"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/992 E., 2022/1002 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/961 E., 2021/191 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiğini, 14.06.2017 tarihinde davalı erkek aleyhine boşanma davası açıldığını, 18.04.2021 tarihli karar ile tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verildiğini, dava konusu edilen taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığını, her ne kadar taşınmazın 1/4 hissesinin tapuda davalı adına, diğer hissedarların davalının kardeşleri ve intifa hakkının ise davalı erkeğin annesine ait olarak görünse de taşınmazın tamamının davalı erkeğe ait olduğu, taşınmazın taraflarca aile konutu olarak kullanıldığı ve tamamına sahip olmayan davalı erkeğin taşınmazı tek başına kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu taşınmazın alımı için davalı erkeğin aracını sattığını ve iş yerinden aldığı kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarını kullandığını, taşınmazın edinilmiş mal olduğunu, taşınmazın tamamı üzerinde kadının katılma alacağı olduğunu, tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verildiği için davalı eşin artık değerdeki pay oranının kaldırılması gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasındaki boşanma kararının henüz kesinleşmediğini, davalı erkeğin çalıştığı iş yerinden 19.08.2014 tarihinde, davaya konu edilen taşınmazın iktisap tarihinden yaklaşık iki yıl sonra ayrıldığını ve elde ettiği işçilik alacaklarının taşınmazın alımı sırasında kullanılmadığını, yine davalı erkeğe ait aracın da 2014 yılında devredildiğini, taşınmazın alımı sırasında davalı erkeğe ait olduğunu, davalı erkeğin babasından kalan taşınmazların satımı neticesinde kendi hissesine düşen para ile taşınmazı satın aldığını, babasından kalan taşınmazların satışının 2012 yılı Eylül sonu Ekim ayı başı gibi olduğu ancak satışın tapu siciline 2012 yılı Kasım ayında tescil edildiğini, taşınmazın kişisel mal olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 27.06.2002 tarihinde evlendikleri, kadın tarafından erkek aleyhine 14.06.2017 tarihinde boşanma davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde tarafların boşanmalarına karar verildiği ve boşanma kararının 18.06.2018 tarihinde kesinleştiği, eşler arasındaki mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiği ve eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin çıplak mülkiyetinin davalı adına, diğer 1/4'er hisselerinin çıplak mülkiyetinin davalının kardeşleri adına, intifa hakkının ise davalının annesi adına 04.10.2012 tarihinde satış suretiyle tescil edildiği, her ne kadar dava dilekçesinde; davalı erkeğin, dava konusu taşınmazın aracın satılması neticesinde elde edilen bedel ve işçilik alacakları ile karşılandığı, bu değerlerin de edinilmiş mal olduğu iddia edilmişse de davalı erkek adına dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihten önce tescilli 41 TL 054 plakalı aracın davalı erkek tarafından 25.06.2012 tarihinde alındığı, dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihten 4,5 ay kadar sonra 14.02.2013 tarihinde 3.şahsa satıldığı, davalı erkeğin iş yerinin cevabi yazısından da davalının iş yerinden kendisine 53.048,17 TL kıdem tazminatının ödenme tarihinin dava konusu taşınmazın satın alınmasından 2 yıl kadar sonra 05.09.2014 tarihinde olduğu, dava konusu taşınmazın, davalı erkeğin aracının satış bedeli ile ve kıdem tazminatı ile ödendiği iddiasının, taşınmazın alınmasından 4,5 ay sonraki araç satış bedeli ile ya da 2 yıl kadar sonra alınan kıdem tazminatı ile taşınmazın satın alınabilmesi mümkün olamayacağından ispat edilemeyeceği, davacı kadın tanıklarının, taşınmazın tamamının davalı erkek tarafından satın alındığı ancak davacı kadından mal kaçırmak amacıyla kardeşleri ile hisseli olarak tapuya tescil ettirildiği ve davalının annesine intifa hakkı verildiği yönündeki beyanlarına, dava konusu taşınmazın taraflar birlikteyken boşanma dava tarihinden 5 yıl önce edinildiği de dikkate alınarak muvazaalı olarak tapuya hisseli tescil edildiği iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığından itibar edilmediği, cevap dilekçesinde; taşınmazın Osmaniye'de davalı erkeğe miras yolu ile intikal eden hisseli taşınmazın, dava konusu taşınmazın alındığı tarihte satılarak satış bedeli ile taşınmazın davalı ve kardeşleri adına hisseli olarak satın alındığının belirtildiği, tapu müdürlüğünden gelen yazı cevabında, davalı erkek adına intikal yoluyla tescil olunmuş ... parselde kayıtlı taşınmazın 14.11.2012 tarihinde üçüncü şahsa satış yoluyla devredildiği, davalı erkeğin banka hesap hareketlerine göre 20.09.2012 tarihinde davalının kardeşi ... tarafından davalı erkek hesabına 65.000,00 TL gönderildiği, dinlenen davalı tanıklarının Osmaniye'deki tarlayı tüm mirasçılardan 2012 yılında aldıklarını beyan ettikleri, değerlendirilen delillere göre dava konusu taşınmazın davalı erkeğe miras yolu ile intikal ettiği, dolayısıyla davalı erkeğin kişisel malı olan Osmaniye'deki taşınmazın satış bedeli ile davalı, kardeşleri ve annesi tarafından edinildiği, buna bağlı olarak da davalı erkeğin kişisel malı olduğu, davacı kadının dava konusu taşınmaz nedeniyle davalı erkekten katılma alacağı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın mal kaçırmak amacıyla 1/4 hisseli olarak davalı erkek adına tescil edildiği, taşınmazın fiili birliktelik sırasında taraflarca kullanıldığı ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Osmaniye'de bulunan taşınmazın satışının, dava konusu edilen taşınmazın alımından sonra gerçekleştiği, erkeğin dava konusu edilen taşınmazı alabilmek için araç satış bedelini ve kıdem tazminatını kullandığı, bunların edinilmiş mal olduğu, kadının katılma alacağı bulunduğu, bilirkişi raporunda taşınmazım bedelinin çok düşük tespit edildiği, davanın ispatlandığı ve kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin ve davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu, aksini ispat yükünün davalı erkekte olduğu, davalı erkeğin taşınmazın iktisap bedelinin miras yolu ile gelen taşınmaz satışından ödendiğini ve kişisel mal olduğunu ibraz ettiği delillerle ispatladığı, İlk Derece Mahkemesince ispat yükü yönünden davacının iddiasını ispatlayamadığına ilişkin açıklamasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, ispat yükünün yanlış tarafa yüklendiği konusundaki davacı vekilinin itirazının yerinde olmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; katılma alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz yönünden davalının kişisel mal savunmasını ispatlayıp ispatlayamadığı, davacının katılma alacağı talep edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...