"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1489 E., 2022/618 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/699 E., 2019/245 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ve karşı taraf davacı ... ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını erkeğin bir başka kadınla mesajlaştığını, kadına yalanlar söylediğini, hakaretler ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, dava sonuçlanıncaya kadar ortak evin kadına tahsisine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, nafakalara her yıl yeniden değerleme oranında Ekim ayında artış uygulanmasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının kadına aynen teslimine aksi takdirde şimdilik 15.000,00 TL bedelinin kadına ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının kadına aynen teslimine aksi takdirde bedelinin kadına ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, erkeğin geçirdiği ciddi trafik kazası sonrası ekonomik sıkıntıları nedeniyle kadının, yaşadıkları aynı evi terk etmesinin yeterli olduğunu düşünmesi nedeniyle yatağını, odasını ayırdığını, kendisine bir erkeğin kabul edemeyeceği ağır hakaretlerde bulunduğunu, çocuklarına hakaret ettiğini, erkeği evden ve çocuklarından uzaklaştırdığını belirterek boşanma davasının kabulüne, ortak çocuklar ile kişisel ilişki tesis edilmesine, kadının maddî taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, telefonunda başka kadınla mesajlaşarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 100,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TÜFE oranında artırım yapılmasına, ortak konutun kadın ve ortak çocukların kullanımına tahsis edilmesine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, ziynetlerin aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde 84.847,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya, birleşen ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, ziynetlerin aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde 47.587,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğunu, kuyumcu bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynet eşyalarının toplam bedelinin 153.070,00 TL olduğunun tespit edildiğini, birleşen dosyada 5.000,00 TL, asıl dosyada 15.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL olan ziynet eşyalarına ilişkin taleplerini 03.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 133.070,00 TL arttırdıklarını, ancak gerekçeli kararda toplam 132.434,00 TL ziynet eşyası alacağına hükmedildiğini, yaklaşık 20.000,00 TL'lik kısmın hesaba dahil edilmemesi ve 153.070,00 TL yerine 132.434,00 TL toplam ziynet eşyası alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadın ve erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti hesaplamasının da hatalı olduğunu, her iki dosya bakımından toplamda 153.070,00 TL talep olunduğu halde erkek lehine hükmedilen vekâlet ücretinde her iki dosya için ayrı ayrı 153.070,00 TL üzerinden erkek lehine vekâlet ücreti hesaplaması yapıldığını, kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti hesabının da hatalı olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağının reddedilen kısmı, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın kusurlu olduğu halde kadın lehine tazminatlara hükmolunmasının yanlış olduğunu, kadının ziynet eşyalarının iadesine yönelik mevcut davada bir talebi bulunmaktayken mükerrer olarak ikinci bir ziynet eşyası davası açıp bu dava ile birleştirildiğini, derdestlik itirazları doğrultusunda ikinci açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, erkeğin evlendiği sırada kuyumculuk işi yaptığını, düğünde gelenlere gösteriş yapmak amacıyla kadının da bilgisi ve rızasıyla vitrinden fazla takılar alınıp sonra bu altınların vitrine geri konduğunu, düğünde takılan takıların bir kısmının emanet altın olduğunu, yine 1 adet 45 gramlık 14 ayar gerdanlık setin davacıya takılmış olup sonradan delil olarak sundukları fotoğrafta kadının kardeşi ...'nın bir düğününde bu seti taktığını, bu takının halen kadının elinde olduğunu, 1 adet 60 gr 22 ayar gerdanlık set ile bileziklerin 14 tanesinin gösteriş amaçlı olarak takıldığını, bu bileziklerin 20 gram değil 17-18 gram olup vitrinden alınıp takıldığını, 2 adet 8 gramlık 14 ayar künyenin halen daha davacı kadının üzerinde olduğunu, 1 adet 5 gramlık 14 ayar taşlı alyansın da davacının elinde olup zaten dava dilekçesinde de talep edilmediğini, dosyada toplam 223 adet çeyrek altın olmasına rağmen bu altınların evlendikleri 2006 yılından beri tarafların gittikleri düğünlerde başkalarına hediye olarak takılan ziynetler olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve kabul edilen ziynetler yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca boşanma ve velâyet kararı yönünden istinaf talebinde bulunulmadığından kararın bu yönlerden kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların, ihtiyaçları, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi, mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, kişilik haklarının ihlal edilmesi karşısında ortak çocuklar ve kadın lehine iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı ancak miktarlarının hakkaniyet gereğince az olduğuna, kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bunlara ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda tarafların düğününde takılan ziynet eşyalarından hangilerinin davacıya, hangilerinin davalıya takılmış olduğunun ayrı ayrı belirlendiği ancak bu husus dikkate alınmadan, kadına ve erkeğe takılan ziynetler yönünden ayırım yapılmaksızın toplam talep üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın vekili 03.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl ve birleşen davadaki ziynet eşyası taleplerini bütün olarak ıslah etmiş ise de Mahkemece davacı vekiline asıl ve birleşen davada ıslahını talep ettikleri ziynetlerin ayrı ayrı cins, nitelik, miktar (gram, ayar) ve değerlerinin açıklattırılması ve ziynetlerin asıl ve birleşen dava yönünden ayrıştırılmasının gerektiği, davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelinin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince iadesine karar verilen ziynet eşyalarının adet, gram ve ayarları belirtilmiş ise de değerlerinin ayrı ayrı belirtilmediği, bu hali ile hükmün yasal denetim imkanı olmadığı gibi infazının da mümkün olmadığı, Mahkemece ıslah edilen bedel yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, ıslah edilen bedel yönünden de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi durumunda, davalı yararına reddedilen miktar üzerinden vekâlet ücreti takdiri gerektiği, yine yargılama giderlerinin davanın kısmen kabul, kısmen reddine göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle erkeğin boşanmanın fer'ilerine yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların ziynet eşyasına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, eksik hususlar tamamlanarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve İlk Derece Mahkemesince nafakalara TÜFE oranında artış uygulanmışken Bölge Adliye Mahkemesince nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasının usule, kanuna ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış boyutunda olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.