Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7727 E. 2024/517 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasına bağlı olarak açılan katılma alacağı ve kişisel eşyaların iadesi davalarında, taşınmaz ve araçlar üzerinden katılma alacağı, ziynet eşyalarının iadesi ve faiz hesaplamalarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz yönünden taraflar arasında yapılan sözleşme, araçlar yönünden edinilmiş mal statüsü, ziynet eşyaları yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ve taraf delilleri gözetilerek, davacı kadının taşınmaz talebinin reddine, araçlar ve bir kısım ziynet eşyaları talebinin kabulüne, geri kalan ziynet eşyaları ve ev eşyaları talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1198 E., 2022/1186 K.

DAVA TARİHİ : 03.11.2017-06.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/13 E., 2022/274 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı ve kişisel eşyanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taşınmaz yönünden katılma alacağı talebinin reddine, araçlardan kaynaklanan katılma alacağı talebinin kabulüne, birleşen davada ziynete yönelik kişisel eşyanın iadesi talebinin kısmen kabulüne, ev eşyalarına yönelik kişisel eşyanın iadesi talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın, her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Davacı kadın vekilinin ziynet alacağının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davacı kadının ziynet alacağının reddedilen kısmı 5.232,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin diğer, davalı erkek vekilinin ise tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde edinilmiş ve davaya konu edilmiş 38 GB 908 ve 38 ZL 428 plakalı araçlar ile Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Sümer Mah. 4861 ada, 11 parsel, 14 numarada kain evin davalı adına tescil edildiğini ancak ev ve arabalar üzerinde müvekkilinin katılma alacağı hakkının olduğunu, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşacak müvekkiline ait pay bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL bedelin yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; asıl davaya konu edilen ev ve arabaların alımında müvekkilinin ziynet eşyalarının kullanıldığını, ayrıca müvekkilinin evden ayrılırken evden hiçbir eşyasını alamadan çıktığını, 6 kalem ziynet ve 21 kalem ev eşyasının müvekkiline iadesini, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek süresinde asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı erkek birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği miktarda ziynetin var olmadığını, bir kısmını davacının evden giderken götürdüğünü, bir kısımının da düğün ve günlük hayattaki doğal borçların ödenmesinde kullanıldığını, bilezikleri davacının babasının aldığını ve geri vermediğini, davaya konu edilen ev ve arabaların babasından veraset yoluyla intikal eden taşınmazların satımından payına düşen parayla alındığını, davacının ev ve arabalarda hiçbir katkısının bulunmadığını, ev eşyalarının da davacıya iade edildiğini, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların aralarında yapmış olduğu sözleşmede dava konusu edilen daire üzerinde hiçbir hak iddia etmeyeceklerini kabul etmeleri ve sözleşme sırasında haklarını aldıklarından davacının dava konusu taşınmaz yönünden katılma alacağı talebinin reddine, dava konusu edilen araçlar yönünden davacının talebinin mal rejimine ilişkin bir talep olduğu, edinilmiş mal olduğu sabit olan araçlardan kaynaklanan talebinin mal rejimine ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, tarafların evlilik birliği içerisinde dava konusu araçları aldığı, bu nedenle araçların edinilmiş mal niteliğinde olduğu gerekçesiyle dava konusu araçlardan kaynaklanan katılma alacağı talebinin kabulü ile; 108.900,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 31.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacı kadına ödenmesine, davacının ziynet eşyalarının bir kısmının elinden alındığı ve kadına iade edilmediği, ancak davacının talep ettiği 2 bileziği evin alımında rızası ile verdim dediği, evin ise sözleşme ile tasfiye edildiği, iki bileziğe yönelik talebin de bu tasfiye sırasında değerlendirildiği dolayısıyla bu iki bilezik yönünden talepte bulunamayacağı, ayrıca bilirkişi raporunda ayrıntıları belirtilen "boyuna tam oturan kolye"nin video ve fotoğraflarda gözükmediği, varlığı ispatlanamadığından bu ziynet yönünden de talepte bulunamayacağı, davacının ziynet talebinin kısmen kabulüne, 8 adet, tanesi 23 gram, 22 ayar, 59.064,00 TL toplam bedelli bilezik, 1 adet, 35 gram, 14 ayar, 770,00 TL işçilik dahil, 8.715,00 TL bedelli halka zincir kolye, 3 adet, tanesi 4 gram, 14 ayar, 264,00 TL işçilik dahil, 2.988,00 TL bedelli büyük taşlı yüzük, 11 adet, 5.940,00 TL toplam bedelli çeyrek altın, 7 adet, 7.560,00 TL toplam bedelli yarım altın,1 adet, 5.400,00 TL toplam bedelli büyük altın, olmak üzere yukarıda adı geçen ziynetlerin davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 500,00 TL'nin dava tarihi olan 03.11.2017 tarihinden; 89.167,00‬ TL'nin ise ıslah tarihi olan 08.