"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3006 E., 2022/799 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/520 E., 2018/390 K.
Taraflar arasındaki vasinin sorumluluğundan kaynaklanan maddî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 28.11.2023 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/284 Esas sayılı dosyasından verilen 14.02.2013 tarihli karar ile davalı ...'in ... A.' ya vasi tayin edildiğini, vesayete ilişkin karar verilmesinden önce davalı/vasi ile kısıtlı arasında menfaat çatışması bulunduğunu, kısıtlının 2016 yılı Şubat ayında vefatından sonra davalının vasilik görevinin sona erdiğini, tarafların kardeş ve kısıtlının çocukları olduklarını, ... A.Ş' nin ... ailesi ile davalı ... ve ailesinin ortaklığında bir şirket olduğunu, ... A.'nın sağlığında, oğlu ... ve ailesinin, şirketin %49,5 ve ... ve ailesinin %49,5 ve ... A.' nın ise %1 hisse sahibi olduğunu ve ...'in vasilik görevi nedeniyle %1 hissesinin kontrolünü ele geçirdiğini, kızları... ve ...' nın şirkete yönetim kurulu üyesi olarak atanmalarına imkan verdiğini, şirketin temsil ve ilzam yetkisinin ...' in kızlarına geçmesinden sonra ... A.' nın da ortağı bulunduğu şirkete ait gayrimenkullerin alınmış olan usulsüz bir kararla davalının eşi ve yönetim kurulu üyelerinin babası olan ...’ya devredildiğini, taraflar arasında bu nedenle açılmış ve sonuçlanmış davaların bulunduğunu, bunların kısıtlıya zarar verici işlemler olduğunu, İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararlarına rağmen vasinin gerek 2013 ve gerekse 2014 yılı sonuna kadar vasi ... tarafından hesap raporunun mahkemeye sunulmadığını, 18.07.2013 tarihli dilekçe ile kısıtlının ihtiyaçlarını karşılamak için 30.000,00 TL para çekme yetkisinin talep edildiğini ve vesayet dosyası kapsamında davalının belgelendiremediği giderler nedeniyle sorumluluğunu gösteren tutarların hesaplandığını, vasinin sorumlu olduğu süre zarfında kısıtlıya ait gayrimenkullerinin icra yolu ile satıldığını ve İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/2490 Esas sayılı dosyası ile kısıtlının taşınmazlarının bulunduğu sitenin aidat ve gider borçlarına ilişkin yapılan icra takibinde, mahkemece taşınmazların icra yolu ile satılmasına engel olmadığını ve taşınmazın düşük bedelle satılmış olması nedeniyle vasinin sorumluluğunun bulunduğunu, ayrıca kısıtlıya ait ... plakalı aracın üzerinde Beşiktaş Vergi Dairesisin hacizleri mevcut iken İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2014/8804 Esas sayılı dosyasıyla 20.05.2014 tarihinde yediemin tarafından düşük tutarda bir yediemin alacağı için satıldığını tüm bu nedenlerle vasinin görevini yerine getirirken özenli davranmadığının anlaşıldığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL tazminatın haksız işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların kardeş olduklarını ve davalının, anneleri ...'ye demans hastalığı nedeniyle İstanbul 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.02.2013 tarih ve 2013/284 Esas sayılı kararıyla vasi tayin edildiğini, kesin hesap raporunun davacı tarafından elden tebliğ alındığını ve zararın doğduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açılmamış olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacının, davalı vasi tayin edilmeden önceki iki yıllık süre içinde kendi bakım ve gözetimi altındaki ... A.’ya ait gayrimenkulleri sattırdığını ve satılan 4 adet gayrimenkulün bedellerinin kısıtlının malvarlığına konulmadığını ve bu durumun öğrenilmesinden sonra vaseyet makamına başvurularak gerekli araştırmanın yapılmasının talep edildiğini, davacının kendi bakım ve gözetimi altındayken kısıtlının borçlarından davalının sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, kısıtlı adına yapılan tüm işlemlerin vesayet makamından izin alınarak gerçekleştirildiğini, taşınmazda o tarihte kiracı olan ... B.' den kira bedeli talep edildiğini, müvekkilinin bu talebinin ise babalarından kalan taşınmaza ilişkin olup, bu da miras payına ilişkin bir talep olduğunu ve bu taşınmazın kira bedellerinin de 18 yıllık süre içinde davacı tarafından alındığını, müvekkilinin kızlarının ... A.