Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7173 E. 2023/4039 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurun kimde olduğu ve tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların delilleri ve iddiaları değerlendirildiğinde, evlilik birliğinin temelden sarsıldığına dair yeterli delil bulunmadığı ve bu durumda boşanmaya ve tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1522 E., 2022/677 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/223 E., 2021/483 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İkinci gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden ... ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, yatağını ayırdığını, hakaret ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ortak konutu terk ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadının ailesine kötü davrandığını ve ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna iftira attığını, kıskanç olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2017 tarih ve 2015/1986 Esas, 2017/1571 Karar sayılı kararı ile tarafların en son 2015 yılı Mayıs ayında Türkiye'ye geldikleri, kadının birkaç hafta önceki evliliğinden olan çocuklarının yanında kaldığı, tarafların daha sonra bir araya geldiği, Ekim ayına kadar birlikte yaşadıkları ve birlikte Avusturya'ya gittikleri, kadının sonrasında tek başına Türkiye'ye geldiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmediği, taraflar arasında Avusturya'da yaşanan olaylara dair tanıkların bizzat görgüye dayalı bilgileri olmadığı, tarafların Avusturya'ya gitmeden önce aralarında yaşanan olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, tarafların dava dilekçelerinde dayandıkları vakıaları ispatlayamadıkları ve terke dayalı bir boşanma davası da bulunmadığı belirtilerek; her iki davanın de reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri kendi davalarının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2019 tarih ve 2018/96 Esas, 2019/1525 Karar sayılı kararı ile UYAP sisteminde ve dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; UYAP sisteminde kayıtlı ve elektronik imza ile imzalanmış gerekçeli kararda ayrıntılı gerekçe yazılmadan hüküm bölümüne geçilerek karar oluşturulduğu halde dosya arasında bulunan hâkim tarafından ıslak imzalı olan ve UYAP sisteminde ek karar evrakı başlığı altında yer alan gerekçeli kararda ise hükmün gerekçe kısmının ayrıntılı olarak yazılı olduğu ve iki farklı karar bulunduğu, yargılama sonucunda 06.10.2017 tarihinde nihai karar verildiği, 20.11.2017 tarihinde ilk gerekçeli karar yazılmakla hâkimin bu dosyadan el çektiği, re'sen ya da tarafların talebi ile dosyanın tekrar ele alınması ve yeniden bir hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, hâkimin verdiği hüküm ile bağlı olduğu, sonradan hükmün yanlış olduğu kanısına varılsa bile artık hükmünü değiştiremeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin nihai kararla el çekmiş olduğu dosyanın, ancak kanuni yollardan geçmek suretiyle hâkimin önüne yeniden gelmesi halinde tekrar ele alınabilmesinin mümkün olduğu, bu itibarla hâkimin karar verip davadan el çektikten sonra dosyayı yeniden ele alıp 27.10.2017 tarihli ek kararı ihdas etmesinin usul ve yasaya aykırı olup yok hükmünde olduğu, UYAP sisteminde daha önce gerekçeli karar varken oluşturulan ikinci gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının çelişki yarattığı, İstinaf incelemesi yapılabilmesi için delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun gerekçeli kararın bulunmasının zorunlu olduğu, gerekçeli karar ile tefhim edilen kısa kararın çelişkili olması, gerekçe ile hükmün çelişmesi ya da gerekçenin denetime elverişli olmaması halinde istinaf incelemesi yapılabilecek usulüne uygun bir karar bulunmadığı için delillerin hiç değerlendirilmemiş derecesinde olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle delillerin hiç değerlendirilmemiş olduğu derecesinde yargılama işlemleri eksik bırakıldığı belirtilerek; İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve yeniden usule uygun bir hüküm tesisi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2019/678 Esas, 2020/183 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi gönderme kararı gerekçesinde, uyuşmazlığı dair iki adet karar olduğu belirtilmişse de bu tespitin isabetli olmadığı, dava dosyası içerisinde iki farklı hüküm olmadığı, kalem personeli tarafından hazırlanan karar başlığının yanlışlıkla onaylanması neticesinde iki farklı hüküm olduğunun algılandığı, gerekçeli kararın hâkim tarafından iki kere yazılmadığı belirtilerek; önceki karardaki gerekçede açıklandığı üzere her iki davanın da reddine karar verilmiştir.

D.Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri reddedilen davaları yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 2020/884 Esas, 2021/328 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçeden yoksun olduğu ve bu hali ile istinaf denetimi yapmaya elverişli olmadığı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararına uygun şekilde işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2021 tarihli ve 2021/223 Esas, 2021/483 Karar sayılı kararıyla; tarafların en son 2015 yılı Mayıs ayında Türkiye'ye geldikleri, kadının birkaç hafta önceki evliliğinden olan çocuklarının yanında kaldığı, tarafların daha sonra bir araya geldiği, Ekim ayına kadar birlikte yaşadıkları ve birlikte Avusturya'ya gittikleri, kadının sonrasında tek başına Türkiye'ye geldiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmediği, taraflar arasında Avusturya'da yaşanan olaylara dair tanıkların bizzat görgüye dayalı bilgileri olmadığı, tarafların Avusturya'ya gitmeden önce aralarında yaşanan olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, tarafların dava dilekçelerinde dayandıkları vakıaları ispatlayamadıkları ve terke dayalı bir boşanma davası da bulunmadığı belirtilerek; her iki davanın de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvuruştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusura ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı ve asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; asıl dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusura ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı ve karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ve tedbir nafakası talebi ile ilgili karar verilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; karşı dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede ve her iki davanın reddine karar verilmesinde hata edilmediği, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddedilmesi sebebiyle boşanmanın fer'î niteliğinde bulunan tedbir nafakası talebinin de reddedildiği, dosya kapsamında elde edilen tarafların sosyal ve ekonomik durumları, gerek zabıta araştırması, gerek vekilinin beyanlarına göre kadının emekli olduğu, yeterli geliri bulunan kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın da reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğ noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafında temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.