"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1046 E., 2022/797 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/204 E., 2022/11 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki tarafça temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı tarafın ... (1.) Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2017/809 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, Yargıtay incelemesinden geçerek dosyanın kesinleştiğini, tarafların yapılan düğününde müvekkiline 22 ayar 20'şer gram 11 adet bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri ve kolye ucu olarak 1 adet ata lira ve 37 adet çeyrek altın takıldığını, davalının bu altınları evlilik birlikteliği içerisinde araba almak için kullandığını, daha sonra davalının arabayı sattığını ancak müvekkiline para vermediğini iddia ederek 22 ayar 20'şer gram 11 adet bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri ve kolye ucu olarak 1 adet ata lira ve 37 adet çeyrek altının aynen, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte nakdi karşılılığı olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili 05.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde ödeme tarihindeki bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesi 27.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş; davalı süresinden sonra 05.07.2021 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; araba alma konusunda anlaştıklarını, alınan arabanın daha sonra satıldığını, parasının tatil amaçlı kullanıldığını, hatta davacıya da 3.000,00 TL nakit para verdiğini, davacının altınları kendi yanına alarak evi terk edip boşanma davası açtığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziynet eşyası alacağına ilişkin olarak tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dosya kapsamında mevcut deliller, dinlenen tanıkların beyanları dikkate alındığında; davacıya düğünde takılan takıların, ziynet eşyalarının davalı tarafından izinsiz olarak bozdurularak satıldığına ilişkin bilgilerinin olduğu, düğünde davacıya 11 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri, kolye ucu olarak 1 adet ata lira ile 24 adet çeyrek altının takıldığının sabit olduğu, tanıkların beyanları ile de 24 adet çeyrek altın takıldığının belirlendiği, tanıkların beyanları doğrultusunda düğünde takılan tüm altın ve takıların davalı tarafından araba almak için satıldığı, daha sonrasında davalının aldığı aracı sattığını ancak bedelini davacıya vermediği, dava tarihine kadar davacıya aynen yada karşılığı olarak iade edilmediği, mezkur tanık beyanları ile dava konusu ata liranın, bileziklerin ve çeyrek altınların davalı tarafından alındığı ve davacıya iade edilmediği, dosya kapsamında mevcut fotoğraflar, bilirkişi raporu ile de 11 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri, kolye ucu olarak 1 adet ata lira ile 24 adet çeyrek altına ilişkin olarak davacının davasını ispatladığı, fazlaya ilişkin istemin ise davacı tarafından ispatlanamadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 226 ncı maddesi ile her eşin diğer eşte bulunan mallarını geri alacağının düzenlendiği, Yerleşik Yargıtay içtihatları ile düğün sırasında takılan ve kadına özgü ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı, davacı tarafa düğünde hediye edilen ve onun kişisel malı konumunda olan ziynet eşyaları üzerinde davalının herhangi bir hakkının bulunmayacağı, ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ve iddiasını 11 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri, kolye ucu olarak 1 adet ata lira ile 24 adet çeyrek altına ilişkin olarak ispatladığı, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere davalı erkeğe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususunun davalı tarafça kanıtlandığı takdirde davalı erkeğin bu eşyaları iadeden kurtulabileceği, dosya kapsamında böyle bir durumun mevcut olmadığının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 11 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri, kolye ucu olarak 1 adet ata lira ile 24 adet çeyrek altının davacı tarafa aynen iadesine; aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 124.020,00 TL'nin dava tarihi olan 13.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 8.471,80 TL'den başlangıçta peşin alınan 59,30 TL harç ile 2.227,38 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 6.185,12 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 2.227,38 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.345,98 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. uyarınca hesaplanan 15.731,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan; 3,00 TL dosya masrafı, 16,50 TL elektronik tebligat ücreti, 121,00 TL davetiye gideri, 107,50 TL talimat masrafı, 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 698,00 TL'nin davanın kabul edilen kısmı ile orantılı olarak hesaplanan 642,48 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının takip veya ödeme tarihindeki bedellerine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, bu konuda seçim hakkının müvekkiline bırakılması gerektiğini, infaz yargılama gideri ve vekalet ücretinin de olması gerekenden az olduğunu belirterek ziynet alacağı bedeli, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyaları ile araba alındığını, daha sonra bu arabanın satılarak parasının evin ihtiyaçları ve tatil için harcandığını, hatta davacıya köye giderken 3.000,00 TL nakit para verdiğini, geri kalan altınları da yanında götürdüğünü, tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğunu, annesinin kadına 05.11.2021 tarihinde 45.720,00 TL ödeme yaptığını, bunun mahsup edilmesi gerektiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalıya 27.