Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7454 E. 2024/82 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşlerden birinin diğer eşin rızası olmadan aile konutu üzerine ipotek tesis ettirmesi nedeniyle açılan ipoteğin kaldırılması davasında, eşin ölümü ve mirasçılarının davaya dahil edilmesi hususunda davanın konusuz kalıp kalmadığı ve mirasçıların husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/59 E., 2022/1023 K.

DAVA TARİHİ : 24.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/91 E., 2021/204 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 14.11.2023 gününde temyiz eden davalı ...Ş. vekili ... geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekilleri ile davalı ... mirasçıları gelmedi. Davacı vekili Avukat ...'in mazeret bildiriği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı ...'ün evli olduklarını, 2006 yılından bu yana davacı ve ailesinin dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini ve taşınmazın aile konutu olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine davalı eş tarafından davacı kadının açık rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği ipotek işleminin geçersiz olduğunu, davacı kadının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminden başlatılan icra takibi ile bilgi sahibi olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadın tarafından öncelikle nispi harcın ikmal edilmesi gerektiğini, davalı eşin ikamet adresinin Kuşadası/Aydın olduğunu, davacı kadının belirttiği üzere dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını, ipotek tesis edildiği tarihte dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını ve davalı bankanın iyiniyetli olduğunu, davalı bankanın, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırma yükümlülüğü olmadığını, davacı kadının kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2018/666 Esas, 2018/1180 Karar sayılı kararı ile her ne kadar davacı tarafça tanık deliline başvurulmuşsa da tanığın dinlenmesinin dosyaya yenilik getirmeyeceği, bu nedenle tanık dinlenmesinden vazgeçildiği, davacının, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ispat etmek zorunda olduğu ve somut olayda dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olduğunun ispatlanamadığı, dava konusu taşınmaz üzerine 08.12.2016 tarihinde ipotek tesis edildiği, davacı ve davalı eşin mernis adreslerini 18.06.2015 tarihinde Aydın İli, Kuşadası İlçesi, Türkmen Mahallesi, 301. Sokak No: 8/8 adresine taşıdıkları ve orada ikamet ettiklerini bildirdikleri ve karar tarihine kadar mernis adreslerini değiştirmedikleri, davacı ve davalı eşin ikamet adreslerinin Aydın İli Kuşadası İlçesi olmasının aile konutunun da belirtilen adres olduğunu ortaya koyduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2021 tarih ve 2019/626 Esas, 2021/621 Karar sayılı kararı ile aile konutunun, en yalın anlatımıyla sürekli olarak barınmak üzere kullanılan ve aile yaşamının yoğunlaştığı oturma yeri olduğu, 29.4.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (5490 sayılı Kanun) ilgili hükümlerine göre kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunmasının zorunlu olduğu, 5490sayılı Kanun'a dayanılarak çıkartılan ve 15.8.2007 tarihinde yürürlüğe konulan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği'ne göre yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanının esas alınacağı, adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı, yerleşim yeri adresinin her türlü delille kanıtlanabileceği, nüfus idaresine bildirilen adresin şahsın yerleşim yeri sayılmasının aksi ispat edilebilecek bir karine olduğu ve kesinlik taşıyan bir hüküm olmadığı, muhatabın nüfus idaresine adres beyanından sonra adresini değiştirmiş olması halinde mernis adresinin yerleşim adresi olarak sayılmasının kanunen olanaklı olmadığı, tüm dosya kapsamında her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davacı ve davalı eşin mernis adresini değiştirmedikleri yönünde resmi kayıt mevcut olduğu, bunun aksini ispat edecek delilleri dosyaya sunmayan davacının davasının kabulünün mümkün olmadığı belirtilmiş ise de nüfus idaresine bildirilen adresin şahsın yerleşim yeri sayılması aksi ispat edilebilecek bir karine olup kesinlik taşıyan bir hüküm olmadığı, kaldı ki davacı tarafça tanık deliline dayanılmış ancak İlk Derece Mahkemesince tanığın dinlenmesinin dosyaya yenilik getirmeyeceği şeklindeki hatalı gerekçeyle tanığın dinlenmesinden vazgeçildiği, yapılan açıklamalar çerçevesinde davacı tarafça tanığının dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 241 inci maddesinin şartlarının da oluşmadığı gözönüne alındığında davacı tarafın tanığıının dinlenmemesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacı tanığının 6100 sayılı Kanun'un 243 üncü ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenilmesi, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar gerekçesine uygun şekilde yargılama yapılmak ve usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka yararına ipotek tesis edildiği, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu ve ipotek işlemine karşı davacı eşin açık rızasının alındığının ispatlanamadığı, her ne kadar davalı eş yargılama sırasında vefat etmişse de davalı eşin ölümünün ipotek işlemine hukukilik kazandırmayacağı, davacı kadının hukuki yararının, davalı eşin vefatından sonra da devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı eşin vefat ettiği ve davanın konusuz kaldığı, her ne kadar davalı mirasçıları davaya dahil edilmişse de bu kişilerine mirasçı olup olmadığının araştırılmadığı ve bu kişilerin pasif husumet ehliyetleri de olmadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin 6100 sayılı Kanun'a uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalı eşin vefatı sebebiyle davanın konusuz kalıp kalmadığı, mirasçılar ... ve Kübra Yörük'ün pasif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.