"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1406 E., 2022/1521 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmaksızın münhasıran davacı erkek vekilinin istinaf başvurusu kapsamında hüküm kurulduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak 2014 yılında boşanma davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini ve ret kararının 09.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu süreçte bir araya gelmediğini, halen ayrı yaşadıklarını, boşanma davasının reddine dair kararın kesinleşmesinden itibaren 3 senelik sürenin de geçtiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra davacı erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek adına herhangi bir çaba sarf etmediğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının ailesi ile görüşmesini istemeyen, hastalığı ile ilgilenmeyen, baskıcı olan, birlik görevlerini ihmal eden sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek öncelikle davanın reddini, aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli ve 2018/812 Esas, 2020/99 Karar sayılı kararı ile davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olduğu, davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, boşanma davasının reddedildiği ve ret kararının 09.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının gerçekleştiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, işbu boşanma davasına dayanak olan boşanma davasını açan erkeğin, fiili ayrılığa sebebiyet verdiği ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların yaşları, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2021 tarihli ve 2020/1024 Esas, 2021/1858 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre usul ve yasaya uygun olan hükmü yönelik davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 16.03.2022 Tarihli ve 2021/8947 Esas, 2022/2518Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının, davalı kadın vekiline 03.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kadın vekili tarafından 05.03.2020 tarihli dilekçe ile UYAP ortamından elektronik imzalı olarak İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurulduğu ve aynı tarih itibari ile AB2020 seri ve 13929 sıra numaralı sayman mutemet alındısı ile istinaf yoluna başvurma harcının da ikmal edildiği gözetilmeksizin ve davalı kadın vekilinin istinaf başvurusu hususunda inceleme yapılmaksızın münhasıran davacı erkek vekilinin istinaf başvurusu kapsamında hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu ve hükmün bu sebeple bozulmasına, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasından kusurlu olan tarafından kadın olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu davranış bulunmadığı, davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu ve kusur tespiti yapılamayacağı, İlk Derece Mahkemesi kararının çelişkili olduğu, bu sebeple erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kaldı ki İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen vakıa itibariyle kadın yararına manevî tazminat şartlarının da oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur tespitinin neye göre yapıldığının belli olmadığı, kadının ekonomik durumu dikkate alındığından tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve tam kusurlu olan eşin boşanma davası açma hakkı olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davanın açılmasında kadının bir kusuru olmamasına rağmen kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin da hatalı olduğu, tazminatların ve tedbir nafakası miktarlarının, evlilik süresi ve erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında az olduğu, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin fiili ayrılık hukuki nedenli davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.