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi geçtikten sonra 05/07/2021 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu, dolayısıyla dilekçesinde bildirdiği tanıkların dinlenmemesinde isabetsizlik olmadığı, dava konusu ziynet eşyalarının araba almak için kullanıldığının davalının da kabulünde olduğu, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2014/20259 Esas, 2015/4793 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ... ile verilmiş olmasının davalıyı iade yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi davalının, davacıdan altınları alırken davacının bir daha geri istememek üzere verdiği konusunda bir iddiasının da olmadığı, bu nedenle ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmamakla birlikte dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL talep edildiği, aynen iadesinin talep edilmiş olması sebebi ile davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceği, bedel yönünden davanın daha sonra 133.900,00 TL olarak ıslah edildiği, bu nedenle dava dilekçesinde talep edilen miktara dava tarihinden, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalının istinafı bu yönüyle kısmen kabul edilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1.bendinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine; 11 adet 22 ayar 20 gram bilezik, 1 adet 22 ayar kolye zinciri, kolye ucu olarak 1 adet ata lira ile 24 adet çeyrek altının davacı tarafa aynen iadesine; aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 124.020,00 TL'nin 1.000,00 TL'sine dava tarihi olan 13.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, kalanına ıslah tarihi olan 05.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; her ne kadar davacı ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki bedellerine hükmedilmesini talep etmiş ise de, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2018/4957 Esas 2018/12086 Karar, 2018/7039 Esas 2018/12992 Karar sayılı ilamları doğrultusunda dava konusu ziynet eşyalarının dava tarihindeki bedellerine hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarında hata olmadığı gibi yargılama giderlerinde de herhangi bir yanlışlık yapılmadığı belirtilerek davacının tüm, davalının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ziynet alacağı bedeli, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, istinaf dilekçesinde belirtilen hususlara ek olarak cevap dilekçesinin süresinde olduğunu, tanıklarının bu gerekçeyle dinlenmemesinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu; takıların geri alınmamak kaydıyla satılarak araç alındığını, erkeğe takılan altınların erkeğe ait olduğunu, tam ve çeyrek altınlar yönünden araştırma yapılmadığını, annesince yapılan ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ziynet alacağı davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği; davacı tarafından ziynet eşyalarının aynen iadesi, bu mümkün olmazsa ödeme tarihi itibarıyla bedeline hükmedilmesi talep edilmesine rağmen dava tarihi itibarıyla ziynet eşyalarının bedeline hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı ; süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının tanıklarının dinlenmemesinin yerinde olup olmadığı, eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi, 2 nci maddesi 6 ncı maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 176 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 191 inci maddesi, 194 üncü maddesi, 297 nci maddesinin ikinci fıkrası, 298 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Davacının talebi davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedelinin tahsiline ilişkindir. 2004 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında taşınır malın teslimine dair bir ilamın icrasında, malın aynen iadesinin mümkün olmaması halinde taşınır malın değerinin alınacağı, taşınır malın değerinin ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı hususu düzenlenmiştir. O halde aynen iadeye karar verildiği takdirde aynen iadenin mümkün olmaması halinde 2004 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi hükmü gereğince işlem yapılması tabiidir. Bu nedenle terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi gözetilmeksizin talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297. maddesinin ikinci fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanun'un 298. maddesinin ikinci fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden kabul edilen ziynet eşayalarının değerlerinin ayrı ayrı gösterilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.