"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/709 E., 2022/681 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/4 E., 2021/241 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile yasal faizi ile birlikte 79.500,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle çekilmez hale geldiğini ve bu sebeple boşanma davası açıldığını, dava konusu taşınmazlardan ... İli Merkez İlçesi ... Köyü 213 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin kadına ait ziynet eşyalarının bozdurulması ile satın alındığını ve satın alındıktan üç gün sonra erkek tarafından dava dışı üçüncü bir kişiye satıldığını, dava konusu taşınmazlardan olan ... İli Merkez İlçesi Yağdan Mahallesi 2752 ada 1 parsel sayılı D blok kat 3 daire 14'te bulunan bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın erkek adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiğini, taraflar arasında yazılı bir mal rejimi sözleşmesinin bulunmadığını ve taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile yargılama sırasında tespit edilecek değere göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ve davanın belirsiz alacak davası da olduğu dikkate alınarak şimdilik yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 1999 yılında evlendikleri ve 2018 yılında boşandıkları, eşler arasındaki mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiği ve eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini iddia etmediğinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dava konusu edilen ... İli Merkez İlçesi Yağdan Mahallesi 2752 ada, 1 parsel, D blok, 3. Kat, 14 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarına göre 22.07.2005 tarihinde satış yoluyla edinildiği ve davalı erkeğin adına tescil edildiği, gayrimenkul değerlendirme uzmanı tarafından tanzim edilen raporla tasfiye tarihi olan karar tarihine en yakın tarihte hesaplanan değerinin 145.000,00TL'nin yarısı olan 72.500,00TL üzerinden; dava konusu edilen diğer taşınmaz olan ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesi 213 ada, 9 parsel numaralı taşınmazın 1/2 hissesinin davalı erkek tarafından tapu kayıtlarına göre 05.03.2014 tarihinde satış yoluyla edinildiği ve 07.08.2014 tarihinde devredildiği, dava dışı üçüncü bir kişi tarafından da 25.01.2017 tarihinde satış yoluyla elde edildiği, davacının iddiasına göre bu taşınmazın 1/2 hissesinin bilezikleri ile alındığı iddiasını dosya kapsamında ispatlayamadığı gibi yargılama sırasında alınan beyanında; bu taşınmaz yönünden katkı payı alacağı talebi bulunmadığını belirttiği, dava konusu bu taşınmazın eşler arasındaki mal rejimi sona ermeden önce 07.08.2014 tarihinde elden çıkarıldığı ve bunun karşılığında edinilen gelirin akıbeti belli olmadığından taşınmazın elden çıkarıldığı tarihteki değerinin yarısı olan 14.000,00 TL'nin yarısı olan 7.000,00 TL üzerinden; toplamda 79.500,00 TL davanın kısmen kabulüne, dava dilekçesinde her ne kadar katılma alacağı istemine dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebi bulunsa da Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/1079 Esas, 021/1057 Karar sayılı ve 09/09/2021 tarihli ilamında: ''...Davacının istinaf sebebi olarak ileri sürülen faiz başlangıç tarihinin katılma alacağı davalarında kanun gereği karar tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi nedeni ile...'' denilmekle 345.625,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, dava konusu taşınmazlardan olan ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesi 213 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava dilekçesinde, kadının ziynetlerinin bozdurularak alındığı belirtildiği ve bu hususun ispatlanmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince bu husus göz ardı edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu diğer bir taşınmaz olan 14 numaralı bağımsız bölüm yönünden ise alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, taşınmazın tasfiye tarihine en yakın tarih dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği ancak dikkate alınan tarihin 18.02.2021, karar tarihinin ise 16.12.2021 olduğu, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde 345.625,00 TL üzerinden katılma alacağı talebinin kabulüne karar verildiğinin belirtilmesine rağmen hükme 79.500,00 TL olarak yazıldığı, gerekçe ile hükmün birbiri ile çelişkili olduğu ve kararın sırf bu yönü ile bozulması gerektiği belirtilerek; taşınmazların değerlerinin tespiti ve gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki sebebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından hükmedilen miktar yönünden istinaf yoluna başvurulduğu, tarafların 30.07.1999 tarihinde evlendiği, taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda kararın kesinleşmesi ile tarafların 26.04.2018 tarihinde boşandıkları ve nüfus kayıtlarına işlendiği, İlk Derece Mahkemesince her iki taşınmaz yönünden de keşif incelemesi yapıldığı, bilirkişi raporlarının alındığı, taşınmazlar yönünden karar tarihine en yakın değerlerin de dikkate alındığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kabul kararında isabetsizlik bulunmadığı, davacı kadının, altınları bozdurularak ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesinde bulunan taşınmazın alındığı iddia edilmiş ve 152 gram altının bozdurularak alındığının ispat edildiği, ancak davacının bu talebinin değer artış payı alacağı istemine ilişkin olduğu ve davacı vekili 14.12.2021 tarihli duruşmada, değer artış payı taleplerinin bulunmadığını imzasıyla beyan ettiği, bu durum dikkate alındığında ziynetlerin taşınmazın alım tarihindeki değerinin belirlenmemesi ve hesaplamaya katılmamasının isabetli olduğu, netice olarak İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle taşınmazların değerlerinin tespiti ve gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki sebebiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tarafların arasındaki mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların güncel değerinin usulüne uygun belirlenip belirlenmediği, gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 inci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 225 inci maddesi, 235 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 294 üncü maddesi, 297 inci maddesi, 298 inci maddesi, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'nun 26 ncı maddesi gereğince hâkim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36 ncı maddesinin birinci fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenmiş olup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı Kanun'da da yer verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine 6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.02.2010 tarihli ve 2010/1-86 Esas, 2010/108 Karar sayılı kararında da "...Yasa'nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddî olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddî olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur..." hususlarına yer verilmiştir.
3.Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırı olacaktır.
4.Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince kararın gerekçesinde; "...Toplamda 79.500,00TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, dava dilekçesinde her ne kadar katılma alacağı istemine dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebi bulunsa da Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/1079 Dosya-2021/1057 Karar sayılı 09/09/2021tarihli ilamında: ''...Davacının istinaf sebebi olarak ileri sürülen faiz başlangıç tarihinin katılma alacağı davalarında kanun gereği karar tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi nedeni ile...'' denilmekle 345.625,00TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur...", hüküm fıkrasında ise "...79.500,00TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebinin reddine..." şeklinde karar verilmiştir. Görüldüğü üzere; gerekçe ile hüküm arasında ve gerekçe içerisinde çelişki yaratılmıştır.
5.Gerekçe ile hüküm arasında ve gerekçe içerisindeki uyumsuzluk mahkemelere olan güveni sarsar. Gerekçe ile hükmün ve gerekçenin kendi içerisinde uyumlu olması gerekir. Hüküm, bu konuya ilişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararı ve 6100 sayılı Kanun'un 297 inci ve devamı maddelerine aykırı olarak tesis edilmiştir.
6. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince, gerekçe ile hüküm arasında ve gerekçe içerisinde çelişki yaratılmadan, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.