"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/505 E., 2022/173 K.
...
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına ... adlı işyeri ile ... plakalı aracın bulunduğu, malların evlilik birliği içinde edinildiğini, müvekkilinin hakkı olduğunu belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tasfiye sonucunda tespit edilecek alacağın tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasa faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 22.02.2022 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde talep edilen alacağı yükselterek toplam 148.500,85 TL alacağın fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı olmak üzere tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, eczanenin müvekkilinin mezun olduktan iki ay sonra babasının maddî desteği ile evlenmeden önce 2003 yılında açıldığını, kazancı ile işletmenin masraflarının ve evin geçiminin saplandığını; aracın da evlenmeden önce satın alındığını, 10.000,00 TL peşinat verildiğini, kalan miktar için 16.400,00 TL 24 ay vadeli kredi kullanıldığını, kredinin bir kısmının da evlilik tarihinden önce ödendiğini, davacının çalışmadığını, malların edinilmesine katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı erkek vekili 28.02.2022 tarihli dilekçesinde; davacının 01.02.2022 tarihli dilekçesinde artırdığı miktar yönünden zamanaaşımının dolduğunu belirterek zamanaşımı def'inde bulunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.03.2015 tarih ve 2013/1040 Esas ve 2015/145 Karar sayılı kararı ile, avansın eksik olması nedeniyle eksikliğin giderilmesi için iki haftalık kesin süre verildiği, davacı ve vekiline eksik avansın yatırılmaması halinde davanın usulden reddedileceğinin ihtar edildiği, ancak davacı vekilinin bu süre içinde eksik avansı yatırmadığı gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.05.2017 tarih ve 2015/17931 Esas, 2017/6840 Karar sayılı kararı ile, delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması gerektiği, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı bulunmadığı; ayrıca, Mahkemece 14.10.2014 tarihli ön inceleme duruşmasındaki dava şartlarının yerine getirilmiş bulunduğu tespitine rağmen sonraki 16.12.2014 tarihli oturumda iki haftalık kesin süre verilerek yatırmadığı takdirde davanın usulden red edileceğinin ihtarına karar verilmiş olması doğru görülmediği; yapılan yazışmaların ve aynı ara kararında yazılı banka kayıtlarının dosyaya giriş tarihi 02.03.2015 olduğuna ve ara kararında belirtilen bilirkişi ücreti bu tarihten daha önceki bir tarih olan 14.01.2015 tarihinde yatırıldığına göre ara kararındaki Mahkemenin isteğinin yerine getirildiğinin kabulü gerektiği, zira ara kararında yazılı olan banka kayıtları geldikten sonra söz konusu bilirkişi ücreti süresinde yatırılmış olduğuna göre davaya devam edilerek sonucu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan mal varlığının eşler arasında yapılan mal rejimi sözleşmesiyle aksi kararlaştırılmamışsa edinilmiş mal olduğu, eczanenin tarafların evlilik birliği kurulmadan önce faaliyete başladığı, yasal mal rejimi devam ederken faaliyetine devam ettiği; eczanenin tarafların evlilik tarihinden önce faaliyetine başladığı 25.08.2003 tarahinden tarafların (30.07.2005) evlilik tarihine kadarki özkaynak tutarının davalının kişisel malı, evlilik tarihi (30.07.2005) ile yasal mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi (18.02.2009) arasındaki özkaynaklarında meydana gelen artışın davalının edinilmiş malı olduğu, eczanenin taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu, bu nedenle vergi ve ticaret odası kayıtlarının getirtildiği, kayıtların hesap bilirkişisi tarafından incelenmek suretiyle davacının eczaneden kaynaklı katılma alacağının tespitinin yaptırıldığı, raporun denetime elverişli olduğu, raporda hesaplanan 137.564,94 TL'nin hesaplama usulunun doğru ve dosyaya uygun olduğu; ... plakalı araçtan kaynaklı da 10.935,91 TL davacının katılma alacağı olduğunun hesaplandığı, bu hesaplama usulünün de doğru ve dosyaya uygun olduğu; eczaneden kaynaklı 137.564,94 TL ve ... plakalı araçtan kaynaklı 10.935,91 TL olmak üzere toplam 148.500,00 TL katılma alacağının taleple bağlı kalınarak 138.500,85 TL'lik kısmının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, taleple bağlı kalınarak 138.500,85 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde; eczaneden kaynaklı hesaplanan alacağın boşanma dava tarihinde mevcut olup olmadığına bakılmadığını, kişisel harcamaların deftere yansımadığını, evlilik birliği içindeki harcamaların eczanenin karından yapıldığını, kayden mevcut olan işletme karının gerçekte var olmadığını, davacının böyle bir paranın mevcut olduğunu ispatlayamadığını, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, on yıllık zamanaşımı dolduktan sonra ıslah dilekçesinin sunulduğunu, Mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini, Mahkemece tasfiye sona erdiği tarihte mevcut olan malların tasfiyeye dahil edilebileceğini, paranın tasfiye anındaki değeri ile hesaba katılmayacağını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) amacının paranın güncel değerini korumak olamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hangi malların tasfiyeye dahil edilebileceği, tasfiyeye dahil edilen malların boşanma dava tarihinde mevcut olup olmadığı ve bu hususların ispatı, tasfiye konusu malların değerinin belirlenmesi, artırılan miktar yönünden zamanaşımın dolup dolmadığı, davanın türü, talep dışında karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...