Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7641 E. 2023/5415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve varsa kusurun kimden kaynaklandığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğe kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal eyleminin eski tarihli olup affedildiği ve davalı kadının boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/878 E., 2022/1545 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/182 E., 2021/30 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 14.11.2023 gününde temyiz eden davacı ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, kadının, agresif ve kıskanç olduğunu, erkeğin ailesine kötü davrandığını ve ailesini ortak konuta kabul etmediğini, ortak konutu 19.01.2018 tarihinde terk ettiğini, kendisine ait olan taşınmazı erkeğin bilgisi olmadan sattığını, birlik görevini ihmal ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde, kadının kendisine ait olan taşınmazı erkeğin bilgisi olmadan sattığı vakıasına dayanılmışsa da bu taşınmazın ortak çocuğa taşınmaz almak amacıyla 175.000,00 TL'ye satıldığı, 110.000,00 TL'si ile ortak çocuğa ev alındığı, geri kalan 65.000,00 TL'nin ise davacı erkeğin kendi hesabına yatırdığı, alkol almak ve eğlence yerlerinde harcamak için kullanıldığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, agresif olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, tehdit ve hakaret ettiğini, ortak konutun anahtarının değiştirildiğini iddia ederek öncelikle davanın reddini, aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açılmışsa da davacı erkek tanık beyanlarında, dava dilekçesinde dayanılan vakıalara dair bizzat görgüye dair bilgi olmadığı, bazı beyanların ise erkekten aktarıma dair olduğu, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlanamadığı, davalı kadın tanıklarının beyanlarında ise erkeğin, kadını ortak konuttan kovduğu, alkol aldığı ve bu sebeple ortak konuta geç saatte geldiği, erkeğin 2015 yılında Hatice isimli bir bayanla uzun süreli konuşma ve mesajlaşma kayıtlarının olduğu, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadına ise yüklenecek kusurlu davranışın bulunmadığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın fer'îleri ile birlikte reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı ve davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği, davacı erkek vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı erkeğe kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasının eski tarihlere dayandığı, sonrasında evlilik birliğinin uzun süre devam ettiği, kadın tarafından affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemin af kapsamında kaldığı bu itibarla erkeğe kusur olarak yüklenmeyeceği, yine her ne kadar İlk Derece Mahkemesi hükmünde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmişse de İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davacı erkeğin tam kusurlu olup, davalı kadının boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışının da ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.