"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1583 E., 2022/481 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/566 E., 2019/422 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin maddî tazminat talebi ile ilgili istinaf talebinin esası incelenilmeksizin kabulüne, kararın bu taleple ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, açıklanan şekilde karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, diğer yönlerden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olup, temyiz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin maddî tazminat talebi yönünden kaldırılması ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararına karşı, davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuşsa da, bu karara karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin erkeğin maddî tazminat talebi hakkında verilen gönderme kararı yönünden reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı davacı kadın vekilinin tüm, davacı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı- davalı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müzik sektöründe ajans prodüktör ve menajerlik faaliyetleri yürüttüğünü, bu nedenle işi gereği sanat camiasındaki insanlarla muhattap olup çalıştığını, davalının sürekli olarak müvekkilinin bu ortamlarda bulunmasından dolayı kıskançlık gösterdiğini, müvekkilini sürekli rahatsız ettiğini, müvekkilinin iş toplantılarını dahi yapamaz hale geldiğini, müvekkilinin işi nedeniyle kendisini şöhret yapmasını istediğini, bu konuda davalı- davacının müvekkilini zorladığını, müvekkilinin eşinin bu camiada yer almasını istemediğini ancak davalı- davacının bütün bu yöndeki baskıları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin çocuk istemesine rağmen davalı- davacının çocuk yapmak istemediğini, müvekkilinin davalı- davacının baskıları sebebiyle davalı- davacıya klip çıkarma gibi çalışmalarda bulunduğunu ve masraflar yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı davalı erkek tarafından açılan davayı kabul etmediklerini, erkeğin sürekli olarak müvekkiline baskı uyguladığını "Evinde otur, evinin kadını ol" diye kısıtlamalar getirdiğini, müvekkilinin sabrettiğini ancak davacı davalı erkeğin ortada herhangi bir sebep yokken müşterek ikametgahı terk edip arkadaşları ve avukatı vasıtasıyla müvekkilinden boşanmak istediğini söylediğini, müvekkilini anlaşmalı olarak boşanmaya zorladığını, müşterek ikametgahı terk etmesini istediğini, davalı davacının müşterek ikametgahı terk ederek evliliğin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemesi, müvekkilini evden çıkmamaya zorlaması sebebiyle evlilik birliğini davacı davalının kusuru nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının Azerbaycan'dan sanatçı olmak için Türkiye'ye geldiği, erkeğin bu tür organizasyonlarla ilgilenmesi nedeniyle tanıştıkları, bir süre evlenmeden birlikte yaşadıkları, daha sonra evlendikleri, erkeğin, kadını sanat hayatının içinde olması istediğini bilmesine rağmen sanatçı olmasını istemediği, bundan dolayı taraflar arasında dönem dönem tartışmaların yaşandığı, erkeğin sık sık seyahatlere çıktığı, kadının kendisine ulaşmasını engellemeye çalıştığı, bu nedenle taraflar arasında çıkan ufak tefek tartışmalar sonrasında erkeğin müşterek ikametgahı terk ederek evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, evin elektriğini ve kadının kredi kartını iptal ederek kadını evden çıkmaya mecbur ettiği, sık sık kadının annesini arayarak kızını götürmesini istediği, bu haliyle evlilik birliğinin kadının bir kısım kıskanç davranışları var ise de, erkeğin sorumluluklarını yerine getirmemesi, evi terk etmesi, kadını evden kovması gibi nedenlerle erkeğin daha ağır kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, tarafların tekrar bir araya gelme ihtimalinin bulunmadığı, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı doğan kadın için davanın açıldığı tarihten geçerli olmak tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanmayı gerektiren olaylarda erkek daha ağır kusurlu kabul edildiğinden erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kusurun ağırlığı, paranın alım gücü dikkate alınarak kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; erkeğin iş hayatına yönelik müdahalede bulunan, kıskanan ve "Allah belanı versin beter ol" diyen kadının az, sorumluluklarını yerine getirmeyen, evi terk eden, kadını evden çıkmaya mecbur eden erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olduğu gibi, koşulları oluştuğundan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin de doğru olduğu, buna karşın tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı ve kadının da kusurunun bulunması dikkate alındığında hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat miktarı fazla olduğu, erkeğin dava dilekçesinde evlilik birliği süresi içerisinde kadını mutlu etmek için yüklü miktarda masraflar yaparak şarkılar satın alıp, klip yaparak yayınlatması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000 TL maddî tazminat talebinde bulunduğu, bu isteğin boşanmanın fer'i niteliğinde olan maddî tazminat olmadığı, bu alacak yönünden eksik harcının tamamlanarak görev hususunun düşünülmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak ağır kusurlu erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin doğru olduğu, kadının boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olması nedeniyle, yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesinin değerlendirilmesi doğru olduğu ancak, tarafların yaşı, evliliklerinin süresi ve ortak çocuklarının bulunmadığı da dikkate alındığında yoksulluk nafakasının süresiz olarak verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, 36.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebi yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat ile maddî tazminat hususunda gönderme kararı verilmesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın miktarı, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının uygun olup olmadığı, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı davalı erkek vekilinin tüm, davalı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı davalı erkek vekilinin maddî tazminat talebi hususunda verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı- davacı kadın vekilinin tüm, davacı- davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
b)Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı davalı erkek vekilinin tüm, davalı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin Kemal'den alınarak Ulvıyya'ya verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...