Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7720 E. 2023/5414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kadının kusuru, maddi ve manevi tazminat miktarı, yoksulluk nafakası talebi ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki tam kusuru gözetilerek, davacı erkek yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının azlığı ve davalı kadının yoksulluk nafakası talebiyle ilgili Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılması nedeniyle, kararın bu kısımları bozulmuş; diğer yönlerden ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1240 E., 2022/1191 K.

DAVA TARİHİ: 24.09.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/719 E., 2022/199 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddine ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 14.11.2023 gününde temyiz eden davacı ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, tarafların beş sene önce nikah için belediyeden gün alınmasına rağmen gelmediğini, bu durumun erkeği maddî ve manevî anlamda olumsuz etkilediğini, zarara uğrattığını, bu olaydan sonra erkeğin, kadına tekrardan evlenme teklifi ettiğini, tarafların fiili birliktelik süresi içerisinde kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, hakaret ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadının süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların 31.07.2021 tarihinde evlendiğini ve boşanma kararı verilmesi için gerekli olan bir senelik sürenin henüz dolmadığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının birlikte yaşamaktan kaçındığı, erkeğe hakaret ettiği, sosyal medya hesaplarından erkeği engellediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasınna sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin isabetli olduğu, ancak kusur durumu dikkate alındığında erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ön inceleme duruşmasında kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakalarına hükmedilmesi talep edildiği halde bu hususlarda olumlu olumsuz karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kadın aleyhine hükmedilen tazminatların da hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, davalı kadın tanıklarının dinlenmemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olması nedeniyle yararına yoksulluk nafakası takdir edilmemesinin isabetli olduğu, erkek yararına İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde belirtildiği üzere yasal şartları oluştuğundan maddî ve manevî tazminat takdiri ile miktarlarında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi hükmü gereği boşanma davası açıldığı tarih itibariyle kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile bu yönden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına dava tarihinden başlamak üzere boşanma kararı kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kadın yararına tedbir nafakası takdirinin hatalı olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bur geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat miktarı ile kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Hâkim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, davalı kadının cevap dilekçesi sunmadığı, süresinde usulüne uygun bir şekilde yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı, davalı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesince ön incelemede talep edilen yoksulluk nafakası ile ilgili bir karar verilmediği gerekçesi ile istinaf itirazında bulunulduğu görülmüştür. Bölge Adliye Mahkemesince kadının tam kusurlu olması nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin isabetli olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmediği halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili ret yönünde gerekçe ve hüküm kurulmuş gibi hatalı değerlendirme yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin davalı ...'dan alınarak davacı ...'e, davacı ...'den alınarak davacı ...'a verilmesine,

14.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.