"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik hüküm hariç hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının manevî tazminata ilişkin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av...ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliklerini yürütemediğini, anlaşmazlıkların büyüdüğünü, daha önce boşanma davası açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla sürenin geçtiğini, bu süre zarfı içerisinde tarafların biraraya gelip ortak hayatı tesis etmediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin daha önce açmış olduğu boşanma davasının erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini, erkeğin bir kadınla kendisini aldattığını boşanma davası açıldıktan sonra dahi ilişkisini devam ettirdiğini, bunun açıkça zina ve aldatmanın göstergesi olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile boşanmaya yol açan olaylarda davacı- karşı davalının tam kusurlu olduğu, ağır ihanetinin ve sadakatsizliğinin karşılığı ayrıca reddedilen boşanma davasında ispat edemediği ve müvekkiline attığı iftiraların bedeli olarak müvekkilinin manevî tatmini için yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2016/939 Esas, 2018/1396 Karar sayılı kararı ile; tarafların dört yıldır ayrı yaşadıkları, daha önce açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra biraraya gelmedikleri, retle sonuçlanan dava dosyasında boşanmaya neden olaylarda erkeğin başka bir bayanla görüştüğü, telefon kayıtlarından erkeğin telefon hattı ile olağan görüşme sıklığı dışında görüşme yapmış olduğu, bu durumunda güven sarsıcı davranışta bulunarak boşanmaya neden olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun olmadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların kusur durumları, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili hüküm fıkrasının anlaşılır olmaması, kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2021 tarih ve 2019/944 Esas, 2021/603 Karar sayılı kararı ile; davalı- karşı davacı kadının cevap ve karşı dava dilekçesinde boşanmayı talep etmeksizin manevî tazminat talep ettiği, dava açılırken manevî tazminata yönelik maktu başvuru harcı eksik yatırıldığı gibi nisbi harcın da yatırılmadığı, kadına eksik harcı yatırması için süre verilmesi, eksik harcın tamamlanması halinde davanın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın kabulüne, tarafların boşanma kararına karşı istinaflarının olmaması nedeni ile İlk Derece Mahkemesi kararının 1 nolu bendindeki "Davalı- karşı davacının davasının kabulüne" kısmı ile, 2, 3, 6, 8 nolu bentlerinin kaldırılmasına, harç hususundaki eksikliklerin giderilmesi ile ilgili işlemlerin yapılmasından sonra sonucuna göre kadının manevî tazminat davasına ilişkin yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen dava dosyasında boşanmaya neden olaylarda kadının kusurunun tespit edilemediği, bunun yanında kadının reddedilen davanın yargılamasında dinlenen tanıklarından Hüseyin'in 28.03.2013 tarihli celsede erkeğin kendisine üç dört ay kadar önce başka bir bayanla görüştüğünü söylediğini belirttiği, dosyaya celp ettirilen telefon kayıtlarından da anılan tarihlerde erkeğin telefon hattı ile olağan görüşme sıklığı dışında görüşme yapmış olduğu, günün her saatinde olacak şekilde ve özellikle geç saatlerde ve sık aralıklarda görüşme kayıtlarının bulunduğu, her ne kadar söz konusu kayıtlara ilişkin olarak erkek vekilinin celsede erkeğin söz konusu numara ile polislik mesleğinden kaynaklı görüşülmüş olabileceğine ilişkin savunmada bulunulduğu görülmüş ise de; hayatın olağan akışına göre, olağanın üzerinde sıklıkta ve gece saatlere yayılır şekilde aynı numara ile görüşme yapılmasının mesleğin çalışma düzen ve şartlarıyla bir ilgisi olabileceği savunmasına itibar edilmediği, erkeğin davasına dayanak teşkil eden boşanma davasının, "Davalının herhangi bir kusurunun ispatlanamaması" gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmediklerinin ve fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı, retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma sebebi yaratan, güven sarsıcı hareketlerde bulunarak kadının kişilik hakkına saldırı teşkil eden eylemler nedeniyle erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları gereği kadının 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile yasal faiziyle birlikte kadın lehine 30.000,00 TL manevî tazminata, İlk Derece Mahkemesinin önceki 28.12.2018 tarihli ve 2016/939 Esas 2018/1396 Karar Sayılı ilamı ile verilen "Boşanma" hükmü taraflarca istinaf konusu edilmeyerek kesinleştiğinden ilgili hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, boşanmaya ilişkin harç ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hakkında karar kesinleştiğinden tekrardan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, manevî tazminat takdiri ve miktarı, yargılama gideri ve harçların müvekkilinden alınmasına karar verilmesi, müvekkili lehine vekâlet ücreti verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğin, eldeki davaya dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açtığı, böylelikle fiili ayrılığa sebep olduğu ve boşanma sebebi yarattığı, güven sarsıcı hareketlerde bulunarak kadının kişilik hakkına saldırı teşkil eden eylemleri olduğu vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğin ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olduğu ve boşanma sebebi yarattığı vakıasının sabit olduğu, erkeğin fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla birlikteliğinin olduğu, erkeğin eyleminin sadakatsizlik boyutunda olduğu, erkeğin kadına yönelik iddialarını ispat edemediği, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusura yönelik vakıa yönünden istinaf talebinin kabulüne, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminata yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu bentlerinin kaldırılmasına yerine kadın yararına yasal faiziyle birlikte 90.000,00 TL manevî tazminata, kadının manevî tazminat talebine ilişkin davasının kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle yargılama giderlerinin kabul red oranına göre, harcın da tamamından erkeğin sorumlu olmasının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine, kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesine rağmen erkek lehine vekâlet ücreti verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmakla erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, reddedilen manevî tazminat miktarı üzerinden erkek lehine 12.500,00 TL nispi vekâlet ücreti verilmesine, kadın lehine kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.500,00 TL nispi vekâlet ücretine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının retle sonuçlanan dava dosyasındaki olayları tazminat talebine dayanak gösterdiğini, kadının eski olaylara dayandığını, zina iddiasının dinlenemeyeceğini ve zina yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, kadının güncel bir hakkının saldırıya uğramadığını, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, manevî tazminat, aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; manevî tazminat miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma ve manevî tazminat davasında kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve miktarı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Neşe'den alınarak Süleyman'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.