"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/705 E., 2022/683 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Arhavi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/159 E., 2022/46 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması davalı erkek tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 19.09.2023 gününde temyiz eden davalı ... gelmedi. Karşı taraf katılma yoluyla temyiz eden davacı ... vekili Av....geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, iftira attığını, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebine dayalı kabul edilmediği takdirde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına yasal faizi ile birlikte aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, Ebru isimli bir kadınla birlikte yaşadığı, bu kadından bir çocuğu olduğu, zina eyleminde bulunduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun anne yanında olması, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'ye kadar, Dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye kadar, babalar gününde saat 09.00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar, sömestr tatillerinin ikinci haftası Pazartesi günü saat 09.00'dan Cumartesi günü saat 17.00'ye kadar, her yıl Temmuz ayının birinci günü saat 09.00'dan otuzuncu günü saat 17.00'ye kadar baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına, kadının çalışmadığı, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, hakkaniyet ilkesi, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.Erkek tarafından 17.11.2020 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış olup İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan 16.02.2022 tarihli celse davanın takip edilmemesi nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi hükmü gereği işlemden kaldırılmasına ve kadın tarafından açılan iş bu dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ortak çocukla baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu belirtilerek; tazminatların, nafakaların miktarları ile kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tanık beyanlarının taraflı olduğu ve hükme esas alınamayacağı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında hükmedilen tazminat ve nafakaların hatalı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin de yetersiz olduğu, sosyal inceleme raporunun eksik ve hatalı düzenlendiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin isabetli olduğu, dinlenen tanık beyanları ve nüfus kayıt örneğinden erkeğin zina eyleminde bulunduğunun ispatlandığı, kadına isnat edilecek kusurlu bir davranışın ise ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi ve kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, dava dilekçesinde tazminatlara, yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasına faiz uygulanması talebi olmasına rağmen bu talep ile ilgili karar verilmemesinin hatalı olduğu, alınan sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun anne yanında olduğu dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, kadın tarafından iştirak nafakasına artış talebinde bulunulmamasına rağmen taleple bağlı kalmayarak iştirak nafakasının ÜFE oranında artışına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin, tazminatlara, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarına faiz uygulatılmamasına, davalı erkeğin ise iştirak nafakasına ÜFE oranında artış uygulanması yönündeki istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve yeniden bu kısımlar hakkında esas hakkında hüküm tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakasına, işlemiş olan nafakaya muaccel olduğu ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, işlemiş olan nafakaya muaccel olduğu ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 75.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle tazminatların ve nafakaların miktarı ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zinasının ispatlanıp ispatlanmadığı maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin hakkaniyete ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurullarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurullarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Reyhan'a iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Turan'a yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL'lik vekâlet ücretinin davalı ...'dan alınarak davacı ...'a verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.