine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler sarf ederek eşinin gururunun incinmesine neden olan ve eşinin evden gitmesini isteyerek müşterek yaşamı terk eden davalı-karşı davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, dosya arasında bulunan tarafların sosyal ve ekonomik durum tespit raporları, uyap entegrasyon sorgu kayıtları ve hizmet döküm cetvelleri birlikte değerlendirildiğinde; ... kadının ev hanımı olup çalışmadığı, hiçbir gelirinin bulunmadığı, ailesi ile birlikte yaşadığı, geçiminin ailesi tarafından sağlandığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı,buna göre de ... kadının boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceğinin açık olduğu; erkeğin ise özel bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken 28/09/2019 tarihinde işinden ayrıldığı ve yargılama sürecinde sigortalı bir işte çalışmadığı anlaşılmakta ise de hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden işten çıkış kodunun "22" olarak bildirilmiş olduğunun görüldüğü, söz konusu kodun mevzuaatta "diğer nedenler" olarak düzenlenmiş olduğunun tespit edildiği, isteğe bağlı olarak işten ayrıldığının değerlendirildiği, işten ayrıldığı tarihin dava tarihinden yaklaşık 20 gün öncesine tekabül etmesi hususu da davalı-davacı erkeğin, yargılama sonucunda aleyhine doğması muhtemel nafaka ve tazminatlardan kurtulmak amacıyla bilinçli ve kasıtlı olarak işten ayrıldığı, erkeğin çalışmaya mani bir engel hali veya hastalığının bulunmadığı, dosyaya yansıyan delil ve beyanlardan davalı-davacı erkeğin evlilik birliği içerisindeki kusurlu davranışları nedeniyle evliliğin sona erdiği, boşanma ile birlikte ... kadının davalı-davacıdan kaynaklı mirasçılık hakkı ile birlikte eşinin maddî desteğini de kaybedeceği, maddî tazminatın koşullarının oluştuğu; manevî tazminatın kabulü için ayrıca kişilik haklarının zedelenmiş olmasının gerektiği, davalı-davacı erkeğin ... kadına yönelik psikolojik- fiziksel şiddet ve küçük düşürücü söz ve eylemlerinin ... kadının kişilik haklarını açıkça zedelediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi de gözetilmek kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, erkeğin maddî tazminat isteminin ise düğünde yapılan harcamalara ve erkek tarafından alınan altınların davacı eş tarafından babasına verildiği ve iade edilmediği iddiasına ilişkin olduğu bu nedenle Aile Mahkemesi'nin görev alanında kalmadığından görevsizlik kararı verilmek üzere hükümle birlikte tefrik edilerek yeni bir esas sırasına kaydının yapıldığı gerekçesi ile karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 7.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, maddî tazminat talebinin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına 4 adet tam altın, 2 adet yarım altın ve 3 adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyasının davacı karşı davalı kadına aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 10.577,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı erkekten alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin temelinden sarsılmasında kusurlu bir davranışının olmadığını, tanık beyanlarının soyut ve ispata elverişli olmadığını, erkeğin kusurlara dayanmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların talepleri gibi hükmedilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatların düşük belirlendiğini belirtilerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının tamamen kusurlu olduğunu, iddialarını ispatlayamadığını, kadının kusurlu eylemlerinin sabit olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşmadığını, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi ile ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat talebi ile ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat, nafakalar ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin reddedilen manevî tazminat talebinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 362 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden davacı karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
4.Davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalı-davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.