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ev eşyalarına yönelik kişisel eşyanın iadesi talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmede satış bedeli 400,000,00 TL olarak gösterildiği halde taşınmazın en az 520.000,00 TL'ye satıldığını, davalının davacı müvekkilinin iradesini sakatladığını, davacının bu sözleşme ile bağlı olmadığını, davacıya ödenen 200.000,00 TL 'nin taşınmaz üzerindeki davacının alacağından düşülerek kalan alacağın hesaplanması gerektiğini, nihai kararda faiz hesaplamalarının yanlış yapıldığını ileri sürerek; asıl davada taşınmaza ilişkin talebinin reddi ile faiz kararları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarına yönelik davasını ispat edemediğini, ziynet alacağına ilişkin davanın reddi gerektiğini, müvekkiline takılan 3 adet yarım altının kadının üzerindeymiş gibi hesaplamaya dahil edildiğini, araçlar yönünden katılma alacağına hükmedilmesinin doğru olmadığını, araçların davalının kişisel malı satılarak alındığının ispatlandığını, davalının davacıya yaptığı 18.625,73 TL'lik ödemenin davalı aleyhine hükmedilebilecek alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, ev eşyalarına ilişkin talep feragat nedeni ile reddedildiği halde davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek; kabul edilen katılma alacağı, ziynet alacağı ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava konusu olan taşınmaz ve araçların edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına kaydedildiği, İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile, asıl davada davacının taşınmaz yönünden katılma alacağı talebinin reddine, dava konusu araçlar yönünden katılma alacağı talebinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kabulüne ilişkin verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin asıl dosyada davanın tümüyle reddi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı ve Yargıtay 8. Hukuk Daresinin 2020/949 E., 2020/5378 K. sayılı ilamı dikkate alındığında, kural olarak, düğünde kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadına özgü takıların kadına bağışlanmış sayılacağı, takıların kime özgü olduğu yerel adetler ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilememesi halinde ise hangi eşe takılmış ise takılan takıların o eşe bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı, kime özgü olduğu yerel adetler ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilemeyen ve gelin ya da damattan her hangi birine takılmayan gremse, reşat, tam, yarım, çeyrek, gram altınların ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmadığından eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesince, ziynet alacağı yönünden kararda gösterilen gerekçeler ile kadının davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı vekilinin birleşen davanın tümüyle reddi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ancak sunulan fotoğraflarda davalı erkeğin üzerine takıldığı anlaşılan üç adet yarım altının kadına özgü ziynet eşyası olmadığı halde kadına iadesine karar verilmesinin ve davacı tanığı Tolga Ç.'nin 10.04.2018 tarihinde alınan ifadesinde "Üç adet büyük taşlı yüzükleri vardı, bu ziynet eşyaları yine bahsettiğim evin alımı sırasında bozduruldu, annemin sadece iki yüzüğü kaldı, bunun dışında tüm ziynet eşyaları gerek evin alımında gerekse bir takım borçlar sebebiyle bozduruldu" şeklinde beyanda bulunduğu gözetildiğinde bir yüzük yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, iki yüzük yönünden talebin reddi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı, ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına, davacının ziynet alacağına ilişkin davası kısmi dava olduğundan dava dilekçesinde talep edilen miktara birleşen dosya dava tarihi olan 06.03.2020 tarihinden, ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, birleşen davada feragat nedeniyle ret kararı verilen çeyiz eşyalarına ilişkin dava değerinin 500,00 TL olarak gösterildiği, birleşen dava yönünden kısmen reddine karar verilen miktar üzerinden davalı lehine hesaplanan vekâlet ücretinin maktu vekâlet ücretinin altında kalması nedeniyle birleşen davada kısmen reddedilen kısım üzerinden davalı lehine 5.100,00 TL vekâlet ücreti hükmedilmesinde ve çeyiz eşyalarına ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle davalı lehine ayrıca vekâlet ücreti verilmemesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin kabul edilen ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararından birleşen davaya ilişkin ilgili hükümlerin çıkarılmasına, davacının ziynet eşyalarına yönelik kişisel eşyanın iadesi talebinin kısmen kabulüne, 8 adet tanesi 23 gram 22 ayar bilezik (59.064,00 TL), 1 adet 35 gram 14 ayar 770,00 TL işçilik dahil halka zincir kolye (8.715,00 TL), 1 adet 4 gram 14 ayar 88,00 TL işçilik dahil büyük taşlı yüzük (996,00 TL), 11 adet çeyrek altın (5.940,00 TL), 4 adet yarım altın (4.320,00 TL), 1 adet büyük altın (5.400,00 TL) olmak üzere yukarıda adı geçen ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin toplamı olan 84.435,00 TL'nin 500,00 TL'sinin birleşen dosya dava tarihi olan 06.03.2020 tarihinden itibaren kalan 83.935,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 09.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; asıl davada taşınmaza ilişkin talebinin reddi, ziynetlerin reddedilen kısmı, faiz hesaplaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; kabul edilen katılma alacağı, ziynet alacağı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katılma alacağı ve kişisel eşyanın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, taşınmazlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının taraflarca istinaf edilmemesi nedeniyle taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakka göre karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı kadın vekilinin ziynetlerin reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

Davacı kadın vekilinin ziynetlerin reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazları yönünden;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.