Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7910 E. 2024/840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının mümkün olmaması halinde katılma alacağı talebinde, alacağın miktarının belirlenmesi ve davacının ıslah hakkını kullanıp kullanamadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk derece mahkemesinde talep ettiği miktarı 40.000 TL olarak açıkladığı, 6100 sayılı HMK'nın 176. ve devamı maddeleri uyarınca bozmadan sonra tahkikat bitene kadar ıslah yapılması mümkün olsa da hakimin ıslah talebi için tarafa süre vermesi gerekmediği ve davacı tarafından tahkikat bitene kadar ıslah talebinde bulunulmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2014/649 E., 2022/56 K.

DAVA TARİHİ : 17.07.2006

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf davalı ...'nın hastalığı nedeniyle duruşmaya gelemeyeceğini bildirdiği görüldü. Erteleme talebinin bulunmadığı anlaşıldı. Açık duruşmaya başlandı. Taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına evlilik birliği içinde kooperatif hissesi ile ev aldıklarını, ordu mensuplarına özel indirim olması nedeniyle taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, taşınmazın müvekkilinin birikimleri ve müvekkilinin maaşından kesilen para ile ödendiğini belirterek; taşınmaz kaydının iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescili, mümkün olmaması halinde taşınmazın değerinin yarısının tahsilini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 12.09.2017 tarihli (16) nolu celsede: dava dilekçesindeki taleplerinin 40.000,00 TL olduğunu belirterek ayrıca esas hakkında beyanda bulunmak üzere süre verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.03.2010 tarih ve 2006/191 Esas, 2010/79 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın edinilmiş mal olduğu, kişisel mal olduğuna yönelik delil bulunmadığı, tasfiye tarihi olan karar tarihinde taşınmazın değerinin 105.000,00 TL olduğu, artık değerin yarısı üzerinde diğer eşin hak sahibi olduğu, edinilmiş mallara katılma rejiminde katılma alacağının ayni bir talep hakkı vermeyip artık değerin yarısı üzerinde şahsi bir talep hakkı sağladığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, 52.500,00 TL'nin tahsiline, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.06.2012 tarih ve 2012/342 Esas, 2012/6434 Karar sayılı kararı ile, somut olayda, temyiz incelemesine konu dosyada boşanma davasındaki vekile davayı takip yetkisi verildiğine ilişkin bir bilgi ve belge olmadığı halde vekile tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlandığının kabul edilemeyeceği, davalının usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılmayarak savunma hakkını kullanmaktan yoksun bırakıldığı belirtilerek; davalı erkeğin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre esasa ilişkin hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemenin 11.01.2013 tarih ve 2012/423 Esas, 2013/6 Karar sayılı karar ile, davanın katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, taşınmazın evlilik birliği içinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinildiği, aksinin davalı tarafından ispat edilemediği, taşınmazın tasfiye tarihindeki değerinin yarısının davacının katılma alacağı olduğu, talebin 40.000,00 TL üzerinden harçlandırıldığı ve yargılama aşamasında harcı tamamlamak suretiyle talepte bulunulmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüyle 40.000,00 TL alacağın tahsiline yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.05.2014 tarih ve 2013/12348 Esas, 2014/9734 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın kooperatif hissesinin 25.12.2003 tarihinde davalı adına yapıldığı, satış bedelinin 11.590,00 TL'sinin peşinat olarak verildiği, kalan 46.360,00 TL için 120 ay vadeli kredi kullanıldığı, Mahkemece kullanılan krediye ilişkin ödeme belgeleri getirtilip mala ilişkin borç bulunup bulunmadığı tespit edilmeden ve davacı vekilinin kooperatif hissesi üzerindeki katılma alacağı isteği açıklattırılmadan harç değeri esas alınarak karar verildiği; Mahkemece yapılacak iş aydınlatma görevi kapsamında davacı vekilinden talep ettiği alacak