Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7956 E. 2023/96 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu ve daha önce açılan boşanma davasından feragatin etkisinin ne olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ilk boşanma davasından feragat sonrası tekrar bir araya gelerek bir süre birlikte yaşamaları ve bu süreçte yaşanan olayları karşılıklı olarak affetmiş sayılmaları, ayrıca feragat tarihinden sonra boşanmaya sebep olabilecek kusurlu bir davranışın ispatlanamaması gözetilerek, her iki boşanma davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava ve cevaba (karşı davaya) cevap dilekçesinde; davalı eşinin 28.12.2018 tarihinde ... Aile Mahkemesinin 2018/325 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, daha sonra tarafların barıştığını, aynı evde tekrar yaşamaya başladıklarını, davalı eşinin açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, müvekkilinin de barışma ve feragat olduğu düşüncesi ile cevap dilekçesi vermediğini, bu nedenle işbu davayı açtığını, eşinin büyü işleri ile ilgilendiğini, hocaya gittiğini, kendisini de bu konuda zorladığını, kendisinin bu nedenlerle eşine olan sevgi ve saygısının azaldığını, tayini ...'ya çıktığında eşinin kendisi ile gelmek istemediğini, kendisinin bu nedenle uzun süre tek başına yaşadığını, davalı kadının büyü işleri ile ilgilenmesi nedeniyle kendisinin bir çok kez disiplin soruşturması geçirdiğini, eşinin asılsız iftiralarla kendisini iş yaşamında zor durumda bıraktığını, barışmak için para istediğini, eşinin tek amacının maddiyat olduğunu, bu nedenle tekrar ayrı yaşamaya başladıklarını, eşinin kendisini sürekli işiyle tehdit ettiğini, kendisinin maaş kartını alarak başka şahıslara para gönderdiğini, en son 15.03.2019 tarihinde kendisinin maaş kartını alarak ... adlı şahsa 4.500,00 TL para gönderdiğini, bu kişinin kim olduğunu bilmediğini, eşinin kendi babasına hakaret ettiğini, aşırı derecede kıskanç olduğunu, kendisine senden normal yollarla boşanamıyorum, büyü ve hocalar sayesinde boşanacağım dediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000.00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap (karşı dava) ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçesinde; eşinin iddialarının doğru olmadığını, eşi aleyhine ... Aile Mahkemesinin 2018/325 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığını ancak eşinin müvekkilinden özür dilemesi neticesinde tarafların barıştığını, bu nedenle açmış olduğu boşanma davasında sunduğu 12.02.2019 tarihli dilekçesi ile eşi hakkında verilen önleyici koruma kararının kaldırılmasını talep ettiğini, eşi ile tekrar bir araya gelerek müşterek konutta yaşamaya başladıklarını, ancak eşinin eski alışkanlıklarına devam ettiğini, 01.04.2019 tarihinde müvekkiline tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu ve şiddet uyguladığını, şikayetçi olduğunu, darp edildiğine dair 02.04.2019 tarihinde adli rapor alındığını, bu olay nedeni ile 03.04.2019 tarihinde müvekkili için koruma kararı verildiğini, sonrasında erkeğin eldeki boşanma davasını açtığını, büyü işi ile ilgilenen tarafın aslında eşi olduğunu, bunun ... yazışmalarından da anlaşılabileceğini, eşinin ... isimli bir kadınla sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde birlikte yaşadığını, bu kadının sahte isim kullanarak kendisine mesajlar attığını, kendisinin 28.12.2018 tarihinde açtığı boşanma davasından sonra 2019 yılının Ocak ayında eşinin kendisine pişman olduğuna ve özür dilediğine ilişkin mesajlar gönderdiğini, son ayrılık tarihi olan 01.04.2019 tarihinden bu yana bir araya gelmediklerini belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 2.500.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 25.000.00 TL maddî, 75.000.00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 12.02.2015 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek bir çocuklarının bulunduğu, davalı-karşı davacı kadının, ... Aile Mahkemesinin 2018/325 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu boşanma davasından 08.05.2019 tarihinde feragat ettiği, iş bu dosyada açtığı aynı tarihli ( 08.05.2019) karşı davasında ise; feragat ettiği dosyada ileri sürdüğü vakıalara ek olarak eşinin kendisine 01.04.2019 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı iddiasında bulunduğu, kadının önceki boşanma davasından 08.05.2019 tarihinde feragat ederek erkeğe bu tarihten önce kusur olarak isnat edilen önceki olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine feragat tarihinden sonra erkeğin, boşanmayı gerektirir başkaca kusurlu bir davranışının da iddia ve ispat edilemediği, erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasında kusurunun olmadığı, buna karşılık kadının ise büyü işleri ile uğraşmak suretiyle birliğin sarsılmasına tam kusuru ile sebebiyet verdiği gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının karşı boşanma davasının reddine, müşterek çocuğun velâyetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk yararına aylık 750,000.