"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/644 E., 2022/1286 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/579 E., 2020/774 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 14.11.2023 gününde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden ... ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1969 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, kadın aleyhine 2004 yılında ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2004/1511 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, ancak davadan feragat ettiğini, sonrasında 2005 yılında ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2005/1280 Esas sayılı dosyası ile tekrardan boşanma davası açtığını, kadının da bu davaya karşı dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde; erkek tarafından açılan davanın ispatlanamadığı, kadının davasının ise feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, ret kararının kesinleşmesi üzerinden üç sene geçtiğini, tarafların bir araya gelmediğini, erkeğin, asabi olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, baskıcı olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat, mal rejiminden kaynaklanan alacakları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadın aleyhine daha önceden eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini ve aynı hukuki sebebe dayanarak dava açılamayacağını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 13 yıldır bir araya gelmediklerini, taraflarca açılan boşanma davalarından önce gerçekleştiği vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, ret ile sonuçlanan boşanma davalarından sonraki vakıalar yönünden ise kadının, erkek adına imza atmak suretiyle özel evrakta sahtecilik suçunu işlediğini iddia ederek öncelikle erkek tarafından kadına aleyhine açılan boşanma davası ile işbu boşanma davasının birleştirilmesine, tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, ret kararının 12.06.2014 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dayanak teşkil eden ve ret kararı ile sonuçlanan dava dosyasının 12.06.2014 tarihinde kesinleştiğini, dinlenen tanık beyanları uyarınca tarafların bir araya gelmediği, erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve ilişkisinin devam ettiği gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının, ilk açtığı boşanma davasından feragat ettiği, tarafların ayrı yaşadıkları ve bir araya gelmedikleri, şiddetli geçimsizliğin oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, kusur durumu dikkate alınarak kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin yoksulluk nafakası talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, kadının mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının ise işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararı usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu bu durumun kanuna aykırı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı birleşen davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve eylemli ayrılık dava şartlarının somut olayda gerçekleştiği, ancak birleşen davada kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebi olmadığı ve birleşen dava yönünden kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)33 üncü maddesi hükmü gereği, maddî vakıaları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulamanın ise hâkime ait olduğu, kadın tarafından açılan asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu ve davanın kabul şartlarının oluştuğu, asıl davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dayanak teşkil eden davada; erkek tarafından açılan asıl davanın ispatlanamadığı, kadın tarafından açılan davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği, önceki olayların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak fiili ayrılık süresi içerisinde erkeğin başka bir kadınla yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, toplanan delillerden; kadının birden fazla taşınmazı olduğu, sahip olduğu otel dolayısıyla kira geliri olduğu, kadın yararına asıl davada tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, asıl dava dosyası yönünden; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, birleşen dava yönünden ise yasal koşulları oluşmadığından kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına ve birleşen davada kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, birleşen dava yönünden kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, asıl davada kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kusur durumu dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu, asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına bozulması gerektiği, asıl davada kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz edildi.
2.Davalı-davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, dayanak teşkil eden dava dosyasından önce gerçekleşen olaylar dikkate alınarak erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu, bu hususun asıl dava dilekçesinden de açıkça anlaşıldığı, buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davada hukuki nitelendirmenin ve her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, ... kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...ye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.