Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6986 E. 2023/3622 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı kadının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin mahkemece değerlendirilmemesi nedeniyle kararın bozulup bozulmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının cevap dilekçesinin tümünün dosyada bulunmaması ve mahkemenin eksik cevap dilekçesine göre yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerini değerlendirmemesi doğru görülmeyerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/991 E., 2022/989 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av. ...... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik süresi boyunca sürekli huzursuzluk çıkardığını, erkeğin aile fertleri ile arasındaki ilişkiye karıştığını, kişiler arasında kaos ortamı yaratarak tüm aile fertleri ile kavgalı hale geldiğini, komşular arasında da dedikodu yaparak insanların arasının bozulmasına sebep olduğunu, davacının davalıya ayrılmak istediğini söylemesi üzerine davalının kendisine zarar vermeye çalışarak kafasını duvarlara, kapı kenarlarına vurmaya başladığını, hastaneye götürmek istediğini ancak davalının ikna olmadığını, davalının kendisine zarar vereceği korkusu ile boşanma fikrini ertelediğini, bu dönemde davalının korunmasına rağmen hamile kaldığını, davalının korunmak için kullandığı spirali çıkarttığını ve davacıyı elinde tutmak için böyle yaptığını söyleyerek davacıyı bu şekilde tuzağa düşürdüğünü, davacının davalıyı bir şekilde ikna ederek gebeliği sonlandırdıklarını, bu konuda davalıyı hiçbir zaman affedemediğini, davalının aşırı kıskanç davranışları bulunduğunu, davacının iş arkadaşlarını dahi kıskandığını, davacıyı hayali kadın ile itham ettiğini, davacıya "Bugün kimlerle gezdin, nereye gittin, arabana hangi kadın bindi" gibi mesnetsiz suçlamalarda bulunduğunu, davalının ahlak dışı iftiralarından birinin de davacıyı, davacının ağabeyinin kızı ile yakıştırması, itham etmesi olduğunu, davacının davalıya karşı güveni ve tahammülü kalmadığından davalı ile aynı evde ayrı odada yattığını, kardeşlerini davacı ile görüşmemeleri konusunda tehdit ettiğini, davalının sürekli cinlerle uğraşan, muska yazan hocalar aradığını, muska yaptırdığını, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, davalının kişisel temizliğine özen göstermediğini, bu durumun davacının, davalıya olan cinsel arzularının bitmesine neden olduğunu, davalının ev temizliği ve düzenine, çocukların bakım ve temizliğine de özen göstermediğini, çocukları davacıya karşı doldurduğunu, çocukları alarak gittiğini ve davacı ile çocukların görüşmesine izin vermediğini, davacının kök ailesine karşı da saygısız davranışları olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hiç birini kabul etmediğini, boşanma davasından tesadüfen haberdar olduğunu, tebligatı oğlunun aldığını, o dönemde kendisinin hasta olduğunu ve aile fertlerinden birinin vefatı nedeniyle daha fazla üzülmemesi için oğlunun tebligatı kendisine söylemediğini, bu nedenle davaya cevap veremediğini, davacının büyü, muska işleri ile uğraştığını, yıllarca kendisini ve çocuklarını aldattığını, sadakat yükümlülüğünü en ağır şekilde ihlal ettiğini, bu hususta mesaj kayıtlarının ve görüntülerin bulunduğunu, taraflar arasında her ailede olabilecek tartışmalar yaşandığını, bu tartışmaların büyümeden sonlandığını, her şeye rağmen aile birliğinin dağılmaması için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunu, boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine ve ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 21.03.2021 tarihli dilekçe ile müvekkili lehine tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talep etti.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının aşırı kıskanç olduğu, erkeği akrabalarından dahi kıskandığı, aile içinde dedikodu yaparak aile bireylerinin arasını açtığı, büyü, muska işleri ile uğraştığı davacı erkeğin ise başka kadınlarla konuşarak kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadına bir kağıt vererek "Bu bizim mutluluğumuz için" dediği bu hali ile erkeğin de muska işi ile uğraştığı, boşanmaya yol açan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, kadının usulüne uygun olarak yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olmadığını, davanın reddi gerektiğini, nafaka ve tazminatlara ilişkin taleplerinin süresinde olduğunu, lehine yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğnu, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen boşanma davasında kadının cevap dilekçesindeki taleplerinin dikkate alınıp alınmadığı, kadının kusurlarının ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesi, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, davalı kadının süresinde olduğu kabul edilen 05.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde lehine yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği ancak İlk Derece Mahkemesince aynı tarihli cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığı gerekçesiyle bu talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş ise de; yapılan incelemede davalı kadının cevap dilekçesinin beş sayfadan ibaret olup tüm sayfalarının UYAP sisteminde tarandığı ve mevcut olduğu ancak dosya içerisinde fiziken ilk üç sayfasının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, İlk Derece Mahkemesince davalı kadının 05.03.2021 tarihli cevap dilekçesinin eksik olan sayfalarının tamamlatılıp, cevap dilekçesinin tümüyle göz önüne alınarak davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri konusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Metin'den alınarak Meryem'e verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.