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı erkek yararına 10.000.00 TL maddî tazminata hükmedilmiş, erkeğin yasal şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafların 2019 yılı Şubat ayında bir araya gelerek yaklaşık 40 gün aynı evde yaşadığını, davacı-karşı davalının, bir araya geldikten sonra da sadakatsiz yaşam ve kusurlu davranışlarının devam ettiği için 40 gün sonra müşterek konutu terk ettiğini, 01.04.2019 tarihinde eve gelen davacı-karşı davalının, müvekkilini darp ettiğini, silahla tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, bu eylemi nedeniyle erkeğin yargılanıp ceza aldığını, fiziksel şiddetin darp raporu ile de sabit olduğunu, her ne kadar 08.05.2019 tarihli dilekçe ile önceki açılan boşanma davasından feragat etmiş ise de aslında feragat iradesinin 12.02.2019 tarihli olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun olmadığını, davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu beyanla asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, velâyet düzenlemesi hariç olmak üzere her iki davanın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından, erkeğe karşı 28.12.2018 tarihinde sadakat yükümlülüğünü ihlal sebebi ile ... Aile Mahkemesinin 2018/325 Esas sayılı dosyasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davası açıldığı, 2018/325 Esas sayılı dosyada kadın tarafından 12.02.2019 tarihli dilekçe ile erkek ile barışmaları nedeniyle koruma kararının kaldırılması talebinde bulunulduğu, kadın vekilinin de 14.02.2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirdiği, ancak kadın vekilinin vekâletnâmesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunmaması nedeniyle kadın vekilinin feragat beyanının mahkemece dikkate alınmadığı, daha sonra kadının 06.05.2019 tarihli davadan vazgeçme dilekçesi ve 08.05.2019 tarihli davadan feragat dilekçesi sunduğu, erkeğin de 15.04.2019 tarihinde ... Aile Mahkemesinin 2019/284 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığı, erkeğin açtığı davanın 16.04.2019 tarihli dava ile kadının açtığı boşanma davası ile birleştirildiği, mahkemece 27.06.2019 tarihli duruşmada erkeğin açtığı boşanma dava dosyasının tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verdiği, kadının açtığı 2018/325 Esas sayılı dosyada da 27.06.2019 tarih, 2019/459 Karar sayılı ilamı ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, erkeğin tefrik edilen davasının ise mahkemenin eldeki 2019/561 esasına kaydedildiği, kadının da erkeğin davasında 08.05.2019 tarihinde erkeğin kendisine 01.04.2019 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı iddiası ile karşı dava açtığı, kadının 28.12.2018 tarihinde ... Aile Mahkemesinin 2018/325 Esas sayılı dosyasında açtığı davasından 08.05.2019 tarihinde davasından feragat etiği, buna göre kadının boşanma davasından feragat ettiği 08.05.2019 tarihinden önce gerçekleşen davacı-karşı davalı erkeğe yüklenebilecek kusurlu davranışları affettiği gibi, kadının ilk davasından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla yeniden bir araya gelmeleri ve bir süre daha evlilik birliğinin sürdüğünün anlaşılması karşısında tarafların bu tarihten önce gerçekleşen ve kendilerine yüklenebilecek kusurlu davranışları da karşılıklı olarak affettiklerinin en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabulünün gerektiği, 01.04.2019 tarihinde gerçekleşen erkeğin kadına yönelik şiddet vakıasının da feragat öncesinde gerçekleştiği, feragat tarihinden sonrasına ilişkin tarafların boşanmaya sebep olabilecek nitelikte kusurlu bir davranışlarının ispatlanamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında her iki davanın da reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadının karşı davasının reddi kararı isabetli ise de, erkeğin asıl davasının da reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusurun açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, ispatlanamayan asıl ve karşı davasının ayrı ayrı reddine, müşterek çocuk yararına dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar geçerli olmak üzere 750,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, boşanma davaları reddedildiğinden tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde; 28.12.2018 tarihinde ... Aile Mahkemesi'nin 2018/325 Esas Sayılı dosyasında boşanma davası açanın da açmış olduğu boşanma davasından feragat edenin de davalı-karşı davacı kadın olduğunu, kendisinin herhangi bir feragat beyanının bulunmadığını, kadının karşı davasının reddine yönelik kararların isabetli olduğunu ancak kendi boşanma davasının reddi kararının doğru olmadığını beyanla asıl boşanma davası ve fer’i taleplerinin reddi kararı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde; 28.12.2018 tarihinde açmış olduğu ... Aile Mahkemesi'nin 2018/325 Esas sayılı dosyasından 08.05.2019 tarihinde feragat ettiğini, ... Aile Mahkemesi'nin 2019/561 Esas Sayılı dava dosyasından eşi tarafından 01.04.2019 tarihinde darp edilmesi nedeniyle açmış bulunduğu karşı boşanma boşanma davasından feragat etmediğini, feragat iradesinin yanlış yorumlandığını, eşinin fiziksel şiddet eylemini affetmediğini beyanla karşı boşanma davası ve fer’i taleplerinin reddi kararı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın reddi kararının yerinde olup olmadığı tarafların dilekçelerinde dayandıkları kusura ilişkin vakıaların, tekrar bir araya gelerek birlikte yaşamak suretiyle karşılıklı olarak af kapsamında kalıp kalmadığı, feragat tarihinden önce yaşanan vakıaların hükme esas alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 307 inci, 309 uncu, 310 uncu 311 inci maddeleri ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.