Ş.’ye yönetim kurulu üyeleri olarak atandığı dönemde şirketin davacının üçüncü kişilere olan borçları nedeniyle batık olduğunu ve davalının eşi ...’nın şirketi iflastan kurtarmak için şirketin önceki dönem borçlarını kendi cebinden ödediğini ve bu borçların karşılığında kendisine tarla vasfındaki şirket taşınmazının 11/20 hissesinin devrinin gerçekleştirildiğini, bu satış iptal edilmesine rağmen davalının eşi tarafından aradaki uyuşmazlıkların giderilmesi için temyiz edilmediğini, davacının yönetim kurulunun kararının iptaline ilişkin kararın ise henüz temyiz aşamasında olduğunu, vesayet dosyasına ilişkin hesaplamaların her sene bilirkişiler aracılığıyla gerçekleştirildiğini ve mahkeme dosyasına sunulduğunu, davalının vasilik görevine atanmasından önce kısıtlı ... A.’nın ödenmemiş borcunun mevcut olduğunu ve annesine vasi olarak atanmasından önce doğmuş borçlarının faizleriyle birlikte ödenmesi içine vesayet makamına başvurarak gayrimenkullerin satışını istediğini ve mahkemece uygun görülerek açık artırma yoluyla satışa karar verildiğini, bilirkişi raporuyla taşınmazların değerinin takdir edildiğini ve kısıtlının lehine olduğuna kanaat getirildiğini, taşınmazların düşük bedelle satılmaması için davalının eşinin ihaleye katıldığını, davalı vasi tayin edilmeden çok önce ... Site Yönetimi tarafından gayrimenkul üzerine haciz konulduğunu ve davalının bu olayda kusurlu olmadığını, kısıtlının yalnızca 3. gerçek ve tüzel kişilere değil aynı zamanda kamuya da yüksek miktarda borçlarının bulunduğunu, yine İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2014/8804 Esas sayılı dosyası ile araç üzerine konulan haczinde vasi tayin edilmesinden önce olduğunu, kısıtlının vesayet altına alınmasından önce davacı ile birlikte yaşadığını ve kısıtlının borcunun o dönem itibarıyla ödenemez halde olduğunu ve vasilik görevini yerine getirmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını ve vasilik görevini kusurlu yapmasından dolayı kısıtlının herhangi bir zararının bulunmadığını ve vasilik görevini yerine getirmesi nedeniyle kendisine herhangi bir ücret ödenmesini dahi teklif etmediğini ve bu durumunda davalının iyi niyetli olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vasilik kararının kesinleşmesi tarihinden sonra kısıtlı adına kayıtlı taşınmazların, araçların ve işletim defterlerinin durumlarının bildirildiği, vasi tayininden önce kısıtlıya ait olup üçüncü şahıslara satışı yapılan taşınmazların tespitinin yapılarak vesayet makamına bilgi verildiği, vasilik kararından önce doğmuş vergi borcu dahil diğer borçların ödenmesi için taşınmaz satışı için izin istendiği, vesayet makamınca satışa izin verildiği, yine vasilik kararından önce kesinleşen icra takibi nedeniyle hacizli bulunan kısıtlı adına kayıtlı aracın icra yoluyla satışının yapıldığı, artan paraların vesayet makamına gönderildiği, kısıtlının da pay sahibi olduğu taşınmazın davalının eşine yapılan satışının iptali için İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/352 Esas dosyasıyla açılan davanın kabul ile sonuçlanarak satışın iptal edildiği, taşınmazın şirket adına tescil edildiği, bu işlemden kaynaklanan bir zararın bulunmadığı, davalı vasinin kısıtlı adına yaptığı tüm işlemleri vesayet makamından aldığı izinlerle ve vesayet makamının denetiminde yaptığı ve dosya kapsamında vesayet makamı tarafından vasinin kusurlu olduğu ve görevini özenle yapmadığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığı, vasinin kendi adına işlem yapmayıp vasiyeti altındaki kişinin mal varlığında tasarrufta bulunduğuna ve bu eylemi vesayet makamının kontrolü altında olduğu, alınan izin ve denetim makamı onayları çerçevesinde yaptığı, davacının bahsettiği zararlara ilişkin olarak ise tasarruflar ile arasında illiyetin sağlanamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalı ile kısıtlı arasında menfaat çatışması bulunduğunu, davalı tarafın vasilik görevini ihmal ettiğini ve kötüye kullandığını, bu şekilde kısıtlının zararına sebep olduğunun açıkça ortada olduğunu, vasilik kurumunca yapılan usulsüz işlemlerin hatalı incelendiğini ve çoğu kez incelenmediğini, gerekli nitelikleri taşımayan eksik araştırma ile hazırlanan bilirkişi raporuna göre verilen kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, vesayet dosyası, taraflar arasında görülen davalar nedeniyle dosyaya eklenen mahkeme dosyaları, dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde davalı vasinin, vasi tayin edilmeden önce doğan borçlardan sorumlu tutulamayacağı, vasi tayin edildikten sonra yaptığı tüm işlemlerin vesayet ve denetim makamının kontrolünde yapıldığı, davacının uğradığını beyan ettiği zararlarının vasinin eylem ve işlemlerinden kaynaklanmadığı anlaşıldığından davanın reddi yönündeki kararın yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddî hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vasinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, uyuşmazlık, vasinin sorumluluğunu gerektiren olguların ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 467 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalı ...'e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...