Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7342 E. 2023/5234 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakasının miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek derecede kusurlu davranışlarının kanıtlanması ve bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi'nin kusur belirlemesi, tazminat ve tedbir nafakası hükümlerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/610 E., 2022/1031 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/253 E., 2019/1035 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden ... ... vekili Av. ... ile karşı taraf davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların geçinemediklerini aralarında geçimsizlik bulunduğunu, kadının sürekli kavga çıkardığını, erkeğe ağır hakaretler ettiğini, ortak çocukla ilgilenmediğini, erkeğin ailesiyle hiçbir iletişiminin olmadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve erkek lehine 1,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; geçimsizlikte erkeğin kusurlu olduğunu, eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, sürekli olarak ailesinden gizli işler çevirdiğini, borçlandığını, aşırı derecede alkol kullandığını, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların Hollanda'da yaşadıkları daha sonra Türkiye'ye döndükleri, iki yıl oturduktan sonra Hollanda'ya geri döndükleri, erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, küfrettiği, bir kadınla ilişkisinin olduğu, sarhoş olacak derecede alkol aldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, en azından tarafların eşit kusurlu olduğunu, erkeğin kusurlarının ispat edilmediğini ve somutlaştırılmadığını, kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadın lehine tazminatlara ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin haksız olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat tutarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek; her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen sadakatsizlik eyleminden sonra taraflar arasındaki evlilik birliğinin uzunca bir süre daha devam ettiği, dolayısıyla bu eylemin kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu itibarla bunun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, öte yandan; Mahkemece kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurlu davranışın kanıtlanmadığı gerekçesiyle erkeğin davası reddedilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen ve sadakatsizlik dışında gerçekleştiği anlaşılan diğer kusurlu davranışların yanında kadının da eşine hakaret ettiği, gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, ancak erkeğin davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine ve asıl davanın reddine yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının da kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, İlk Derece Mahkemesince kadının davasında verilen boşanma kararının da istinaf edilmiş olup henüz kesinleşmediği, tarafların ortak çocuklarından Nazlıcan'ın 18.10.2021 tarihi itibarıyla ergin olduğu, kanun gereği velâyet ve iştirak nafakası hükümlerinin kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet ve kişisel ilişki ile Nazlıcan için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarına dair kısımlarının da kaldırılmasına, ortak çocuk Nazlıcan için, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince hükmedilen nafaka ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek, ilk dava tarihinden çocuğun ergin olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin incelenmesinde ise İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle hükmün usul ve kanuna uygun olan bu bölümlerine yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların en düşük olasılıkla eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, kadın lehine tazminatlara ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin haksız olduğun, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, erkeğin evlilik birliği içinde kadının üzerine iki adet daireyi geçirdiğini ve kadının bu evleri sattığını, bu durumda kadının menfaatinin etkilenmediğini, maddî tazminat koşullarının oluşmadığını, kadının yoksulluğa düşmediği kabul edilerek yoksulluk nafakası reddedilmişken kadın lehine tedbir nafakası verilmesinin yersiz olduğunu, ekonomik güçleri birbirine yakın olan eşlerin birbirine tedbir nafakası verme zorunluluğu olmadığını, erkeğin manevî tazminat talebi hakkında karar verilmediğini, kadının eylemlerinin erkeğin kişilik haklarını ağır derecede zarara uğrattığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tazminatlara ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin sarhoş olacak kadar alkol alarak evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğu davranışının kanıtlanmadığı ancak bu hale göre de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin...'den alınarak Hilal'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.