miktarı açıklattırılarak açıklığa kavuşturulduktan sonra, kullanılan krediye ilişkin ödeme belgeleri getirtilmeli, boşanma dava tarihine kadar yapılan ödemelerin edinilmiş maldan yapıldığı ve boşanma dava tarihinde mevcut ödenmeyen kredi ana para borcunun mala ilişkin borç olduğu kabul edilmeli, peşinat ile birlikte boşanma dava tarihine kadar ödenen taksitlerin toplamının kooperatifin edinme değerine olan oranı belirlenmeli, bu şekilde tespit edilen oran ile dava konusu kooperatif hissesinin karar tarihine en yakın tarihteki değerinin (sürüm değeri) çarpımı sonucunda toplam edinilmiş mal miktarı bulunup bu miktarın yarısının katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın devir tarihindeki haliyle karar tarihine en yakın tarihteki değerinin hesaplanması için bilirkişiden rapor ve ek rapor alındığı, davacının katılma alacağının hesaplanması için mal rejimi hukuku uzmanı bilirkişiden rapor alındığından inşaat bilirkişisinin ek raporu doğrultusunda hesap yapılması için usul ekonomisi ilkesi gereğince yeniden rapor aldırılmayıp Mahkemece hesaplama yapıldığı, 05.12.2018 havale tarihli raporda artık değer oranının % 27,30 olduğu bildirildiği, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin 550.000,00 TL olarak hesaplandığı, Mahkemece yapılan hesaplamada davacının artık değere katılma alacağının 75.075,00 TL olduğu; bozma ilamı doğrultusunda davacının 12.09.2017 tarihli duruşmada taleplerinin 40.000,00 TL olduğunu beyan ettiği, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda ayni hak istenemeyeceği; dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) yürürlükte olduğu dönemde açıldığı, 1086 sayılı Kanun'da belirsiz alacak davası türü tanımlanmadığı, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı; terditli (kademeli) olarak açılan davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul veya ret kararı verilmesi durumunda iki ayrı dava için iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği, ikinci talep hakkında verilen karara göre harç, vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderleri hakkında hüküm kurulacağı gerekçesiyle; davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, taleple bağlı kalınarak 40.000,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 22.02.2022 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikt tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenerek alacağın hesaplanması gerektiğini, 12.09.2017 tarihli duruşmadan avukatın ''Dava dilekçesindeki talebimiz 40.000 TL'dir. Ayrıca esas hakkında beyanda bulunmak üzere tarafımıza süre verilmesini talep ederiz'' dediğini, ancak Mahkemece vekile beyanda bulunmak ve ıslah etmek için süre verilmediğini, vekilinin beyanının muğlak olduğunu, ek rapor alındıktan sonra ıslah için süre verilmediğini, bozmadan sonra ıslah yapılabileceğine ilişkin kanuni düzenleme yapıldığını, bozmadan sonra yargılama ilişkin tahkikatın devam ettiğini, davanın belirsiz alacak davası olduğunu, usul hükümlerinin derhal uygulanacağını, Mahkemece hükmedilmeyen kısım için ek dava açılacağından usul ekonomisine ve kanunun amacına aykırı olduğunu, davanın ıslahla türünün değiştirilebileceğini, Mahkemece davacıya dava türünü açıklaması için süre verilmediğini, 05.12.2018 havale tarihli raporun neden hükme esas alındığının anlaşılamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın türü, ıslah, dava değeri, taşınmazın güncel değeri, hakimin davayı aydınlatma ödevi, alacak miktarı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 111 inci maddesi, 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 448 inci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı ve özellikle dava dilekçesindeki belirtilen değerin harca esas değer olduğu, davacı vekilinin bozma gereği talep miktarını 40.000,00 TL olarak açıkladığı, 6100 sayılı Kanun'un 176 ve devamı maddeleri uyarınca bozmadan sonra tahkikat bitinceye kadar ıslah yapılması mümkün ise de hakimin ıslah talebi için tarafa süre vermesi gerekmediği, davacı tarafından tahkikat bitinceye kadar ıslah talebin de bulunulmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.